8 Temmuz 2018 Pazar


PADİŞAHIMIZI SEÇTİK

24 Haziran’da cumhurbaşkanınını seçtik ama anayasanın verdiği haklara bakarsak aslında kendimize bir padişah seçmiş olduk.

Padişah diyorum çünkü cumhurbaşkanının yetkilerinin bir kısmı 1876 yılında yürürlüğe giren Kanun-i Esasi’de padişaha bile verilmemişti.

Seçilen cumhurbaşkanı bunları tek başına yapabilecek:

Milletin seçtiği meclisi feshedebilecek.

Kanun çıkarabilecek.

Savaş ilan edebilecek.

Orduyu yönetecek.

Bakanları ve kendi yardımcılarını belirleyecek.

Seçtiği bakanları meclis denetleyemeyecek.

Devletin bütçesini hazırlayacak.

Yeni kurumlar kurabilecek, eskileri kaldırabilecek

Hakimler ve Savcılar Kurumunu belirleyecek.

Bu kadar büyük yetkileri olmasına rağmen denetlenemeyecek, millete karşı sorumlu olmayacak.

Özetlersek, milletin mukadderatı TBMM’de değil, cumhurbaşkanında olacak ama cumhurbaşkanı 5 yıl boyunca millete hesap vermeyecek. Sadece eğer suç işlerse yargılanması için 400 milletvekilinin izni gerekecek.

Bütün bu yetkileri ne zaman kullanacak? Vatan savaşı verdiğimiz bu kritik günlerde. Biz bir büyük vatan savaşı vererek Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk. Türk Milleti bu savaşı TBMM ve onun reisi Mustafa Kemal Atatürk eliyle yürütmüştü. Ordu Meclis'in ordusudu, başkumandan da Meclisin emrindeydi.

MİLLETİN MUKADDERATI TEK ADAMA BAĞLANAMAZ

Vatan bildiğimiz bu topraklarda bu savaş ile egemen ve bağımsız olduk. Bu savaşı kazandık çünkü orduların arkasında “Milletin mukadderatını doğrudan doğruya deruhde ederek yeis yerine ümit, perişanlık yerine intizam, tereddüt yerine azim ve iman koyan ve yokluktan koskoca bir varlık çıkaran” bir meclis vardı ve meclisin “civanmert ve kahraman ordularının başında” Meclis'e “bir asker sadakat ve itaatiyle” bağlı olarak görev yapan Mustafa Kemal Paşa vardı.

Bakanları sorumsuz, meclisi yetkisiz bırakan ve milletin mukadderatını tek bir adama bırakan bu anayasa,  bu gazi meclise ihanettir.

Milletin mukadderatı tek bir kimsenin planlarına, insafına, arzularına ve zaaflarına bırakılamaz. Gün gelir bu millet, bu ihanetin hesabı sorar ve ülke tekrar Atatürk’ün devrimci rotasına girer. Bundan şüphemiz yoktur, karamsar değiliz ve mücadelemiz de bunun içindir.

Hiç yorum yok: