10 Ağustos 2015 Pazartesi

KOLEKTİF SUÇ

Günlerdir gözü dönmüş hainler polislerimize, askerlerimize her türlü alçaklığı kullanarak saldırıyor. Şehit haberinin gelmediği gün kalmadı. Amaçları ülkeyi bölmek olan bu hainler kendilerine veya yöre halkına değil, emperyalizme hizmet ediyorlar. ABD ve AB'nin piyonu olmuşlar her türlü melaneti işliyorlar.

Ülkenin bu hale gelmesinde, şehit kanlarının akmasında, başta Güneydoğu'da yaşayanlar olmak üzere halkımızın fakirleşmesinin, sefalet içinde yaşamasının ve insanlarımızın kanlarının akmasının en büyük sorumlusu PKK denilen bu hain terör örgütü ve onun siyasal uzantısı olan HDP'dir. Etnik kökenlerini bahane edip kardeşliği değil, düşmanlığı seçen bu insanlar yıllardır, adam öldürüyorlar. Bu hainlerin yüzünden 40 000'den fazla insan hayatını kaybetti. Binlerce insan sakat kaldı. İnsanlar evinden, memleketinden göç etmeye mecbur kaldı. Yöreyi yaşanmaz kılmak için ne lazımsa yaptılar. Yaşlı, bebek, kadın, erkek, asker, sivil Türk, Kürt demeden kan döktüler. Hala da döküyorlar. Döktükleri kanda boğulmaları yakındır.

HDP'ye oy verenler de en az PKK'nın eli kanlı teröristleri kadar suçludur. Dağdaki eli kanlı teröristin şehirdeki adamını saz çalıp türkü söylüyor diye barış havarisi gibi gördüler. Oylarını HDP'ye verdiler. Bilerek veya bilmeyerek bu dökülen kanlardan sorumlu hale geldiler.

İkinci büyük sorumlu AKP ve bu partiye oy verenlerdir. AKP iktidarı  3 Kasım 2002 tarihinde nerede ise sıfırlanmış olan terörü azdırdı. Bu iktidarın yöneticileri kimsenin ne olduğunu bilmediği bir çözüm sürecini yürütmek bahanesi ile eli kanlı terörist başı ile müzakere masasına oturdular.  Sloganları da "anneler  ağlamasın" idi. Terörist başına, bizim analarımızı ağlatma, ne istersen verelim dediler. Müzakerenin özü buydu.

Bu partiye oy verenler de suçludur. Türk kimliğini yok edip, ülkeyi etnik ve mezhep temelinde bölmeye kalkanlara, hırsızlıkları ayyuka çıkanlara, dini istismar edip çıkar elde edenlere sürekli oy verip iktidarda tuttular. Hala da AKP'ye  ve Erdoğan'a toz kondurmuyorlar.

Bir diğer sorumlu, F tipi örgüttür. Kökü dışarda olan ve ABD güdümünde olduğu ayan, beyan ortada olan bu CIA maşası örgüt yaptığı kumpaslarla ABD'nin çıkarlarına karşı durabilecek kişi ve kurumları hedef aldı. Komutanlarımızı, parti yöneticilerimizi, aydınlarımızı kumpaslara tutsak hale getirildi. Bu hainliği yaparken de en büyük yardımcısı AKP iktidarı idi.

AKP iktidarını ve HDP'yi dolaylı olarak da PKK'yı destekleyen medyanın da çok büyük sorumluluğu var. Liboşlar, liberal ve vatansız solcular, din istismarcıları, ikinci cumhuriyetçiler, yetmez ama evetçiler televizyon, televizyon gezip halkı yanlış yönlendirdiler. Bölücülüğü, demokrasinin ve insan haklarının bir gereği gibi gösterdiler. Emperyalizme hizmet eden bir solculuk sergilediler. 12 Eylul referandumunda AKP'yi destekleyip F tipi hakim ve savcıların yargıyı teslim almasına hizmet ettiler. Son seçimde de HDP'yi yani şimdi askerlerimizi ve polislerimizi şehit eden PKK'yı meclise sokmak için olağanüstü gayret gösterdiler.  Dökülen kandan bu vatansızlar ve ilkesizler de sorumludur.

Bir diğer sorumlu CHP'dir. Bir kaset kumpası ile yönetimi ve yönetim ile birlikte politikaları da değişen YCHP'nin yeni yöneticileri  Türkiye Cumhuriyetini korumak için gayret göstereceklerine ve büyük önder Atatürk'ün ilkelerini savunacaklarına  AKP'nin ne olduğu belli olmayan çözüm sürecine sahip çıktılar. Atatürk ve İnönü'ye ayyaş diyenlere cevap olarak bu büyüklerimizi savunacaklarına onları Dersim katilleri olarak halkımıza tanıtmaya çalıştılar. Çözüm sürecinin bölünmeyi hedeflediği bile bile bu sürece sahip çıktılar. Bölünmeyi kolaylaştıracak anayasal ve yasal değişikliklere evet dediler.  AKP'nin kötülüklerini halka anlatmada zaaf gösterdiler.

MHP yöneticileri de dökülen şehit kanlarından sorumludur. 3 Kasım'da ülkeyi seçime götürüp iktidarı AKP'ye teslim ettiler. Adında milliyetçi sözcüğü olmasına rağmen, AKP'nin gayrı milli politikalarına hayır diyemediler. AKP'yi iktidardan uzaklaştıracak gayreti göstermediler.  Abdullah Gül gibi birisinin cumhurbaşkanı olmasını sağladılar. CHP ile birlikte Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday gösterip Erdoğan'ın seçimi kazanmasını sağladılar. Haziran direnişini CHP ile birlikte etkisizleştirdiler ve Erdoğan'ı rahatlattılar. Balyoz ve Ergenekon mağdurlarına sahip çıkmadılar.  Halkı uyarmada yetersiz kaldılar.

Türkiye'de kollektif suç işlenmiştir ve işlenmeye de devam ediliyor. Vatanın bütünlüğü, milletin birliği ve kardeşliği son derece büyük tehdit altındadır. Bunun sorumluları ve suçluları derece derece farklı olmasına rağmen yukarıda saydığım kurumlar, onların yöneticileri  ve destekçileridir.. Tarih bunları gün gelecek mahkum edecektir. Asıl sorumlular da yargı önünde hesap verecektir.
Milli birlik sağlanıncaya ve düşmanlık yerini kardeşliğe bırakıncaya kadar mücadeleye devam edilmelidir. Milli Hükumetin kurulması yakındır. Türk Millet'nin gücü bütün bu zorlukları yenecek büyüklüktedir.

Hiç yorum yok: