22 Mayıs 2014 Perşembe

EVET DİKTATÖRSÜN!

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Kemal Kılıçdaroğlu’na hitaben şöyle demiş: "Bu ülkenin başbakanına, diktatör yakıştırması yapanlar var. Diktatör yakıştırması yapanlar şu an karşımda. Tayyip Erdoğan diktatör olacak sen meydanlarda dolaşacaksın öyle mi? Diktatörün olduğu yerde bunu yapamazsın" 

Bu soru akla şunu getiriyor: Hitler diktatörlüğe giderken muhalefet partileri ve onların başkanları yok muydu? 

Elbette vardı. Hatta Hitler başbakan olduğunda onun karşısında değil yanında Franz Von Papen vardı ama Von Papen’in varlığı Hitlerin diktatör olmasını önlemedi. Birçok diktatör demokratik yollarla iktidara geldi ve daha sonra zaman içinde muhalefeti bertaraf edip tam anlamı ile diktatör oldu. Şu anda Kılıçdaroğlu’nun ana muhalefet partisi başkanı olarak var olması Recep Tayyip Erdoğan’ın adım adım diktatörlüğe gittiği gerçeğini değiştirmez.

Bir yönetici,

kuvvetler ayrılığı ilkesini hiçe sayıp devletin üç kuvvetini de elinde tutuyorsa;
istediği kanunu bir gecede çıkarabiliyorsa;
yargıyı ayak bağı olarak görüp onun kontrol altına almaya çalışıyorsa;
yargı kararlarını dinlemiyor ve hatta ona meydan okuyorsa;  
rüşvet, hırsızlık ve haksız kazanç sağladığına dair iddiaları araştırmak isteyen hakim ve savcıların yerini değiştirip yargının kendisi aleyhinde soruşturma yapmasını engelliyorsa;
Sayıştayın denetleme raporlarının TBMM’ne gelmesini engelliyorsa;  
muhalefet liderlerinin konuşmalarını veren televizyonların bu yayınlarını değiştirebiliyorsa;
muhalif gazetecileri işinden ediyorsa; gazete ve televizyon sahiplerine baskı uyguluyorsa;
kendi propagandasını yapması için ülke içindeki çoğu medya kuruluşunu yandaşlarının alması için diğer iş adamlarından para toplayıp havuz oluşturuyorsa;
kendisine bağlı yargı deneti,mi dışında bir örgüt oluşturuyorsa;
Türk Silahlı Kuvvetlerinin çok değerli mensuplarını, gazetecileri, bilim adamlarını “kumpas”  sonucu tutsak ediyorsa;
hazine arazilerini, devlete ait işletmeleri yasa dışı yollar ile yandaş iş adamlarına veriyorsa;
işçilerin hak aramasını önlemek için sendikaları etkisiz hale getiriyorsa;
yüksek yargı mensuplarını, sivil toplum örgütü başkanlarını azarlayıp onlara hakaret edebiliyorsa,
bu yöneticiye diktatör denir.


Sayı başbakan eğer bu saydıklarımı yapıyorsa, evet o da bir diktatördür.

Hiç yorum yok: