21 Ağustos 2017 Pazartesi

HEYKELİNİ KORUYUP ESER VE İLKELERİNE SAHİP ÇIKAMAMAK

Atatürk’ün aleyhindeki söylemler medyada artınca onun heykellerine ve büstlerine yapılan taşlı, sopalı saldırılar arttı. Duyarlı halkımız buna tepkisi gösteriyor ve Atatürk’ün heykellerine ve büstlerine sahip çıkıyor. Bu memnuniyet verici bir duyarlılıktır. Bu hassasiyet bizi sevindirir ama maalesef aynı tepkileri O’nun eserlerine ve ilkelerine saldırı olduğu zaman göremiyoruz. Daha da üzücüsü; bu saldırılar Atatürkçüyüm diyenlerden de geliyor.

Atatürk’ü tanımadan ve onun yaptıklarını ve ilklerini tam olarak anlamadan Atatürk’ü korumak mümkün değildir. Heykel ve büstlerine sahip çıkmakla Atatürk korunmaz. En fazla heykel ve büst 12 Eylül darbesinden sonra dikildi ama Atatürk’e ve onun eserlerine en büyük saldırı da o zaman gerçekleşti.

ATATÜRÜK’ÜN BÜYÜKLÜĞÜ

Ne yaptı da Atatürk bu milletin en büyük lideri oldu? Bu soruya cevap verelim:

 Yıkılmak üzere olan imparatorluktan önce bir Türk devleti çıkardı. Bunun için emperyalizme karşı kurtuluş savaşı verdi ve Türk milletine vatan ve bağımsızlık kazandırdı. Toplumun ümmet aşamasından ‘millet’ aşamasına dönüşümü sağladı ve bir milli, çağdaş devlet kurdu. Demokratik devrim yaptı ve egemenliği kişilerden alıp millete verdi. Özetlersek, Cumhuriyet’i kurdu.

Atatürk 10. Yıl Nutku’nda milleti ile birlikte gerçekleştirdiği en büyük eserini şöyle anlatıyor:

“Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk Kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bundaki başarıyı, Türk Milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimle yürümesine borçluyuz.”

ATATÜRKÇÜLERİN GÖREVLERİ

Atatürkçünün birinci görevi “Temeli Türk kültürü ve Türk kahramanlığı olan” Türkiye Cumhuriyetini korumaktır.

Dün milleti ile birlikte yürüyen ve Cumhuriyet’i kuran ordumuz bugün de milleti ile birlikte Cumhuriyet’i yıkmak ve vatan topraklarını bölmek isteyen PKK ve FETO’ya karşı büyük bir mücadele veriyor. Yalnız da değil, hakimlerimiz, savcılarımız ve emniyet güçlerimiz de ordumuzun yanında savaşıyor.

Vatanı ve Cumhuriyeti korumak için canları pahasına mücadele eden bu  kahramanlarımız gerçek Atatürkçülerdir. Onlar Atatürkçü olduklarını döktükleri kanları ile ispat ediyorlar.

Ben Atatürkçüyüm diyen herkesin bu kahramanlarımızla aynı safta olması gerekir. Atatürk’ün en büyük eseri olan Cumhuriyet’i yıkmak için kahraman Mehmetçiklerimize, polislerimize kurşun sıkan hainlerin siyasetteki temsilcisi HDP’dir. HDP ile kol kola girenlerin veya FETO’ya açık, gizli destek verenlerin “Ben Atatürkçüyüm” demeye hakkı yoktur.  

ATATÜRKÇÜLÜĞÜN ÖZÜ

Atatürkçülüğün özü şu iki ilkede saklıdır: Ülke tam bağımsız olacak (İstiklâl-i Tam), millet egemen olacak (Hakimiyet-i Milliye).

Atatürk’e göre tam bağımsızlığın olmazsa olmazları var:

“Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir.
Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek mânasiyle bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir.”

Peki bu tam bağımsızlık nasıl sağlanacak, okuyalım bakalım:

“....bir millet kendi kuvvetine dayanarak varlığını ve bağımsızlığını temin etmezse şunun, bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz. Bu sebeple teşkilâtımızda millî güçlerin etken ve millî iradenin hâkim olması esası kabul edilmiştir.”

GEÇEK ATATÜRKÇÜ

Şimdi siz, “NATO’da kalalım, NATO bizi korur, AB’ye girmemiz şarttır, Batı ittifakından kopamayız” derseniz Türkiye’nin tam bağımsızlığını istemiyorsunuz demektir.

Gerçek Atatürkçü ordusunun milli olmasını ve sadece Türk Milletinden emir almasını ister. Gerçek Atatürkçü AB’ye girerek veya Batı ittifakı içerisinde kalarak siyasi ve iktisadi bağımsızlığımızdan vaz geçmek istemez. Gerçek Atatürkçü Batı’nın bize dayattığı neoliberal politikalarına hayır der.

Gerçek Atatürkçülüğün gerekleri elbette bu kadar değil ama biz şimdilik bununla yetinelim.


Atatürkçü düşünceye sahip olmak için lütfen herkes onun yaptıklarını ve sözlerini bir kere daha değerlendirsin. Buna çok ihtiyacımız var.

Hiç yorum yok: