25 Ocak 2016 Pazartesi

MUSTAFA KOÇ’UN ÖLÜMÜ ÜZERİNE

Mustafa Koç’un ölümüne çoğu insan gibi ben de üzüldüm. O, her şeyden önce bir insandı, bir candı. Üretimin artmasında çok büyük katkıları oldu.  

Her canın ölümü bizi özer. Bu üzüntü bazı şeyleri yazmaya da engel olmaması gerekir.

Ben bu vefata daha geniş açıdan bakmak istiyorum:

Yüz yıllardır bazı ülkelerin siyasi ve iktisadi hayatına hâkim olan kesimler, sırf kendi keselerini doldurmak ve daha zengin olmak için, başka halkların, başka milletlerin toprağına, emeğine, ham maddesine, pazarına, doğal ve mali kaynaklarına el koyuyorlar. Sömürüye dayanan emperyalizm sürüp gidiyor. Emperyalizmin ve sömürü düzeninin oluşturduğu dünyamızın manzarası ise çok korkunç ve üzücü.

Dünyada bugün 1.3 milyar insan aşırı fakirlik içinde yaşıyor. Bunların günde harcadıkları para 1 doların altında.

1 milyara yakın insan açlık sınırının altında.

Son 10 yılda açlık çeken insan sayısı azalmadı, arttı.

200 milyon çocuk beslenmek için yeterli gıda bulamıyor ve bebek ölümleri azalmıyor.

En az 100 milyon çocuk ilkokula, 250 milyon çocuk ortaokula gitme imkânından mahrum.

300 milyon çocuk çalışmak mecburiyetinde.

1 milyara yakın insan okuma yazma bilmiyor.

Yüzbinlerce insan evinden, yurdundan göç etmek mecburiyetinde kalıyor. Binlercesi yollarda ölüyor.

Her gün binlerce insan patlayan bombalar ve atılan kurşunlarla hayatını kaybediyor.

En zengin 200 kişinin serveti 1 trilyon dolardan fazla. Buna karşılık 43 fakir ülkenin tüm geliri 150 milyon civarında.

Bu tablonun sorumlusu gelir düzeyi en üst seviyede olan % 1’lik kesimdir.

Gelir düzeyi ün üst seviyede olan bu % 1’lik kesim giderek zenginleşirken, % 99’luk kesim ise fakirleşmektedir.  Ülkelerin çoğunda ve dünya genelinde iktisadi ve siyasi politikaları bu zenginler belirlemektedir. Bunlar için para kazanma o kadar büyük bir amaç haline gelmiştir ki, tüm yöntemleri meşru görmektedirler.

Medya da büyük oranda bu ultra zenginlerin elinde ve kontrolünde olduğu için yoksul halk duruma tam teşhis koyamamakta ve sürekli zenginlerin partisini iktidara taşımakta veya iktidarda tutmaktadır.

Bu ultra zenginlerin Türkiye’deki temsilcilerinden birisi de Mustafa Koç’tu.

Koç Holding son yıllarda servetini 5 misli artırdı. Bunda iktidar ile yakın ve iyi ilişki içerişinde olmasının büyük rolü oldu. O kadar iyi ilişkiler içerisindeydi ki, AKP ve Erdoğan aleyhine yayın yapan gazete ve televizyon kanallarına çok az reklam veriyor.

Örnek isterseniz yazayım: Bazı iktidar yanlısı gazeteler Koç Holdinge bağlı şirketlerden çok sayıda reklam alırken, iktidara muhalif yayın yapan Aydınlık ve Yeniçağ gazetelerin satışı bunların bazılarından daha fazla olmasına rağmen bu iki gazete Koç Holding’ten hemen hemen hiç reklam alamamaktadır.

Türkiye’nin ekonomik durumu ortada. Son yıllarda yoksulluk arttı, gelir dağılımı bozuldu, servet, gelir ve fırsat eşitsizliği ciddi boyutlara ulaştı. İşsizlik oranı çift rakamlara ulaştı.  Böyle bir tablonun sorumlusu, AKP iktidarı ve bu iktidarı şu veya bu şekilde destekleyen Türkiye’nin en üst gelir düzeyindeki % 1’lik kesimdir.

Hal böyle iken, AKP karşıtlarının ve Türkiye’nin bu durumundan şikâyetçi olanların Mustafa Koç’a methiyeler düzmesi bana biraz garip göründü ve bunları yazmaya kendimi mecbur hissettim.


Ne diyelim, Allah rahmet etsin.

Hiç yorum yok: