3 MART VE EĞİTİM SAVAŞI
Cumhuriyet tarihinde 3 Mart’ın çok büyük bir önemi vardır.
3 Mart 1924 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi 3 önemli
devrim kanunu çıkarttı. Halifelik ve Şerriye ve Evkaf Vekâleti, Din ve Vakıflar
Bakanlığı kaldırıldı. Tevhidi Tedrisat Kanunu kabul edilerek eğitim
birleştirildi, medreseler kapatıldı.
OSMANLI’DA DURUM
Osmanlı’da eğitim Tanzimat’a kadar din ağırlıklı idi. Tanzimat’tan
sonra kısmen de olsa batılı tarzda eğitim başlar. Bu şekilde kaynak ve uygulama
yönünden eğitim ikiye bölünür: medrese ve okul eğitimi. Adeta iki ayrı kafa,
iki ayrı ruh yetişmeye başlar. Bu arada yabancı ve azınlık okulları da kendi
bildikleri gibi eğitim yapmaktadır.
Çocukların sadece 1/4'i okula gidebiliyor. Halk cahil.
Erkeklerin % 93'ü, kadınların % 99'u okuma yazma bilmiyor. Toplam 4770
ilkokul, 72 ortaokul ve 23 lise var. İlkokullarda 337.618, ortaokullarda 5905
ve liselerde toplam 1241 öğrenci öğrenim görüyor. Ortaokulda 543, liselerde ise 230 kız öğrenci
var.
Medreseler askerden kaçma yeri ve bağnazlık yuvası olmuş.
Hurafeler din diye öğretiliyor. Medreselerde Türkçe yasak. Ülkede bir
üniversite (darülfünun) var. Bu kurum da çağın özelliklerinden uzak bir halde.
Akıl ve bilim unutulmuş.
Basılan ve okunan kitap sayısı çok az. 1729-1830
yıllarında Osmanlı'da basılan kitap sayısı 180; aynı sürede Batı'da basılan
kitap sayısı 90.000. Kitap yok, kütüphane yok, müze yok, resim yok, heykel
yok, tiyatro yok, spor yok.
Halkı aydınlatacak, bilinçlendirecek, eğitecek kurumlar yok.
Halk adeta kendi kaderine ve cami imamının, tarikat şeyhinin, medrese ehlinin,
bilgisine terk edilmiş durumda. Akılcı ve bilimsel düşünce yok.
Halkta tarih bilinci yok. Tarih denince peygamberlerin ve
padişahların hayat hikâyesi anlaşılıyor. Tarihi eserler yurt dışına
kaçırılıyor, kıymeti bilinmiyor.
Türkçe ihmal edilmiş. Sözcükler unutulmuş. Türkçe, Osmanlıca
denilen bir dile dönüşmüş. Arapça, Farsça ve Fransızca Türkçeyi adeta istila
etmiş. Arapça alfabe kullanılıyor.
Birçok dini cemaat hayata yön vermeye çalışıyor. Mezhep
çatışmaları çok fazla. Falcılar, büyücüler, şeyhler, şıhlar ayrıcalıklı
konumda. Din istismarı çok yaygın.
EĞİTİM SAVAŞI
Atatürk’ün bu tabloyu kabullenmesi mümkün değildi. Eğitimin
millileşmesi ve yaygınlaşması içim hızla atılımlara başlandı.
Atatürk’ün benimsediği eğitimin, milli niteliklere sahip ve
başarılı olabilmesi için her şeyden evvel öğretimde birliğin olması gerekir. 3
Mart 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarılarak Milli Eğitimde birlik,
bütünlük sağlanmıştır. Medrese ve okullar Maarif Bakanlığına bağlanmış;
tekkeler, türbeler, zaviyeler kapatılmıştır.
Yabancı ve azınlık okulları devlet kontrolüne girmiştir.
Böylece, daha
önce mektepli ve medreseli olarak ikiye bölünmüş olan toplumun sosyal
bütünleşmesi ve çağdaşlaşması, eğitimin bilimsel temellere dayalı olmasının ilk
adımı atılmıştır.
Medreseler kapatılmıştır. Ülkede bulanan tek üniversite olan Darûl Fünun’da
1933 yılında İstanbul Üniversitesi olarak düzenlenmiştir. Daha sonra her gün
sayıları artan diğer üniversitelerle eğitim ve öğretim alanında çabalar devam
etmiştir.
1 Kasım 1928’de ise Yeni Türk Harfleri kabul edilmiştir. Cumhuriyet
döneminin en önemli yeniliklerinden biri de, Arap harflerinin yerine Latin
harflerinin kabul edilmesi olmuştur. Atatürk’ün önderliğindeki yeniliklerle,
eğitim savaşının temel ilkeleri eğitim kurumlarına hâkim prensip olarak
getirilmiştir.
TEMEL İLKELER
Eğitim milli olacak; eğitim ve öğretimde birlik sağlanacak,
mesleki ve uygulamalı eğitime önem verilecek, eğitim yaygınlaştırılacak, halkın
eğitimi de sağlanacak, eğitimde akıl ve bilim ön planda olacak.
Bu ilkeler doğrultusunda okul ve öğrenci sayıları artırıldı.
Yetişkinlerin eğitimi için Millet Mektepleri ve Halk Evleri projeleri
uygulamaya konuldu. Üniversite reformu yapıldı.
Türkiye'de 1927 yılında okuma yazma oranı erkeklerde %7,
kadınlarda %04 iken, Harf Devrimi'nden 7 yıl sonra (1935) bu oran %19.2'ye
çıkmıştır. Bu oran Harf Devremi öncesinin 3 katı kadardır.
Harf Devrimi öncesi son 200 yılda toplam 30.000 kitap
basılmıştır. 1927 yılından 1943 yılına kadar geçen sürede basılan kitap sayısı
ise 31.000'dir.
İlkokul sayısı: 1924’de 4894, 1936’da 6112, 1946’da 15.009.
Mezun olan öğrenci sayısı: 1929-1930 ders yılında ilkokulu
bitirenlerin sayısı 17.000; 1943-1944
yılında 75.000.
HALKIN EĞİTİMİ
1929-1933 tarihleri arsında Türkiye'de toplam 54.050 Millet
Mektebi açılmıştır. Bunun 18.589'u kentlerde, 35.461'i köylerdedir. Beş yıl
içinde Millet Mekteplerine 2.305.924 kişi devam etmiş ve diploma almıştır.
Millet Mekteplerine devam edenlerin 458.000'i kadındır ve bunların çoğuna okuryazarlık
diploması verilmiştir.
Halk Evlerinin faaliyetlerinin özeti:
1933’de 915 konferans; 1938’de 3056 konferans düzenlenmiş. 1933’de
373 konser, 1938’de 1164 konser verilmiş; 1933’de 511 temsil (tiyatro); 1938’de
1549 temsil gösterisi yapılmış; 1933’de 59.444 olan kitap sayısı, 1938’de
129.362 kitaba ulaşmış; 1933’de okuyucu sayısı 149.000 iken, 1938’de 1.590.000
olmuş.
Başta Atatürk olmak üzere Türk Devrimini gerçekleşmesinde ve
devam ettirilmesinde emeği geçen tüm eğitim savaşçılarına şükran, minnet ve
saygılar sunuyorum…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder