27 Ağustos 2017 Pazar

MEDYANIN GİZLEDİKLERİ


Bir zamanlar rahmetli Attilâ İlhan “Türk medyası Türk değil” demişti; kalkıp medyamız halini görse “Ben size demiştim der” der. Yalaka medya, yanaşma medya, yandaş medya, Doğan medyası, Ciner medyası el ele vermişler milletimizi afyonluyorlar. Buna Sözcü’yü de katabilirsiniz.

Çok büyük saldırı altındayız. Batı sistemi üzerimiz Piyonlarını salmış, bölünün, parçalanın, toprak verin, İkinci İsrail devleti kuracağız, zorluk çıkarmayın deyip saldırıyor. Piyonlar belli: PKK/HDP, FETO, IŞİD, vatansız solcular, azınlık ırkçıları, mezhep kışkırtıcıları, cumhuriyet düşmanları.

Bu saldırgan Atlantik Sistem’i bize 4 önemli hususu dayatıyor:
Kürt sorununu siyasal yönetmelerle çözün, yani toprak verin.
Kıbrıs’taki haklarınızdan vaz geçin.
Ermeni soykırımını kabul edin.
Ekonominizi bizim dediğimiz şekilde yönetin.

ATLANTİK SİSTEMİNİN DAYATMALARI

1945’den beri Atlantik sistemi içinde yer alan Türkiye 24 Temmuz 1945 tarihinden bugüne bu dayatmalara karşı Mehmetçiği ile, polisi ile, yargısı ile kahramanca mücadele ediyor. Tam bir vatan savaşı yani… Bu topraklarda ya Türk Milleti egemen olacak ya da ABD ve İsrail’in uşakları.

Adeta bağımsızlık savaşını yeniden veriyoruz. Peki medya ne yapıyor? Saldırıyı, saldırganların arkasındaki gücü ve saldırganların gerçek yüzünü ve niyetlerini saklıyor.  Biz Amerika ile savaşıyoruz, şehitler veriyoruz, kanlarımız yeniden vatan toprağını suluyor; tehdit ve tehlike çok büyük ama milletimiz farkında değil. Farkında değil çünkü afyonlanmış durumda. Saçma sapan gündemlerle meşgul. Deve kuşu gibi kafalar kuma gömülü…

AVRASYA YOLCULUĞU BAŞLADI

Medyanın gizlediği önemli bir gelişme de şu: Türk milleti vatan bütünlüğünü korumak ve üretim ekonomisine geçmek istediği için Türkiye Atlantik sisteminden kopmakta ve Avrasya’ya yönelmektedir.

Atlantik Sistemi içindeki Türkiye geldiği nokta tam bir felaket: Ülke bölünme aşamasında, ekonomi ise borca batmış durumda. Vatan bütünlüğü, terörün temizlenmesi, üretim ekonomisi, laiklik ve aydınlanma, hepsi Avrasya ilişkileri içinde hayata geçirilebilir. Rusya, Çin, Hindistan, İran ve Suriye, Türkiye’de Atatürkçü yönetim istediklerini açıklıyorlar.  Atlantik Sistemi’ndeki ülkeler gibi Kemalizm’i terk edin, halklara özgürlük verin, Türkiye’de demokratik özerk bölgeler kurun demiyorlar. Ekonominizi biz yönetelim demiyorlar.

Türkiye, kendi mecburiyetleri ve iç dinamikleri nedeni ile Batı’nın bu saldırganlığına karşı eninde sonunda Avrasya’ya yolunda hızla ilerleyecektir.

PARTİLERİN DURUMU

Sayın Perinçek’in Aydınlık Gazetesindeki tespitlerini aktaralım:

“CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Atlantik sisteminden kopmasına karşı “Son nefere kadar mücadele edeceklerini” ilan etmiştir. Dahası Adalet Yürüyüşü sırasında Atlantik gazetelerinde yayımlanan yazılarında, Suriye, Rusya, İran ve Irak yönetimlerini diktatörlükle suçlamıştır. Batı Asya’daki kamplaşmada, kararlı olarak Atlantik emperyalistlerinin safında yer almaktadır. Şu anda Atlantikçi sistemin merkez partisi CHP olarak gözüküyor. Akşener Partisi, Batı sisteminden yana olduğunu açıklamış bulunuyor. HDP/PKK ve FETÖ’cüler ise, Gladyo’nun piyon partileridir. Hepsi, Yeni CHP’nin ya da Kılıçdaroğlu yönetiminin kanatları altında buluşuyorlar.

AKP, MHP ve Saadet Partisi, Avrasya rüzgârının etkilediği partilerdir. Programları Atlantik sistemi içindedir. Ancak zorunluluklar AKP’yi Avrasya güçlerinin yanına itmektedir. Bu partiler, Atatürk Devrimiyle sorunları nedeniyle Avrasya sürecinde kararlı bir yöneliş içine giremiyorlar ve bocalıyorlar.”

“Bütün dünyanın saptadığı üzere, Türkiye’de biricik Avrasyacı parti, Vatan Partisi’dir. Vatan Partisi, Avrasya Seçeneğine dünya ölçeğinde yön veren partilerin başında gelir.”


AKP’nin tek rakibi var, o da Vatan Partisi. Avrasya yolunda ilerlemeye mecbur olan Türkiye’nin geleceğini Vatan Partisi belirleyecektir. 

Hiç yorum yok: