MEDYANIN GİZLEDİKLERİ
Bir zamanlar rahmetli Attilâ İlhan “Türk medyası Türk değil”
demişti; kalkıp medyamız halini görse “Ben size demiştim der” der. Yalaka medya,
yanaşma medya, yandaş medya, Doğan medyası, Ciner medyası el ele vermişler
milletimizi afyonluyorlar. Buna Sözcü’yü de katabilirsiniz.
Çok büyük saldırı altındayız. Batı sistemi üzerimiz
Piyonlarını salmış, bölünün, parçalanın, toprak verin, İkinci İsrail devleti
kuracağız, zorluk çıkarmayın deyip saldırıyor. Piyonlar belli: PKK/HDP, FETO,
IŞİD, vatansız solcular, azınlık ırkçıları, mezhep kışkırtıcıları, cumhuriyet
düşmanları.
Bu saldırgan Atlantik Sistem’i bize 4 önemli hususu
dayatıyor:
Kürt sorununu siyasal yönetmelerle çözün, yani toprak verin.
Kıbrıs’taki haklarınızdan vaz geçin.
Ermeni soykırımını kabul edin.
Ekonominizi bizim dediğimiz şekilde yönetin.
ATLANTİK SİSTEMİNİN DAYATMALARI
1945’den beri Atlantik sistemi içinde yer alan Türkiye 24
Temmuz 1945 tarihinden bugüne bu dayatmalara karşı Mehmetçiği ile, polisi ile,
yargısı ile kahramanca mücadele ediyor. Tam bir vatan savaşı yani… Bu
topraklarda ya Türk Milleti egemen olacak ya da ABD ve İsrail’in uşakları.
Adeta bağımsızlık savaşını yeniden veriyoruz. Peki medya ne
yapıyor? Saldırıyı, saldırganların arkasındaki gücü ve saldırganların gerçek
yüzünü ve niyetlerini saklıyor. Biz
Amerika ile savaşıyoruz, şehitler veriyoruz, kanlarımız yeniden vatan toprağını
suluyor; tehdit ve tehlike çok büyük ama milletimiz farkında değil. Farkında
değil çünkü afyonlanmış durumda. Saçma sapan gündemlerle meşgul. Deve kuşu gibi
kafalar kuma gömülü…
AVRASYA YOLCULUĞU BAŞLADI
Medyanın gizlediği önemli bir gelişme de şu: Türk milleti
vatan bütünlüğünü korumak ve üretim ekonomisine geçmek istediği için Türkiye
Atlantik sisteminden kopmakta ve Avrasya’ya yönelmektedir.
Atlantik Sistemi içindeki Türkiye geldiği nokta tam bir
felaket: Ülke bölünme aşamasında, ekonomi ise borca batmış durumda. Vatan
bütünlüğü, terörün temizlenmesi, üretim ekonomisi, laiklik ve aydınlanma, hepsi
Avrasya ilişkileri içinde hayata geçirilebilir. Rusya, Çin, Hindistan, İran ve
Suriye, Türkiye’de Atatürkçü yönetim istediklerini açıklıyorlar. Atlantik Sistemi’ndeki ülkeler gibi Kemalizm’i
terk edin, halklara özgürlük verin, Türkiye’de demokratik özerk bölgeler kurun
demiyorlar. Ekonominizi biz yönetelim demiyorlar.
Türkiye, kendi mecburiyetleri ve iç dinamikleri nedeni ile Batı’nın
bu saldırganlığına karşı eninde sonunda Avrasya’ya yolunda hızla
ilerleyecektir.
PARTİLERİN DURUMU
Sayın Perinçek’in Aydınlık Gazetesindeki tespitlerini
aktaralım:
“CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Atlantik
sisteminden kopmasına karşı “Son nefere kadar mücadele edeceklerini” ilan
etmiştir. Dahası Adalet Yürüyüşü sırasında Atlantik gazetelerinde yayımlanan
yazılarında, Suriye, Rusya, İran ve Irak yönetimlerini diktatörlükle
suçlamıştır. Batı Asya’daki kamplaşmada, kararlı olarak Atlantik
emperyalistlerinin safında yer almaktadır. Şu anda Atlantikçi sistemin merkez
partisi CHP olarak gözüküyor. Akşener Partisi, Batı sisteminden yana olduğunu
açıklamış bulunuyor. HDP/PKK ve FETÖ’cüler ise, Gladyo’nun piyon partileridir.
Hepsi, Yeni CHP’nin ya da Kılıçdaroğlu yönetiminin kanatları altında buluşuyorlar.
AKP, MHP ve Saadet Partisi, Avrasya rüzgârının etkilediği
partilerdir. Programları Atlantik sistemi içindedir. Ancak zorunluluklar AKP’yi
Avrasya güçlerinin yanına itmektedir. Bu partiler, Atatürk Devrimiyle sorunları
nedeniyle Avrasya sürecinde kararlı bir yöneliş içine giremiyorlar ve
bocalıyorlar.”
“Bütün dünyanın saptadığı üzere, Türkiye’de biricik
Avrasyacı parti, Vatan Partisi’dir. Vatan Partisi, Avrasya Seçeneğine dünya
ölçeğinde yön veren partilerin başında gelir.”
AKP’nin tek rakibi var, o da Vatan Partisi. Avrasya yolunda
ilerlemeye mecbur olan Türkiye’nin geleceğini Vatan Partisi belirleyecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder