AZİZ SANCAR'IN BAŞARISININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Aziz Sancar’ın kimya dalında Nobel ödülü kazanması hepimizi
gururlandırdı ve sevindirdi. Aziz Sancar’ın ödülü kazandıktan sonra verdiği
mesajlar ise oldukça önemliydi. Türk Milleti’nin bu olaydan ve verilen
mesajlardan çıkarması gereken çok ders var.
Aziz Sancar’ın şu sözüne dikkat isterim. Türkiye’den gelen
haberlerden dolayı üzüldüğünü belirtikten sonra şöyle diyor:
“İnşallah bunu atlatır ve aklıselim bir çözüm bulur. Önemli
olan konular üzerinde çalışırız. Önemli olan memleketi kalkındırmak. Milletin
eğitim, sağlık ve gelir durumlarını çözmek. Ancak o zaman o seviyede olunca
Avrupa ile yarışır bir duruma geliriz" .
Sancar, şöyle devam ediyor: "Türkiye'nin Mardin'den Kars'a, Edirne'ye kadar
bütün çocuklarımıza bilim alanında eğitim öğretim vermemiz lazım. Özellikle
kızlarımızı okutmak lazım. Kızlarımızı okutmazsak insan gücümüzün yarısını
kaybetmiş oluyoruz. Özelikle Doğu ve Güneydoğu'daki kardeşlerimizden kız
çocuklarını okula göndermelerini tekrar tekrar rica ediyorum"
Demek ki ne imiş: Avrupa ile Amerika ile yarışabilmek ve
kalkınmış ülke olabilmemiz için kızlarımız dâhil çocuklarımızı “bilim alanında
eğitim ve öğretim vermemiz lazım”.
Türkiye ise, 1950 yılından bu yana bu gerçeğe göre hareket
edemedi. Özellikle son yıllarda eğitim anlayışımız değişti ve eğitim ve öğretim
bilim alanından dini alan kaydı. Oysa bilmeliydik ki, İslam ülkelerindeki bu
geri kalmışlık, perişanlık bilimsel ve teknolojik geriliklerinin sonucudur.
Bizi ve bu ülkeleri yönetenler bilimsel aydınlanma ve
teknolojik yenilenme döneminde özgürlüğün rolünü, bilginin üretilmesinin ve paylaşılmasının,
bilgiye sahip olmanın, eğitimin ve öğretimin bilim alanında olmasının ne kadar
önemli olduğunun bilecek eğitim ve bilgi seviyesinde değiller. Toplum ise büyük
çoğunluğu ile bilim ortamından uzak yaşıyor. Bilimsel düşünceden nasibini almayan
bir toplumun rasyonel seçimler yapması da mümkün olmuyor.
Aziz Sancar gibi bilim adamlarının yetişmesi ve bilim
üretebilmesi ülkede bilimsel bir ortamın varlığı ile mümkündür. Bilimsel gelişmeye toplum çapında bir düşünce
örgütlenmesi olarak bakmak gerekir. Bilim toplum güçleri tarafından
desteklenmeden ve onaylanmadan gelişmez. Nakli ilimlerin hâkim olduğu bir
toplumda bilim gelişmez, bilim adamı da yetişmez. Molladan bilim adamı
yetiştiği görülmemiştir.
Türkiye eğitim ve öğretim sitemini bilim alanını dikkate
alarak yeniden düzenlemelidir. Eğitime ve bilimin üretilip paylaşılmasına
ayrılan kaynaklar artırmalıdır.
Ezbere dayanan, sorgulamayı öğretmeden ziyade
ezberlemeye önem veren, bilimsel gerçekler yerine değişmez hakikatler peşinde
çocukları oyalayan bir anlayış ile düzenlenen eğitim sistemi bizim Avrupa ile
yarışmamızı mümkün kılmaz. İslam
ülkelerinden Avrupa’ya doğru başlayan göç dalgasının ana sebeplerinden birisi
işte bu eğitim yanlışlığı ve öğretim eksikliğidir.
Aziz Sancar bize doğru yolun ne olduğunu gösterdi. Bilim
ortamı olunca Türk insanının neler yapacağını ispat etti. Onun Türk gençlerine
söylediği şu sözleri çok önemlidir:
“Gençler emin olun ki dünyanın en zeki milletiyiz, yeter ki
çalışın. Ben Mardin köyünden çıktım ve bugün Nobel aldım; azimle çalışın”.
Aziz Sancar’ın Mardin’in bir köyünden çıkıp bu seviyeye
yükselmesinin temelinde Cumhuriyet vardır. Bu gerçek de inkâr edilemez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder