MİLLİYETİÇİ SOLCU
KARŞITLIĞI!
Türkiye’nin bunca sorun ile uğraşmasının bir sebebi de milliyetçi-solcu
karşıtlığıdır. Türk milleti bu karşıtlığı aşmalıdır. Yanlış anlamalara ve
değerlendirmelere son vermelidir.
Birisi solcu mu, sosyalist mi, bu adam milliyetçi olamaz
diye bazıları hemen karar verir. Onlara göre milliyetçi olmak için ille de
sağcı olmak lazım. Aksi de doğru; bazı sözüm ona bazı solcular da milliyetçiliği
kesinlikle kabul etmezler.
Yıllardır bazıları milliyetçiliği komünizme ve sosyalizme
karşı olmak sanıyor, solcu geçinen bazı kimseler de milliyetçiliğe karşı
çıkmayı ilericilik olarak görüyor.
Tarihimizin en büyük milliyetçisi Atatürk hem solcuydu hem
de milliyetçiydi. O değil mi, padişahlığı yıkıp, egemenliği millete veren ve
halkımızı kulluktan çıkarıp vatandaş yapan? Bunu yaparken de emperyalizme karşı
büyük bir mücadele veren? Atatürk’ün yaptığı devrimler ve kurduğu cumhuriyet
onun milliyetçiliğinin ve solculuğunun yani devrimciliğinin eseridir.
MİLLİYETÇİ NE İSTERSE SOLCU DA ONU İSTER
Bir Türk milliyetçisi ne ister? Öncelikle ülkesinin
iyiliğini ister. Nedir bu iyilik derseniz özetleyelim:
Her şeyden önce ülkesinin bağımsızlığını ve milletin
egemenliğini ister. Ekonomisinin güçlenmesini ve sömürülmeye son verilmesini
ister. İleri teknoloji kullanan endüstriye sahip olmak ister. Tarım ve
hayvancılığın ülkeyi besleyecek verimlilikte olmasını ister. Emri sadece Türk
Milletinden alan, bağımsız ve güçlü bir ordusu olsun ister. Bu ordunun Türk
yapımı silah ve teçhizat ile donanmasını ister. Milletin her ferdinin refah
içinde olmasını ister. Ülkede gelir ve fırsat eşitliği olsun ister.
Şimdi bütün bunları isteyen kimse Türk milliyetçisi oluyor
da solcu olamıyor mu? Vatansız solcuları koyun bir yana, aklı başında her solcu
yukarıda sıraladıklarımın tümünü ister. O halde nedir bu ayrılık ve karşılıklı
hasmane tutum?
ESKİ TÜRKÇÜLERE BAKALIM
Türkçüğüm ve solcuyum diyenlere sesleniyorum. Tarihe dönüp
bakın ve Eski Türkçüleri ve eski sosyalistleri okuyun. Türkiye’de sosyalizmin
öncüleri Türkçüler olmuştur.
Yusuf Akçura, Ziya Gökalp gibi Türkçülük akımının öncüleri belki
sosyalist değillerdi ama sosyalizmi düşman gibi görmüyorlardı. Onlar için esas
tehdit kapitalist dünya ve emperyalizmdi.
Yusuf Akçura’nın şu ifadesine dikkat etmenizi isterim;
düşman olarak Avrupa sermayesini görüyor:
“Memleketin seneden seneye fakirleşmesinin en mühim sebebi,
kanaatimce ecnebi sermayesinin memleketimize girip faiz ve temettü yolu ile,
müstakil sanayi ve ticaretimizi imha suretiyle, milli servetimizi çekmesi ve
ezmesi olmuştur.”
“Devletimizin, milletimizin başına gelen en büyük felâketler
Avrupa sermâyesi yüzündendir. Avrupa sermayesinin duhulünden itibarendir ki
saltanat-ı Osmaniye pek süratle dağılmağa yüz tutmuş, borçlanma uçurumuna doğru
dev adımlarla yürümeye başlamıştır.”
TÜRK DEVRİMİNİN MİMARLARI
1876 yılında başlayan Türk devriminin başta Atatürk olmak
üzere mimarlarının temel özelliği milliyetçi ve solcu oluşlarıdır. Egemenliği
bir kişiden alıp millete veren bir devrimin fedailerine sağcı diyebilir misiniz?
Bir devrim milletin egemenliğini ve
bağımsızlığını sağlamışsa, bunun yapanlar hem solcudur hem de milliyetçi.
Türkiye zor günlerden geçiyor. Emperyalizmin hain
saldırılarına karşı birlik olma zamanıdır. Ben milliyetçiyim diyenler ve ben
solcuyum diyenler artık birbirlerine yabancı gözü ile bakmasınlar. Solcu da
milliyetçi olur, milliyetçi de solcu olabilir.
Şunu da belirtelim, solculuk din ve vicdan özgürlüğüne karşı
olmayı gerektirmez.
Emperyalizme karşı milleti ve vatanı için savaşan insanlar solu,
sağı bıraksınlar, laik-antilaik kamplaşmasına
itibar etmesinler ve Türkiye cephesinde hep beraber saf tutsunlar. Gün
birlik günüdür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder