29 Ocak 2016 Cuma

TÜRK TİPİ BAŞKANLIK: PADİŞAHLIK

Türkiye Cumhuriyet'i kurulduğundan bu yana devleti yıkmak için yapılan saldırılar yoğunlşarak devam ediyor. Sürekli savaş halindeyiz. Ekonomik olarak savaş halindeyiz, politik olarak savaş halindeyiz, pisikolojik olarak savaş halindeyiz.

Kim saldırıyor diye sorarsanız söyleyelim, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken kiminle mücadele edip yendiysek onlar saldırıyor. O zaman yedi düvel diyorduk, Atlantik Sistemi diyoruz. Buı sistemin başını da ABD çekiyor.

BİDEN'İN TALİMATLARI

ABD Başkan Yardımcısı geldi ve şu talimatları verdi gitti:

1.    Suriye'ye kendi başınıza müdahale edemezsiniz!
2.     PYD –YPG bizim Ortadoğu’daki kara gücümüzüzdür. Bu nedenle bizim Kürt koridoru işimizi baltalamaya yönelik ve bu güçleri hedef alan operasyon yapamazsınız!
3.    Kendi başına yeni terörist gruplar oluşturamazsınız. İncirlik in denetim ve kontrolü NATO dolayısıyla ABD ye aittir. Buraya müdahale edemezsiniz.
4.    Irak'ta, ABD’den habersiz inisiyatif almaz, Barzani, Nuceyfi, Abadi ile bizim bilgimiz dışında bir görüşme, uzlaşma, antlaşma yapamazsınız! . Musul ve Kerkük ABD için yaşamsal önem taşımaktadır. Bu bölgelere müdahaleniz söz konusu değildir!
5.    Güneydoğu ve Kandil'e operasyonlarını bitireceksiniz. “çözüm masası” yeniden ve ivedilikle oluşturulmalı, PKK'nın istekleri karşılanmalı.
6.    Yeni Anayasa’da  “Atatürkçülük” ve “Türk Milleti ”  yer almamalı.
7.    İhvan ve/veya IŞİD konusundaki kararlar, İsrail ile işbirliği ve İsrail in önerileri doğrultusunda alınmalıdır.

Bu olay gösteriyor ki, Cumhuriyet'in temel ilkesi olan “tam bağımsızlık” yok olmuştur. Böyle direktifler veren bir diplomat istenmeyen adam ilan edilip, memelektine gönderilmeliydi.

YENİ ANAYASA

Biden'in yeni anayasa yapın, içinde Atatürk ve Türk Milleti olmasın talimatı için zaten kollar sıvanmış durumda.

“Yeni Anayasa” çalışmalarının başını da Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarı çekiyor. CHP, MHP, HDP de onların peşine takılmış durumda. Anayasa masası kurulsa da bir sandalye de biz kapsak diye bekliyorlar.

Erdoğan, nasıl bir anayasa istediğini açıklamış: Türk tipi başkanlık ve milli ve yerli anayasa istiyormuş. Şöyle diyor Erdoğan:

“Bugüne kadar kurulan anayasaların hepsi ithaldir, yerli değildir ve ithal ürünlerle yönetildik, ithal mantıklar bize hakim oldu. Şimdi biz yerliye ve milliye dönmeliyiz.”

Anaysalarda mutlaka olması gereken milli egemenlik, demokrasi, kuvvetler ayırımı, insan hak ve özgürlikleri, parlemento gibi kavramların hepsi aslında ithal hususlardır. Bu değerleri biz başka ülkelerden aldık. Anaysa kavramının kendisi de aslında ithaldir.

Anayasal düzenin kurulması ve millet egemenliğinin sağlanması devrimler silsilesi sonucunda oluşmuştur. 1876 yılından bu yana Namık Kemallerin, Mithat Paşaların, Ziya Gökalplerin, Talat Paşaların ve nihayetinde Musatafa Kemal Atatürk'ün hep padişaha hem de yedi düvele karşı verdiği mücadelenin sonucunda Türkiye Cumhuriyet'i kuruldu.

Türkiye Cumhuriyet'i kurulunca biz millet egemenliğine, tam bağımsızlığa ve yukarda sıraladığım değerlere sahip olduk.

Milli egemenliğin bedeli ise ağır oldu. Türk Milleti bağımsız ve egemen olmak için çok kan döktü, çok şehit verdi. Türkiye Cumhuriyeti erkeği ile, kadını ile çocuğu ile verilen çok büyük bir savaşın sonucudur.

PADİŞAHLIK BİTTİ!

Yeni anayasa yaparak Türk Milleti'ni anayasadan çıkararak millet egemenliğini yok etmek isteyenlerin, haklarımızı ve özgürlüklerimizi elimizden almak isteyenlerin bu bedeli göz önünde tutmaları gerekir. Bu bedeli ödemeden hiç kimse Türk milletini anayasadan silemez ve millet egemenliğini yok edemez.

Türk Milleti'ni anayasadan çıkarıp, “ithal değerleri” de yok edip, millet egemenliğini de etnik kimlik ve mezhep esasına dayanan özerk devletçiklere devredince oluşacak devletin “Türk tipi” başkanına da artık padişah demek lazım. Sayın Erdoğan padişah olunca da artık başkanlık babadan oğula geçer. Erdoğan'ın iki oğlunun olmasının yaratacağı sorun da Osmanlı usullerine göre çözülebilir.


Hiç yorum yok: