3 Mart 2016 Perşembe

YUNUS NADİ’DEN CAN DÜNDAR’A CUMHURİYET GAZETESİ

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, operasyonların yüzde 98 oranında tamamlandığı Sur’da kalan son PKK’lıları bölgeden çıkarmak için “Sur’a özgürlük eylemi çağrısı” yapmıştı.
Konuyla ilgili Cumhuriyet gazetesi, “On binler ellerinde bayraklarla, tren üstünde Sur’a gidiyor” başlıklı bir haber yayınladı.

Haberde, “Diyarbakır Sur’a giden trenler tıka basa doldu. Yurttaşlar ellerinde bayraklarla trenin üstünde Sur’a yolculuk ediyor” denildi. Ellerinde bayraklarla tren üstünde bayraklarla yolculuk edilen trenin fotoğrafı birkaç yıl önce çekilmişti. 

On binlerce insanın Sur'a gittiği de yalandı, bu fotoğrafta yalandı.

Cumhuriyet gazetesinin geldiği son nokta bu: ABD'nin piyonu F tipi örgütün ve PKK'nın medyadaki borazanı haline gelmiş. Soldan sağa, devrimden karşı devrim cephesine geçmiş.
Yunus Nadi'nin ve İlhan Selçuk'un kemikleri sızlıyordur.

Cumhuriyet Gazetesinin kurucusu olan Yunus Nadi, gazetecilik hayatına Tasvir-i Efkâr gazetesinde başlamış, bu gazetenin başyazarlığını yapmıştır. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra Velid Ebuzziya ile anlaşmazlığa düştüğü için Tasvir-i Efkar gazetesinden ayrılan Yunus Nadi, 1918'de Yeni Gün gazetesini kurdu. Anadolu'daki milli mücadele hareketini desteklediğini Yeni Gün’de açıkça yazdı.
16 Mart 1920’de İstanbul'un işgalinden bir gün sonra gazetesi İngilizler tarafından kapatıldı. Yunus Nadi Anadolu'ya geçmek zorunda kaldı. 10 Ağustos 1920'den itibaren gazetesini “Anadolu’da Yeni Gün” adıyla çıkardı ve Anadolu'daki milli mücadeleyi desteklemeye devam etti. Gazete, 11 Mayıs 1924'e kadar Ankara’da yayımlandı.

Yunus Nadi, cumhuriyetin ilanından sonra İstanbul'a giderek hilafet yanlısı İstanbul basınına karşı cumhuriyeti ve devrimleri savunacak bir yayın organı olarak Cumhuriyet gazetesini yayımlamaya başladı. Gazete, Mustafa Kemal'in teklifi üzerine Hakimiyet-i Milliye ve Yeni Gün gazetelerinin birleştirilmesi ile doğmuştu.

Yunus Nadi'nin solla ilgilenişi 1917 Sovyet Devrimi'ne kadar geriye gider. Başyazarı olduğu Tasvir-i Efkar Lenin'in 1917 ilkbaharında Rusya'ya dönüşünü haber veren ilk gazetedir. Lenin'in ilk resmini o basmış ve devrim hakkında sürekli yazılar yazmıştır.
1920 yılında yazdığı bir yazıda şunları söylemiş:

“...Batı emperyalizminin mahkûm mevkiine indirdiği, kendisine ilelebet köle kılmak istediği, zulüm görmüş milletler arasında, bize çevrilen husûmet, bizi mahvetmekle bir teselli bulmak istemeyen bir vahşet derecesindedir. Ellerimizi ayaklarımızı kıskıvrak bağlayarak, bize ebedi bir kölelik hayatı yaşatmak istiyorlar. Demek oluyor ki, dünyanın büyük inkilâp savaşında, bizim yerimiz, vahşice saldırısını en ziyade bizim üzerimize yöneltmiş olan emperyalist ve kapitalist güruhu yıkmak isteyen taraftır.”

“...Bu arada, kendi nefsimizde tecrübeye dayanan bir keyfiyet olmak üzere, sâbit olmuş gerçek şudur ki, fenalık Rusya'da veya İngiltere'de değil, emperyalist ve kapitalistliktedir; Çarlık'ın ortadan kalkmış olması, İngiltere ve Fransa'nın Çarlık'a rahmet okutacak kadar, zalim ve kaniçici olmalarına engel olmadı. Buna binaen gâye, daha fazla vuzuhla kendiliğinden belli oldu; aletıtlak emperyalistliğe ve kapitalistliğe karşı ve bunları ernegun edinceye kadar cidâl!...

“... Bu bayrak altında birleşen milletlerin savaşı, dünyanın ve insanlığın en mukaddes bir ihtilâlidir. Bu ihtilâl ki ona nazaran İngiliz ve Fransız İhtilâlleri, zikrolunmaya bile değmeyecek ufaklıkta, gölgede kalıyor...”

Cumhuriyet gazetesi, Emperyalist ülkeleri zalim ve kaniçici olarak tarif edip, sömürüye karşı yapılan Sovyet ve Türk devrimini Fransız devriminden dahi büyük ve olumlu gören Yunus Nadi’nin gazetesinden,  “Mustafa” filmi ile bu büyük devrimin liderini itibarsızlaştırmaya çalışan ve emperyalizmin maşası haline gelen Can Dündar’ın yönettiği gazeteye dönüşmüştür.


O Cumhuriyet gazetesi ki, Yunus Nadi yönetiminde bağımsızlık, milli egemenlik ve aydınlanma mücadelemizin en fedakâr ve yararlı kalelerinden birisi idi. Şimdi F tipi örgütün ve PKK’nın askeri durumuna düştü. Yazıklar olsun…

Hiç yorum yok: