7 Temmuz 2018 Cumartesi


CUMHURİYETİ KORUMAK!

24 Haziran seçimlerini takiben sosyal medyada yaygın olarak “Cumhuriyet yıkılıyor” mesajları dolaşmaya başladı. Genellikle Sayın İnce taraftarları ve CHP’yi destekleyenler bu endişelerini sıkça dile getiriyorlar. Cumhuriyeti savunma konusundaki bu duyarlılık elebette bizi sevindirir ama aynı çevrelerin cumhuriyete yönelik gerçek tehlike ve tehditlerin farkında olmadıklarını, hatta bu saldırılara bilmeden de olsa ortak olduklarını görüyoruz.

Atatürk cumhuriyeti kısaca şöyle tarif eder: Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu devlet şekli.

Vatan topraklarında Türk Milleti egemense, cumhuriyet vardır ve o Türk Cumhuriyeti’dir.

Türkiye Cumhuriyeti 3 temel üzerine kurulmuştur: Vatan, Türk Milleti ve millet egemenliği.

Bu üç temele saldırı varsa cumhuriyet tehlike altındadır. Bu saldırılar nerden kaynaklanıyorsa tehdit odağı da orasıdır. Cumhuriyeti korumak isteyenler bu tehdit ve tehlikelere karşı durmak zorundadır.

VATAN BÜTÜNLÜĞÜ

Vatan olmadan cumhuriyet olmaz; “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır”.  Cumhuriyeti korumak vatanı savunmakla başlar.

Vatan bütünlüğü saldırı altındadır. “BOP”, bu saldırının adıdır.

Güneydoğumuz bizden koparıp kurulmak istenen kukla devlete verilmek isteniyor. Amerika bu nedenle Türkiye’ye saldırıyor: PKK olup saldırıyor, FETÖ olup saldırıyor.

Amerika, vekalet savaşları ile yetinmeyeceğinin sinyallerii veriyor. Çevremizde askeri yığınağını artırıyor. Karadan ve denizden etrafımızı sarıyor. Suriye ve Irak’da Amerikan askeri üsleri kuruluyor, Doğu Akdeniz’de Amerika, İsrail ve Yunanistan muhriplerini Türkiye’ye çevirmiş vaziyette tatbikatlar yapıyor.

Batı Asya’da saflaşma var; bir yanda Amerika ve onunla birlikte hareket eden devletler, diğer yanda başta Türkiye olmak üzere vatanlarını emperyalizme karşı savunmaya çalışan ve onlarla içbirliği yapan ülkeler.

Türkiye bir vatan savaşı veriyor. Cumhuriyeti korumak, öncelikle bu savaşta doğru mevziye girmekle başlar. Cumhuriyet koruyucularının emperyalizmin cephesinde yeri olamaz.

AKP iktidarına ve Sayın Erdoğan’a muhalefet etmek, bu vatan savaşında Amerikan cephesinde mevzilenmeyi gerektirmez. Yerel özerklikten söz edenler, etnik kimliklere eşitlik isteyenler, ana dilde eğitimi savunanlar, açılım sürecine yeniden dönmek isteyenler, PKK’yı meclise sokmaya çalışanlar Türkiye saflarında değildir. Yanlış mevzide yer alanlar cumhuriyeti koruyamaz.

TÜRK MİLLETİ

Tarif açık ve net; “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” demiş Atatürk. 10. Yıl Nutku’nda ise, Cumhuriyet’in temelinin “Yüksek Türk kültürü ve Türk kahramanlığı” olduğunu belirtmiş.

Bunlarla yetinmemiş şunları söylemiş:

"Bugünkü Türk milleti siyasi ve içtimai camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız vardır. Fakat mazinin istibdat devirleri mahsulü olan bu yanlış adlandırmalar, birkaç düşman aleti mürteci, beyinsizden başka hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir yapmamıştır.”

Hem cumhuriyeti koruduğunuzu idda edeceksiniz, hem Atatürkçü geçineceksiniz hem de Türk milletini etnik ve mezhepsel temelde bölmeye kalkacaksınız; işte o zaman Atatürk işte size böyle ceyap verir:

“Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep aynı cevherin damarlarıdır. Bu damarlar, birbirini tanısın. Türk milletinin toplumsal düzenini bozmaya yönelik çabalar boğulmaya mahkûmdur. Türk milleti kendinin ve memleketinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen bozguncu, alçak, vatansız ve milliyetsiz beyinsizlerin saçmalamalarındakini anlamayacak ve onlara hoşgörü gösterecek bir topluluk değildir."

Türk milletinin rengi bellidir,  o da kırmızı-beyazdır. Türkiye’de farklı renkler olduğunu iddia etmek ve onları TBMM’ne sokmakla övünmek hangi “gizli ve kirli emelleri” taşıyor? Cumhuriyete saldırı esas bu düşücedir.

MİLLİ EGEMENLİK

Cumhuriyet, şehit kanları ile vatan kıldığımız bu topraklarda Türk milletini egemen kılmanın bir adıdır.

Cumhuriyet ile yönetilen bir devlette egemen güç, o devleti kuran milletin kendisidir. Türkiye Cumhuriyeti’nde bu gücün adı “Türk Milleti”dir.

“Milli Egemenlik” ve “Tam Bağımsızlık”  Türkiye Cumhuriyeti’nin birbirinden ayrılamayan iki temel ilkesidir. Tam bağımsız olamayan bir millet vatan kıldığı topraklarda egemen olamaz. Cumhuriyeti korumak tam bağımsızlığı savunmakla başlar.

Atatürkçü geçinip, sonra da Atatürk’ün vatan kıldığı ve Türk milletini egemen yaptığı bu toprakları bölmek için Amerika’nın hazırladığı projelere hizmet arzusu içinde yerel özerklikten söz edenler, etnik kimliklere eşitlik isteyenler, ana dilde eğitimi savunanlar, açılım sürecine yeniden dönmek isteyenler, PKK’yı meclise sokmaya çalışanlar, Kemal Derviş ekonomisini savunanlar tam bağımsızlığımızı sağlayamaz.

Milliyetçi söylemlere sığınıp, sonra da Türk milletinin savunmasını NATO’ya emanet edeceklerini programlarına yazanlar, Türk milletinin baş düşmanı Amerika ve diğer emperyalist güçlerle ilgili tek bir söz etmeyenler, Batı ittifakından yanayız diyenler, yeterli oy alırsa HDP’nin meclise girmesinde sakınca yok diyenler, Demirtaş’a özgürlük isteyenler tam bağımsızlığımızı sağlayamaz.

Hiç şüphe yok, Türkiye Cumhuriyeti’nin ebed müddet yaşaması için; güçlü bir Türkiye için; milletimizin refah ve mutluluğu için; hayatımız, namusumuz, şerefimiz ve geleceğimiz için ve bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle vatanımızı, milli birliğimizi ve millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz.

Cumhuriyet işte böyle korunur.


Hiç yorum yok: