26 Ağustos 2015 Çarşamba

BİR BÜYÜK ZAFERİN MÜJDECİSİ: 26 AĞUSTOS

Ya istiklal ya ölüm parolası ile başlayan Türk'ün kurtuluş mücadelesinde 26 Ağustos 1992 çok önemli bir dönüm noktasıdır. İstiklal savaşının başladığı günden bu tarihe kadar hep savunmada kalan Türk Ordusu, bu tarihte düşman askerlerini yurdundan kovmak ve Cumhuriyete giden yolu açmak için taarruza başlar.

Taarruz 26 Ağustos sabahı top atışları ile başlar. Mustafa Kemal Atatürk o sabahı şöyle anlatır:

"Arkadaşlar! Topçularımız bu mevzilere gece geldiler ve karanlık içinde mevzi aldılar ve fecirle beraber bütün dünyanın gözlerinin açıldığı zaman ateşe başladılar. Kemali takdirat ve hürmetle bunu zikretmek isterim ki, topçularımızın o gün göstermiş olduğu maharet ve vukuf, bütün dünya topçuları için misal olacak mahiyetteydi. Hayat-ı askeriyemde bu kadar mükemmel bir topçu ve bu kadar mükemmel idare edilmiş bir topçu ateşi nadiren gördüm. Topçularımız saat 4.30’da endahta başladılar; bilirsiniz ki, topçulukta evvelâ ateş tanzim etmek için, endaht yapılır. Yarım saat zarfında bütün bu cephe üstünde endaht tanzim edilmiş ve saat beşte yani yarım saat sonra, bu saydığım nikat üzerine şiddetle tesir endahtına başlanmıştır"

26 Ağustos sabahı başlayıp beş gün beş gece devam eden Afyon-Karahisar ve Dumlupınar Meydan Muharebesinin sonunda düşmanın asıl kuvvetleri imha edilmiştir. Yunan Ordusu'nun kalan kıtaları yakarak, yıkarak ve sivil halkı öldürerek İzmir'e doğru kaçmış ve İzmir'de de denize dökülmüştür.

Ordumuz Afyon ile İzmir arasındaki 400 kilometrelik mesafeyi meydan muharebeleri yaparak 15 günde katetmiştir.  "Topçularımızın, piyadelerimizin, süvarilerimizin, makineli tüfeklerimizin, tayyarecilerimizin ve her sınıf askerlerimizin gösterdikleri gayret ve kahramanlık her türlü takdiratın fevkindedir. "

4 Ekim 1922 tarihinde Atatürk TBMM'ne savaş ile ilgili bilgiler verir: ""Milletin mukadderatını doğrudan doğruya deruhde ederek yeis yerine ümit, perişanlık yerine intizam, tereddüt yerine azim ve iman koyan ve yokluktan koskoca bir varlık çıkaran Meclisimizin, civanmert ve kahraman ordularının başında bir asker sadakat ve itaatiyle emirlerinizi yerine getirmiş olduğumdan dolayı, bir insan kalbinin nadiren duyabileceği bir memnuniyet içindeyim. Kalbim bu meserretle dolu olarak pek aziz ve muhterem arkadaşlarımı bütün dünyaya karşı temsil ettikleri hürriyet ve istiklâl fikrinin zaferinden dolayı tebrik ediyorum"

Bu büyük zafer 29 Ekim 1923 tarihinde kurulan Türkiye Cumhuriyetinin müjdecisi olmuştur. Bu zafer, aynı zamanda Misak-ı Milli sınırları içerisinde Türk Milletinin hür ve bağımsız olarak sonsuzluğa kadar yaşayacağının tescildir.

Türk Milleti, ecdadın büyük fedakarlıklarla vatan kıldığı bu toprakları da, bağımsızlığının ve egemenliğinin en büyük güvencesi olan Türkiye Cumhuriyetini de korumaya kararlıdır. Son günlerde ABD güdümündeki PKK terör örgütüne karşı verdiğimiz mücadele bunun en güzel örneğidir. Dün nasıl emperyalistlerin piyonu Yunanlıları Dumlupınar'da imha ettiysek, emperyalistlerin yeni piyonu eli kanlı PKK örgütünü de öyle yok edeceğiz. Ordumuza ve emniyet güçlerimize güveniyoruz ve kahramanlarımızı destekliyoruz.

Hiç yorum yok: