21 Mayıs 2015 Perşembe

DİRENİŞ SÜRMELİDİR

Uyanış olmadan direniş olmaz. Bursa'daki metal işçileri uyanmış ve direnişe başlamışlardır. Direniş, emeği sömüren sermayeye karşıdır, işçi haklarını savunmayan sendikalara karşıdır, emeğin değil, paranın hakimiyetindeki siyasi ve ekonomik sisteme karşıdır.

İşçiler emekten değil, sermayeden yana tavır alan sendikadan haklı olarak istifa ediyorlar. İş bırakma eylemlerini sendika ile birlikte değil, sendikaya rağmen yapıyorlar. 

Direniş sürmelidir. Sürmelidir ki, tüm Türkiye emeğin değerini anlasın ve teslim etsin. Onun için "Her yer Renault, her yer Bursa, her yer direniş" diyoruz. 

Son yıllarda metal iş kolunda ücretler % 70 oranında düştü. Bu düşüşün büyük kısmı ise AKP iktidarı zamanında oldu. Bu düşüş nedeni ile 5 000 TL civarında olması gereken maaşlar bin 500 ila 2 bin lira civarına indi. İşçilerin çalıştığı otomotiv fabrikaları kârlarını artırdı ama işçisini düşünmedi. Onların haklarını vermedi. İşçiler banka kredileri ve kredi kartları kıskacına düştü. Böylece bankalar da emekçiler üzerinden para kazandı. İşçiler mağdur ama fabrikalar kârlı, bankalar kazançlı. 

Bütün bunların sebebi siyasi ve ekonomik sistemin paraya sahip olanlarca düzenlenmesi ve yönetilmesidir. Siyaset, para odaklı hale geldi. Emekçilerin fakirleşmesi, yoksulluğun ve işsizliğin artmasının suçlusu her ne kadar ekonomik gibi görünse de siyasi sistemin aldığı kararlar, çıkardığı yasalar, yaptığı düzenlemeler ekonomik sistemi belirler; esas suçlu siyaseti yönetenlerdir. Günümüzde siyaset zenginlerin kontrolündedir ve onun için milli gerlirden emeğin aldığı pay giderek azlmakta, sermayenin aldığı pay ise büyümektedir. 

Son yıllarda Türkiye Cumhuriyeti tam bir çöküş hali yaşıyor. İktidar yanlısı iş adamları giderek zenginleşirken, işsiz ve yoksul sayısı giderek artıyor. Tarım ve sanayiden eğitime her şey dibe vurmuş halde. Yandaşlar ihaleleri kapıyor, dereleri kapıyor, ormanları kapıyor, fabrikaları kapıyor, tesisleri kapıyor, arsaları kapıyor; devletin tüm imkanlarını kullanıyor. Bu ortamda direnişin sadece metal işçileri ile sınırlı kalması düşünülemez. Milletin daha büyük bir direniş sergilemesi yakındır. 

7 Haziran seçimleri emekçiler için bir fırsattır. Emekten, üretimden, haktan hukuktan yana bir iktidar oluşmalıdır. Aksi takdirde Türkiye büyük çalkantılara gebe hale gelir. 

Programına üretim ekonomisini, emekçinin haklarının verilmesini ve eşitsiliğin azaltılmasını alan Vatan Partisi Meclis'e girmelidir ve iktidara ortak olmalıdır. Türkiye'yi düzlüğe ve esenliğe ancak Vatan Partisi'nin programı ve kadroları ile çıkabilir. 

Hiç yorum yok: