YUNUS NADİ’DEN CAN
DÜNDAR’A CUMHURİYET GAZETESİ
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, operasyonların
yüzde 98 oranında tamamlandığı Sur’da kalan son PKK’lıları bölgeden çıkarmak
için “Sur’a özgürlük eylemi çağrısı”
yapmıştı.
Konuyla ilgili Cumhuriyet gazetesi, “On binler ellerinde
bayraklarla, tren üstünde Sur’a gidiyor” başlıklı bir haber yayınladı.
Haberde, “Diyarbakır
Sur’a giden trenler tıka basa doldu. Yurttaşlar ellerinde bayraklarla trenin
üstünde Sur’a yolculuk ediyor” denildi. Ellerinde bayraklarla tren üstünde
bayraklarla yolculuk edilen trenin fotoğrafı birkaç yıl önce çekilmişti.
On binlerce
insanın Sur'a gittiği de yalandı, bu fotoğrafta yalandı.
Cumhuriyet gazetesinin geldiği son nokta bu: ABD'nin piyonu
F tipi örgütün ve PKK'nın medyadaki borazanı haline gelmiş. Soldan sağa,
devrimden karşı devrim cephesine geçmiş.
Yunus Nadi'nin ve İlhan Selçuk'un kemikleri sızlıyordur.
Cumhuriyet Gazetesinin kurucusu olan Yunus Nadi, gazetecilik
hayatına Tasvir-i Efkâr gazetesinde başlamış, bu gazetenin başyazarlığını
yapmıştır. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Velid Ebuzziya ile anlaşmazlığa düştüğü
için Tasvir-i Efkar gazetesinden ayrılan Yunus Nadi, 1918'de Yeni Gün
gazetesini kurdu. Anadolu'daki milli mücadele hareketini desteklediğini Yeni
Gün’de açıkça yazdı.
16 Mart 1920’de İstanbul'un işgalinden bir gün sonra
gazetesi İngilizler tarafından kapatıldı. Yunus Nadi Anadolu'ya geçmek zorunda
kaldı. 10 Ağustos 1920'den itibaren gazetesini “Anadolu’da Yeni Gün” adıyla
çıkardı ve Anadolu'daki milli mücadeleyi desteklemeye devam etti. Gazete, 11
Mayıs 1924'e kadar Ankara’da yayımlandı.
Yunus Nadi, cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul'a giderek
hilafet yanlısı İstanbul basınına karşı cumhuriyeti ve devrimleri savunacak bir
yayın organı olarak Cumhuriyet gazetesini yayımlamaya başladı. Gazete, Mustafa
Kemal'in teklifi üzerine Hakimiyet-i Milliye ve Yeni Gün gazetelerinin
birleştirilmesi ile doğmuştu.
Yunus Nadi'nin solla ilgilenişi 1917 Sovyet Devrimi'ne kadar
geriye gider. Başyazarı olduğu Tasvir-i Efkar Lenin'in 1917 ilkbaharında
Rusya'ya dönüşünü haber veren ilk gazetedir. Lenin'in ilk resmini o basmış ve
devrim hakkında sürekli yazılar yazmıştır.
1920 yılında yazdığı bir yazıda şunları söylemiş:
“...Batı emperyalizminin mahkûm mevkiine indirdiği, kendisine ilelebet
köle kılmak istediği, zulüm görmüş milletler arasında, bize çevrilen husûmet,
bizi mahvetmekle bir teselli bulmak istemeyen bir vahşet derecesindedir.
Ellerimizi ayaklarımızı kıskıvrak bağlayarak, bize ebedi bir kölelik hayatı
yaşatmak istiyorlar. Demek oluyor ki, dünyanın büyük inkilâp savaşında, bizim
yerimiz, vahşice saldırısını en ziyade bizim üzerimize yöneltmiş olan
emperyalist ve kapitalist güruhu yıkmak isteyen taraftır.”
“...Bu arada, kendi nefsimizde tecrübeye dayanan bir keyfiyet olmak
üzere, sâbit olmuş gerçek şudur ki, fenalık Rusya'da veya İngiltere'de değil,
emperyalist ve kapitalistliktedir; Çarlık'ın ortadan kalkmış olması, İngiltere
ve Fransa'nın Çarlık'a rahmet okutacak kadar, zalim ve kaniçici olmalarına
engel olmadı. Buna binaen gâye, daha fazla vuzuhla kendiliğinden belli oldu;
aletıtlak emperyalistliğe ve kapitalistliğe karşı ve bunları ernegun edinceye
kadar cidâl!...
“... Bu bayrak altında birleşen milletlerin savaşı, dünyanın ve
insanlığın en mukaddes bir ihtilâlidir. Bu ihtilâl ki ona nazaran İngiliz ve
Fransız İhtilâlleri, zikrolunmaya bile değmeyecek ufaklıkta, gölgede
kalıyor...”
Cumhuriyet gazetesi, Emperyalist ülkeleri zalim ve kaniçici
olarak tarif edip, sömürüye karşı yapılan Sovyet ve Türk devrimini Fransız
devriminden dahi büyük ve olumlu gören Yunus Nadi’nin gazetesinden, “Mustafa” filmi ile bu büyük devrimin liderini
itibarsızlaştırmaya çalışan ve emperyalizmin maşası haline gelen Can Dündar’ın
yönettiği gazeteye dönüşmüştür.
O Cumhuriyet gazetesi ki, Yunus Nadi yönetiminde bağımsızlık,
milli egemenlik ve aydınlanma mücadelemizin en fedakâr ve yararlı kalelerinden
birisi idi. Şimdi F tipi örgütün ve PKK’nın askeri durumuna düştü. Yazıklar
olsun…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder