3 MAYIS TÜRKÇÜLÜK BAYRAMI VE ATATÜRK
1944 yılında Nihal Atsız Orhun dergisinde devrin başbakanı
Şükrü Saraçoğlu’na açık mektup yayınlar ve devlet kadrolarına yerleşmiş
Sovyetler yanlısı komünist kadrolardan şikayet eder. Şikayet edilenlerden
birisi de Sabahattin Ali’dir. Sabahattin Ali Nihal Atsız aleyhine dava açar.
26 Nisan 1944 tarihinde davanın duruşmaları başlar. 3 Mayıs’ta
Nihal Atsız’ı seven ve sayan gençler Ulus meydanında toplanır ve büyük bir
gösteri yaparlar. Gençler polisin çok sert müdahalesi ile karşılaşırlar ve
dövülürler. Daha sonraki günlerde bu
nümayişe katılanlardan 165 kişi Nihal Atsız ile birlikte tutuklanır ve “tabutluklara”
gönderilerek işkenceye maruz kalırlar. Tutuklananlar arasında Alparslan Türkeş,
Fethi Tevetoğu, Hasan Ferit Cansever, Nejdet Sancar, Zeki Velidi Togan, Reha Oğuz Türkkkan gibi isimler de vardır.
Gösterilerin yapıldığı ve Nihal Atsız’ın tutuklandığı 3
Mayıs tarihi daha sonraki yıllarda “Türkçülük Bayramı” olarak kutlanmaya
başlar. Günümüzde de Türk milliyetçileri bu günü bayram olarak
kutlamaktadır. Bu bayramı kutlayan ve
kendilerine Türk milliyetçisi kabul eden herkesin en büyük Türk Milliyetçisi
Mustafa Kemal Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı bilmesi gerekir.
Atatürk’de Türk milliyetçiliği fikrinin oluşmasında 3 ismin
büyük rolü olmuştur. Türklük bilincinin başlamasında ve gelişmesinde Namık
Kemal’in büyük rolü vardır. Namık Kemal
sayesinde vatanseverliğin ve milliyetçiliğin ulusal tarih ile beslediğinin
bilincine varmıştır. Bu bilinç ile ileriki yıllarda Türk tarihi üzerinde yoğun
çalışmaları olmuştur.
“Türklük bilincinin dil, tarih ve kültür ekseninde
gelişmesindeki en büyük etkiyi Ziya
Gökalp yapmıştır. Ziya Gökalp’ın Türklüğün ırk ve kavim birlikteliğinden
çok kültür (hars) temelinde oluştuğuna inanıyordu. Türkçülüğün Esasları isimli
kitabında bu konu üzerinde yoğun bir şekilde durur. Bu kitabında “Demek ki, toplumsal nitelikler, bedensel
kalıtım ile geçmez; yalnız eğitim yolu ile geçer. Öyleyse kavimselliğin ulusal
özyapı bakımından da hiçbir rolü yok demektir.” Demiştir.
Atatürk’ü etkilen üçüncü isim Yusuf Akçura’dır. Yusuf Akçura’ya göre iki tür Türkçülük vardır:
Demokratik ve emperyalist Türkçülük. Akçura demokratik Türkçülüğü benimsemişti ve
Türk milleti için istenen hakların diğer milletlere de verilmesi gerektiğini
savunuyordu. Türkiye’nin modern bir devlet olması için “feodallerle”, “yobazlarla”
mücadele edilmesini gerekli görüyor ve toprak reformu üzerinde duruyordu.
Çok kısa olarak anlatmaya çalıştığım bu üç değerli fikir
adamının da etkisi ile Atatürk’ün Türkçülük anlayışı şekillendi. Elbette bu şekillenmede diğer bazı
düşünürlerin de rolü olmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk’ün millet anlayışını şu iki sözü ile
anlatmak mümkündür:
“Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti
denir.”
“Bugünkü Türk milleti
siyasi ve içtimai camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve
hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri, propaganda edilmek istenmiş vatandaş
ve milletdaşlarımız vardır.” Fakat mazinin istibdat devirleri mahsulü olan bu
yanlış adlandırmalar birkaç düşman aleti, mürteci, beyinsizden başka hiçbir millet ferdi
üzerinde elemden başka bir tesir hasıl etmemiştir.” Çünkü bu millet efradı da umum Türk camiası
gibi aynı ortak maziye ve tarihe sahiptirler.”
Atatürk’ün milliyetçilik anlayışını anlatmak için en
sağlıklı yol onun aşağıdaki sözlerin iyi değerlendirilmesi gerekir.
“Biz doğrudan doğruya
milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz.”
“Bize milliyetçi
derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle işbirliği eden bütün
milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını
tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir
milliyetçilik değildir.”
“Millî birlik
duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek
millî ülkümüzdür.”
“Cumhuriyetimizin
dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle
dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur.”
“Tarihi, vukuat,
hâdisat ve müşahadat hep insanlar ve milletler arasında, hep milletin hâkim
olduğunu göstermiştir. “Milliyet prensibi aleyhindeki büyük mikyasta fiilî
tecrübelere rağmen, yine milliyet hissinin öldürülemediği ve gene kuvvetle
yaşadığı görülmektedir. Tarih, bir milletin kanını, hakkını, varlığını hiçbir
zaman inkâr edemez.”
“Dünyanın bize hürmet
göstermesini istiyorsak evvelâ bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu
hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim. Bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler
başka milletlerin avıdır.”
“Türkiye
Cumhuriyetinin temeli kültürdür. Bu sözü burada ayrıca izaha lüzum görmüyorum.
Çünkü bu, Türkiye Cumhuriyetinin okullarında birçok vesilelerle eser halinde
tespit edilmiştir.”
“Millî kültürün her
çığırda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyetinin temel dileği olarak temin
edeceğiz.”
“Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve
şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip
olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa
olsun, istiklâlden yoksun bir millet, medenî insanlık dünyası karşısında uşak
olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık görülemez. Yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek, insanlık
vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey
değildir. Gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek
başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Halbuki,
Türk'ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir
millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!...
O halde, ya istiklâl ya ölüm!”
“Millet egemenliğini almıştır ve isyan ederek almıştır. Alınan egemenlik, hiç bir neden ve biçimde
terk edilemez; geri verilemez. Bırakılamaz.”
Özetlersek, Atatürk
ırkçı değildir. İnsanlık için milliyet fikrinin sürekli var olacağına inanır.
Türklük için, kültürü, dili, tarih bilincini önemli bulur. Milleti için bağımsızlığı ve özgürlüğü
vazgeçilmez hususlar olarak kabul eder. Sömürmeye de sömürülmeye de karşıdır; antiemperyalisttir.
Egemenliğin millette olmasını şart olarak kabul eder.
Kendisini Türkçü
kabul eden herkesin en büyük Türk milliyetçisi Atatürk’ü çok iyi tanıması ve
onun izinden gitmesi gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder