17 Ağustos 2017 Perşembe

MİLLİ DEVLET MİLLİ DİL

Adam 15 katlı binayı dikmiş, daireleri satışa çıkarmış. Dairelerin satılık olduğunu anlatmak için binanın ön cephesine kocaman bir afiş asmış. Afişte şu yazıyor: “SATILIK FLATS”

Şaşkınlıkla okudum. Sanırsın Kayseri’nin halkının yarısı İngiliz veya Amerikalı, bu ilanı görünce gelip daire alacaklar.

Kentte bir ufak tur attım ilk 10 dakikada gördüklerim şunlar: “Başyazı Center”, “Başyazı Country”, “Green Appel villaları”, “Osmanlı Home”, “Kebap House”, “Show Room”, The Kayseri Residence”.

Maalesef İngilizce Türkçeyi yavaş yavaş teslim alıyor. Kayseri gibi “muhafazakar” bilinen bir kent de dahi afişlerin, tabelaların çok sayıda İngilizce kelime ile dolu olması aslına bu şehir için bir utanç kaynağıdır.

Türkçe tarihin en eski dillerinden birisidir. Yusuf Has Hacib 1070 yılında Kutadgu Bilik’i Türkçe olarak yazdığında henüz daha İngilizce diye bir dil yoktu. İnsan bu gerçeği hatırlayınca bu İngilizce hayranlığına karşı içimdeki isyanı daha da büyüyor.

KÜLTÜREL ÜSTÜNLÜK

Milletler arası mücadelelerde “kültürel üstünlük” büyük önem taşır. “Kültürel üstünlük” kavramını ilk ortaya atan İngilizlerdir. İngiltere bu kavramı çok etkili bir şekilde kullandı. Sömürdüğü ülkelerde İngilizceyi ana dili haline getirmeye çalıştı. Bunun için de eğitim dilinin İngilizce olmasını sağladı. Böylece bu ülkelerde İngiltere’ye karşı bir hayranlık uyandırdı. Ülkeleri sömürmeyi kolaylaştırdı.

Mandela’nın şu sözleri çok önemli:

“Ben bir İngiliz okulunda eğitim ve öğretim gördüm. Şöyle bir düşünceye kapıldım: İyi olan herşeyin anavatanı İngiltere’dir.”

Günümüzde de dünya egemenliği peşinde olan Amerika emperyalist emellerini gerçekleştirmek için başta İngilizce olmak üzere kendi kültürünü tüm dünyaya yaymaya çalışıyor. Bunda da çok başarılı oluyor. Kültürel üstünlüğü siyasi ve ekonomik üstünlüğün takip edeceğini biliyor.

Türk milleti olarak dilimize sahip çıkamamanın eksikliğini dün de yaşadık bugün de yaşıyoruz. Amerika’nın kültürel üstünlüğünü kabul etmiş gibiyiz. Bu da bizi sömürüye açık hale getiriyor. Batı hayranlığı içine giren aydınlarımız, Attilâ İlhan’ının deyimiyle “Batı’nın manevi” ajanı haline geliyor.

Dilin kıymetini bilmemiz lazım. Unutmayalım ki, dilini kaybeden bir millet birkaç kuşak sonra topraklarını kaybeder ve tarih sahnesinden silinip gider.

BATI HAYRANLIĞINA SON

Türkçemize musallat olan bu İngilizce yazma ve konuşma hastalığından hızla kurtulmalıyız. Bunun için ilk yapılacak şey ülkede yabancı dille eğitimin yasaklanmasıdır. Bağımsız bir ülkede asla yabancı dille eğitim yapılamaz.

Amerikan kültürüne hayranlığımız sadece dille sınırlı değil. Amerikan kültürüne hayranlığımız milli kültürümüzün bozulmasına, bazı değerlerimizin de unutulmasına neden oluyor. Bu duruma son vermek ve kültür emperyalizmine dur demememiz gerek.

Atatürk’ün şu sözlerini hiç unutmayalım:

“Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvelâ bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen, bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim.  Bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır”


“Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur”

Hiç yorum yok: