CUMHURİYETİ
KORUMAK!
24 Haziran
seçimlerini takiben sosyal medyada yaygın olarak “Cumhuriyet yıkılıyor” mesajları dolaşmaya başladı. Genellikle
Sayın İnce taraftarları ve CHP’yi destekleyenler bu endişelerini sıkça dile getiriyorlar.
Cumhuriyeti savunma konusundaki bu duyarlılık elebette bizi sevindirir ama aynı
çevrelerin cumhuriyete yönelik gerçek tehlike ve tehditlerin farkında
olmadıklarını, hatta bu saldırılara bilmeden de olsa ortak olduklarını
görüyoruz.
Atatürk
cumhuriyeti kısaca şöyle tarif eder: Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait
olduğu devlet şekli.
Vatan topraklarında Türk Milleti egemense,
cumhuriyet vardır ve o Türk Cumhuriyeti’dir.
Türkiye
Cumhuriyeti 3 temel üzerine kurulmuştur: Vatan,
Türk Milleti ve millet egemenliği.
Bu üç temele
saldırı varsa cumhuriyet tehlike altındadır. Bu saldırılar nerden
kaynaklanıyorsa tehdit odağı da orasıdır. Cumhuriyeti korumak isteyenler bu
tehdit ve tehlikelere karşı durmak zorundadır.
VATAN BÜTÜNLÜĞÜ
Vatan olmadan
cumhuriyet olmaz; “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır”. Cumhuriyeti korumak vatanı savunmakla başlar.
Vatan bütünlüğü saldırı altındadır. “BOP”, bu
saldırının adıdır.
Güneydoğumuz
bizden koparıp kurulmak istenen kukla devlete verilmek isteniyor. Amerika bu
nedenle Türkiye’ye saldırıyor: PKK olup saldırıyor, FETÖ olup saldırıyor.
Amerika, vekalet
savaşları ile yetinmeyeceğinin sinyallerii veriyor. Çevremizde askeri
yığınağını artırıyor. Karadan ve denizden etrafımızı sarıyor. Suriye ve Irak’da
Amerikan askeri üsleri kuruluyor, Doğu Akdeniz’de Amerika, İsrail ve Yunanistan
muhriplerini Türkiye’ye çevirmiş vaziyette tatbikatlar yapıyor.
Batı Asya’da
saflaşma var; bir yanda Amerika ve onunla birlikte hareket eden devletler,
diğer yanda başta Türkiye olmak üzere vatanlarını emperyalizme karşı savunmaya
çalışan ve onlarla içbirliği yapan ülkeler.
Türkiye bir vatan savaşı veriyor. Cumhuriyeti
korumak, öncelikle bu savaşta doğru mevziye girmekle başlar. Cumhuriyet
koruyucularının emperyalizmin cephesinde yeri olamaz.
AKP iktidarına ve Sayın Erdoğan’a muhalefet etmek,
bu vatan savaşında Amerikan cephesinde mevzilenmeyi gerektirmez. Yerel özerklikten söz edenler, etnik
kimliklere eşitlik isteyenler, ana dilde eğitimi savunanlar, açılım sürecine
yeniden dönmek isteyenler, PKK’yı meclise sokmaya çalışanlar Türkiye saflarında
değildir. Yanlış mevzide yer alanlar cumhuriyeti
koruyamaz.
TÜRK MİLLETİ
Tarif açık ve
net; “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” demiş
Atatürk. 10. Yıl Nutku’nda ise, Cumhuriyet’in temelinin “Yüksek Türk kültürü ve
Türk kahramanlığı” olduğunu belirtmiş.
Bunlarla
yetinmemiş şunları söylemiş:
"Bugünkü
Türk milleti siyasi ve içtimai camiası içinde kendilerine Kürtlük fikri,
Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık fikri veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek
istenmiş vatandaş ve millettaşlarımız vardır. Fakat mazinin istibdat devirleri
mahsulü olan bu yanlış adlandırmalar, birkaç düşman aleti mürteci, beyinsizden
başka hiçbir millet ferdi üzerinde üzüntüden başka bir tesir yapmamıştır.”
Hem cumhuriyeti
koruduğunuzu idda edeceksiniz, hem Atatürkçü geçineceksiniz hem de Türk
milletini etnik ve mezhepsel temelde bölmeye kalkacaksınız; işte o zaman Atatürk
işte size böyle ceyap verir:
“Diyarbakırlı,
Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep aynı
cevherin damarlarıdır. Bu damarlar, birbirini tanısın. Türk milletinin
toplumsal düzenini bozmaya yönelik çabalar boğulmaya mahkûmdur. Türk milleti kendinin ve memleketinin
yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen bozguncu, alçak, vatansız ve
milliyetsiz beyinsizlerin saçmalamalarındakini anlamayacak ve onlara hoşgörü
gösterecek bir topluluk değildir."
Türk milletinin
rengi bellidir, o da kırmızı-beyazdır. Türkiye’de
farklı renkler olduğunu iddia etmek ve onları TBMM’ne sokmakla övünmek hangi “gizli
ve kirli emelleri” taşıyor? Cumhuriyete saldırı esas bu düşücedir.
MİLLİ EGEMENLİK
Cumhuriyet, şehit kanları ile vatan kıldığımız bu
topraklarda Türk milletini egemen kılmanın bir adıdır.
Cumhuriyet ile yönetilen bir devlette egemen güç,
o devleti kuran milletin kendisidir. Türkiye Cumhuriyeti’nde bu gücün adı “Türk
Milleti”dir.
“Milli Egemenlik” ve “Tam Bağımsızlık” Türkiye Cumhuriyeti’nin birbirinden ayrılamayan iki temel ilkesidir. Tam
bağımsız olamayan bir millet vatan kıldığı topraklarda egemen olamaz.
Cumhuriyeti korumak tam bağımsızlığı savunmakla başlar.
Atatürkçü geçinip,
sonra da Atatürk’ün vatan kıldığı ve Türk milletini egemen yaptığı bu
toprakları bölmek için Amerika’nın hazırladığı projelere hizmet arzusu içinde yerel özerklikten söz edenler, etnik kimliklere eşitlik
isteyenler, ana dilde eğitimi savunanlar, açılım sürecine yeniden dönmek
isteyenler, PKK’yı meclise sokmaya çalışanlar, Kemal Derviş ekonomisini
savunanlar tam bağımsızlığımızı sağlayamaz.
Milliyetçi
söylemlere sığınıp, sonra da Türk milletinin savunmasını NATO’ya emanet
edeceklerini programlarına yazanlar, Türk milletinin baş düşmanı Amerika ve
diğer emperyalist güçlerle ilgili tek bir söz etmeyenler, Batı ittifakından
yanayız diyenler, yeterli oy alırsa HDP’nin meclise girmesinde sakınca yok
diyenler, Demirtaş’a özgürlük isteyenler tam bağımsızlığımızı sağlayamaz.
Hiç şüphe yok, Türkiye
Cumhuriyeti’nin ebed müddet yaşaması için; güçlü bir Türkiye için; milletimizin
refah ve mutluluğu için; hayatımız, namusumuz, şerefimiz ve geleceğimiz için ve
bütün kutsal kavramlarımız ve nihayet her şeyimiz için mutlaka en kıskanç
hislerimizle, bütün uyanıklığımızla ve bütün kuvvetimizle vatanımızı, milli
birliğimizi ve millî egemenliğimizi muhafaza ve müdafaa edeceğiz.
Cumhuriyet işte
böyle korunur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder