15 Ağustos 2015 Cumartesi

ÇARE BİRLİK VE KARDEŞLİKTE

Erdoğan ve AKP iktidarı 13 senede Türkiye'ye çok büyük kötülükler yaptı.  13 yılın sonunda geldiğimiz noktada her gün bir kaç şehit haberi geliyor. Bombalar patlıyor, karakollar, garnizonlar basılıyor, yollar kesiliyor, özerklikler ilan ediliyor.

Bu gelişmelerin en büyük sorumlusu Tayyip Erdoğan ve onun yönetimindeki AKP ve onu destekleyen, oy veren seçmendir. F tipi örgütü başımıza bela eden, TSK'ni tasfiye eden, aydınları, yazarları susturan, medyayı yalakalaştıran ve halkına devamlı yalan söyler hale getiren  PKK'yı "kürt sorunu, "çözüm süreci", "demokratikleşme" söylemleri ile büyüten, pervasızlaştıran hep bu AKP iktidarıdır.

En büyük sorumlu AKP'dir ama meclisteki 2 büyük partinin de sorumluluğu büyüktür. CHP ve MHP, Türkiye her geçen gün kötüye giderken yeterli muhalefeti yapmadıkları gibi zaman zaman da AKP'ye destek çıktılar. AKP'nin kötülüklerine engel olamadılar. Seyirciden öteye  geçemediler.  CHP,  açılım sürecini gizli, açık destekleyerek PKK'nın azgınlaşmasında sorumlu hale geldi. PKK'nın siyasal uzantısı olan HDP'nin meclise girmesi için özel çaba gösterdi.

Dökülen kandan, akan göz yaşından yandaş medya ve Doğan medyası da sorumludur. Toplumu ayrıştırdılar; kardeşliği değil, düşmanlığı pompaladılar. Birliği değil, bölünmeyi savundular. Özel görevli etki ajanlarını sık sık ekranlar taşıyıp, ağızlarından zehir akıtmalarını sağladılar. Etnik kimlik üzerinden, mezhep farklılıkları üzerinden topluma ayrılık tohumları ektiler. İnsan hakları, demokratikleşme diyerek bölünmenin yollarına taş döşediler.

Ülkenin bu duruma gelmesinde en büyük suçlu PKK, KCK ve onların siyasi parti görünümündeki uzantısı HDP'dir.

Güneydoğu'nun haline bir bakın. Yoksulluk, sefalet, işsizlik, açlık had safhada.  Bu örgütlerin uyguladığı terör yüzünden yatırım durmuş, hayvancılık ve tarım gerilemiş hatta ölmüş. İnsanlar birbirine düşman kılınmış. Sözüm ona o bölgenin haklarını savunan HDP sözcülerinin yöre halkı için alt yapı yatırımı, fabrika,  tarımın, hayvancılığın gelişmesi için yatırım, eğitim kalitesinin yükseltilmesi için okul istediğini duydunuz mu? Dostluğu, kardeşliği birliği savunduklarını okudunuz mu? Bunlar yöre halkının geleceğini, refahını, mutluluğunu düşünmezler, tek amaçları var; Türkiye'den toprak koparmak ve  ABD- İsrail projesi olan kukla devletin kurulmasını sağlamak.

İşte AKP'nin düne kadar müzakere ettiği insanlar bunlardı. Uzak görüşten mahrum AKP iktidarı bu Türkiye düşmanları ile birlikte Türkiyeyi bölünme noktasına taşıdı. Vatanın bütünlüğü, milletin birliği tehlikeye girdi. Bereket TSK duruma el koydu ve PKK'nın belini kırmak ve bölücülere gerekli dersi vermek için harekete geçti.

Başlatılan bu mücadele kesin sonuç alınıncaya kadar devem etmeli ve PKK yok olma mertebesine getirilmelidir. Hükumete düşen görev ise, bölgede güvenlik sağlandıktan sonra Kürt, Türk demeden insanlarımızın refahını artıracak önlemleri almasıdır. Öncelikle güvenlik sağlanmalı, daha sonra yöre halkının tüm Türkiye halkı ile kucaklaşması temin edilmelidir.

Akan kanın, dökülen gözyaşının durması için öncelikle düşmanlığın yerini dostluk almalı, farklılığın yerini de birlik ve kardeşlik almalıdır. Onun için diyoruz ki "Türk de biziz, Kürt de biziz,; biz Türk milletiyiz".

Hiç yorum yok: