26 Ocak 2016 Salı

DEVRİM VE KARŞI DEVRİM

Türk Milleti 150 senedir milli demokratik devrim süreci içerisindedir. Bu devrimin temel hedefi emperyalizmin tasallutundan ve Ortaçağ zihniyetinden kurtulmak, tam bağımsızlığa kavuşmak ve millet egemenliğini kayıtsız şartsız sağlamaktır.

Türk devriminin ilk aşaması Mithat Paşa’ların , Namık Kemal’lerin, Ziya Paşa’ların başını çektiği Yeni Osmanlılar tarafından 1876 yılında I. Meşrutiyet’in ilanı ile gerçekleşti.

İkici aşamanın önderleri Genç Türkler, ve İttihat ve Terakki Cemiyeti idi. Onların önderliğinde 1908 Hürriyet devrimi başarıldı.

Türk devrimin en önemli aşaması ise, 30 Ağustos zaferi sonrası kurulan Türkiye Cumhuriyeti oldu.

Türk Milleti, Cumhuriyet ile birlikte kendi milli devletine ve egemenliğine kavuştu. Emperyalizme karşı tam bağımsızlığını ilan etti. Laik devlet anlayışı ile hem milli birlik pekiştirildi hem de ülke bilimin aydınlığı ile aydınlanmaya başladı.

Ne yazık ki, Atatürk’ün erken vefat etmesi, karşı devrim sürecinin başlamasını kolaylaştırdı. II: Cihan harbinden sonra karşı devrim yol almaya başladı.

Karşı devrim süreci boyunca, tam bağımsızlık ilkemiz zedelendi. Atlantik sitemine bağlandık. Milli Ordumuzu NATO’nun kontrolüne bıraktık. Ekonomimiz ABD ve AB ülkelerinin arzu ve iradesi doğrultusunda şekillendirmeye başladık. Milli birliğimizi etnik siyasete ve mezhepçilik anlayışına kurban ettik. İkili anlaşmalar yaparak milli egemenliğimize zarar verdik. Laiklik ilkesini unuttuk.

Özellikle son dönemde ise karşı devrim iki koldan saldırılarını artırdı: Bir yandan irticai bir dikta yönetimi kurma çalışmaları, diğer yanda vatanı bölme ihaneti Türk Devrimini yok olma noktasına taşıdı.

Özellikle son 13 yılda, AKP iktidarı karşı devrimin öncüsü oldu. Milli egemenlik zedelendi, kuvvetler ayırımı yok edildi, özgürlükler kısıtlandı, aydınlanmanın yerini dogmaların karanlığı almaya başladı. Neoliberal politikaları uygulama adına ekonomimizi emperyalistlerin emrine verdik.

Cumhuriyet’in 6 okunun altısının da uçları kırık artık. Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, Milliyetçilik, Devrimcilik emperyalist güçlerin izin verdiği kadarı ile bizi yönlendiriyor.

İşin acı tarafı, Cumhuriyet’i kuran parti de artık karşı devrimin bir parçası olmuş. O kadar olmuş ki, laikliğin başı düşmanı ve ABD’nin piyonu bir cemaati savunur duruma gelmiş. O da yetmiyormuş gibi, ülkeyi bölmeye ve vatan topraklarını ABD ve İsrail’e peşkeş çekmeye uğraşan örgüte sempati ile bakabiliyor.

AKP, CHP,  HDP bir araya gelmiş “Özgürlükçü demokrasi” diyerek etnik guruplara özerklik ve eğitim; cemaatlere “yaşam tarzı” güvencesi vermeye ve Türk Milletini anayasadan kovmaya çalışıyor.

Türk Milleti’nin cumhuriyetçi, devrimci, milliyetçi, halkçı, devletçi ve laikliğe inanan evlatlarının bir araya gelmesi ve bir Türkiye cephesi oluşturması şart olmuştur. Bu cephe, özellikle vatanın bütünlüğü için mücadele vermelidir. Güneydoğu’da yürütülen Vatan Savaşı kazanıldıktan sonra Kemalist devrimi tamamlamak için her türlü gayret gösterilmelidir.

Vatan Partisi bu cephenin merkezindedir ve Milli Demokratik Devrimi tamamlamak azim ve kararlılığındadır. Mustafa Kemal’e inan insanların bir araya gelip karşı devrime karşı mücadele edeceği örgüt Vatan Partisidir.


2016 yılı Vatan Partisi ve Atatürk’e inananların yılı olacaktır. 

Hiç yorum yok: