25 Ağustos 2015 Salı

YA  MÜCADELE EDECEĞİZ YA DA BÖLÜNECEĞİZ

Sormak istiyorum: Şunlar birer gerçek değil mi?

100 yılı aşan bir süreden bu yana emperyalist güçler Fırat'ın doğusunda bir kukla devlet kurmak istemiyorlar mı? Sevr'in en önemli maddesi bu değil mi? Bu amaçla Güneydoğu Anadolu'da sürekli isyanlar çıkartmadılar mı? Şeyh Sait İsyanının, Dersim olaylarının arkasında hep bu batılı güçler yok mu?

1980'li yıllardan sonra kurulan PKK, ABD'nin bir piyonu ve maşası değil mi? ABD yetkilileri PKK ve PYD için bunlar bizim kara gücümüzdür demedi mi? PKK terör örgütünün bölücü eylemleri sonucu Türkiye'de binlerce insan ölmedi mi? PKK yöre halkını bebek, yaşlı, kadın erkek demeden öldürmedi mi? Bu bölgeye hizmet götürmek isteyen öğretmenleri, mühendisleri, teknik adamları öldürmedi mi? Askerlerimizi, emniyet görevlilerimizi şehit etmedi mi?

2002 yılında sıfırlanma noktasına gelen PKK terörü AKP'nin yanlış politikaları sonucu tekrar azmadı mı? ABD, AKP ve PKK ortaklığının beraber yürüttüğü çözüm süreci sonucunda Türkiye bölünme noktasına gelmedi mi?

ABD'nin kanlı planları sonucunda Irak ve Suriye parçalanma noktasına gelmedi mi? Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde Kürdistan isimli ikinci İsrail'in kurulması için ABD, Barzani PKK ve PYD iş birliği içinde değil mi?

Bu süreç böyle giderse vatan topraklarının bir kısmı bizden koparılıp kukla devlete verilmeyecek mi?

Bütün bu soruların cevabı evet olduğuna göre esas görevi vatan savunması olan Türk Silahlı Kuvvetleri olaya seyirci kalabilir miydi? Elbette kalamazdı. Nitekim kalmadı da.

24 Temmuzdan itibaren yurt içi ve yurt dışı terör yuvaları dağıtılmaya başlandı. PKK militanlarının  en az 800'ü etkisiz hale getirildi. Bu rakamdan daha fazlası yaralanıp saf dışı bırakıldı.

AKP-PKK ortaklığının ABD güdümündeki "Kürt Açılımı"  sonucu güçlenen, silahlanan terör örgütü yaptığı kalleşçe saldırılar sonucu askerlerimizi, güvenlik kuvvetlerimizi şehit etmeye başladı. Hiç bir vatandaşımızın ölmesini istemeyiz ama şehit kanları ile vatan kıldığımız toprakları da ABD istiyor diye ona buna teslim etmeyiz.

TSK'nin ve güvenlik güçlerimizin PKK'ya karşı yürütüğü bu mücadeleyi "saray savaşı" olarak göstermek ve yapılan operasyonları AKP'nin tek başına iktidar olmak isteğine bağlamak fevkalade yanlıştır. Bu propaganda Mücadeleyi yürüten askerlerimize "savaşmayın, vatan topraklarını PKK'ya teslim edin" demektir. Milletin kendi silahlı güçlerini desteklemesine engel olmak demektir.

Yukarıda sıraladığım gerçeklere rağmen bunu yapanlar ABD'nin yani emperyalizmin yanında yer almış olurlar.

Bu hataya Tayyip düşmanlığından sağlıklı düşünemeyenler düşmektedir. TSK'ni desteklemek ayrı bir konudur, AKP iktidarını desteklemek ayrı bir konudur. İkisi birbirine karıştırılmamalıdır.  Emperyalizmin güdümüne girmiş sözde solcuların, liberal kafalıların oyuna gelinmemelidir.

Türk Milleti büyük bir çoğunlukla TSK'nin arkasında durmasını bilmiştir. Milletimizin artan desteği ile PKK denilen eli kanlı örgüt yok edilecektir. Vatanın ve milletin birliği korunacaktır. Yöre halkı bu örgütün baskısından ve tahakkümünden kurtarılacaktır. Bunda hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.

Bütün bu sürecin sonunda da Türkiyeyi bu duruma sürüklüyenlerden hesap sorulması kaçınılmazdır.

Hiç yorum yok: