CUMHURİYET’TEN SALTANATA
Türk Milleti’nin batılı emperyalist güçlere karşı verdiği
bağımsızlık ve kurtuluş savaşı aslında bir isyandır. Bu isyan, sadece onu
Anadolu’nun ortasında tutsak bir ulus olarak yaşatmak isteyen dış güçlere değil,
600 yıl süren Osmanlı hâkimiyetine de karşıdır.
Mustafa Kemal Atatürk TBMM’de yaptığı bir konuşmada bu
durumu şöyle dile getirmiştir.
“Egemenlik ve saltanat hiç kimse
tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye; görüşme ile, münakaşa ile verilmez.
Egemenlik, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla
Türk milleti'nin egemenlik ve saltanatına el koymuşlardı; bu musallat
olmalarını altı asırdan beri devam ettirmişlerdi. Şimdi de, Türk Milleti bu
mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, egemenlik ve saltanatını, isyan ederek
kendi eline açıkça almış bulunuyor.”
Türk Milleti de kan dökerek, can
vererek kudretle ve zorla egemenliği elde etmiştir.
Son yıllardaki gelişmeleri dikkate alınca
acaba Atatürk aşağıdaki iddiasında yanılmakta mıdır diye düşünmeye başladım.
“Millet egemenliğini almıştır ve isyan ederek almıştır.
Alınan egemenlik, hiç bir neden ve biçimde terk edilemez;
geri verilemez. Bırakılamaz.
Bu egemenliği tekrar
geri alabilmek için, almak için kullanılmış araçları kullanmak gerekir.”
Bu ifadesi ile Atatürk, Türk Ulusu’nun kan dökerek, can
vererek elde ettiği egemenliği elinden bırakması için, Türk Milleti’ne egemen
olmak isteyenlerin de kanlarını akıtması gerektiğine işaret etmiştir. Ne yazık ki saltanatın son bulması ve cumhuriyet
idaresinin kurulması ile elde ettiğimiz egemenliğimiz yavaş yavaş belirli bir
ismin ve zümrenin eline geçmektedir.
Egemenliğin en önemli şartı, devlet erklerinin (yasama,
yürütme ve yargı) otoritesini ve yetkisini milletten almasıdır. Basın
özgürlüğünün olmadığı, insanların haber alma haklarının ihlal edildiği,
medyanın baskı altında tutulduğu seçim hilelerinin yapıldığı bir ortamda oluşan
ve siyasi partiler kanunu gereği tek adam tarafından belirlenen
milletvekillerinin oluşturduğu bir meclis bir kişinin sözü ile yasalar çıkarıyor
ise; yargı, yürütmenin ve belirli odakların kontrolünde ise; yürütme yargı denetimine
tabi tutulamıyorsa; kuvvetler ayrılığı kalmamışsa; özgürlükler kısıtlanmışsa, ulusal
egemenliğin varlığından söz etmek gerçekçi olmaz.
Önümüzdeki seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı
olursa, Osmanlı padişahlarına bile nasip olmayan yetkileri kullanabilir. Adeta
saltanat geri gelmiş gibi olabilir.
Ağustos ayı içerisinde yapılacak seçimlerde ulusumuz ya
cumhurbaşkanını seçecek ya da sultanını. Ya cumhuriyete devam diyecek ya da
saltanatı geri getirecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder