6 Aralık 2014 Cumartesi

YENİ VAHDETTİNLER,  YENİ ALİ KEMALLER
Daha önce 'hamile kadınlar sokağa çıkmasın' sözüyle tepki çeken Ömer Tuğrul İnançer, TBMM çatısı altında katıldığı bir konferansta yine çok tartışılacak açıklamalar yapmış.  Atatürk'ün 1 Kasım 1928'de yaptığı 'Harf Devrimi' hakkında “İnkilap mı? İnkilap ne demek biliyor musunuz ‘Köpekleştirme’ demektir. Bu memlekette inkilap (köpekleştirme) yapılmıştır” demiş. Yani 1928 tarihinde Türk Ulusu’nun köpekleştirildiğini iddia etmiş. Bu çok ağır bir hakarettir. Türk Milleti’nin bir ferdi olarak köpekleşme sözcüğünü İnançer’e iade ediyorum. Bu sözleri ile kendisi köpeklemiştir.
Son yıllarda Cumhuriyet düşmanları pervasızlaştılar. Atatürk’e, Cumhuriyet’e her fırsatta saldırıyorlar, hem de ahlaksızca. Yalanların bini bir para. Televizyonlar, gazeteler bu yalancı adamlarla dolu. 12 yıldır iktidarın Cumhuriyet’in temellerini sarsan her eylemini desteklemek için laf ebeliği yapıp duruyorlar.
Osmanlıcılık adı altında Cumhuriyet yıkıcılığı yapılıyor. Vahdettinlerin, Lord Curzonların, Ali Kemallerin, Sait Mollaların, Damat Feritlerin, Rahip Frewlerin, Hristomosların, Pontusçuların intikamı alınmaya çalışılıyor. Lozan’ın yerine Sevr ikame edilmeye çalışılıyor.
Bu millet Ata’sının liderliğine bir kurtuluş savaşı vermiştir ve bu savaştan da muzafferiyetle çıkmıştır. Kurtuluş savaşı ile iki büyük kazancı olmuştur: Tam bağımsızlık ve Milli egemenlik. Bu savaş sonucunda adı Türkiye Cumhuriyeti olan, “ilim ve tekniğin son esaslarına dayanan, milli ve çağdaş bir devlet” kurulmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti sayesinde Türk Milleti 600 yıldır kendisine hükmeden Osmanlı’dan egemenliği almış ve kaderini kendisi belirlemeye başlamıştır. Kulluktan vatandaşlığa ve efendiliğe yükselmiştir. İnsan hak ve özgürlükleri Türk Milleti’nin de vazgeçilmezleri olmuştur. İnsanlar, şeyhlere, ağalara, imamlara teslim ettikleri irade ve akıllarını geri almayı öğrenmişlerdir. İnsanlar da düşünceler de özgürleşmiştir.

Cumhuriyet, dogmatik düşüncelerden kurtulmayı, yol gösterici olarak bilimi kullanmayı öğretmiştir. Cumhuriyet kurulunca hemen bütün İslam ülkelerinin sömürge olduğu bir dünyada bağımsız ve güçlü tek devlet olmuştur. Emperyalistlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin Cumhuriyet’e saldırmalarının nedeni de budur. 
Lozan’da emellerine kavuşmayan bu güçler, Atatürk’e ve Cumhuriyet’e savaş açarak Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalamayı, halkını yeniden kullaştırmayı, çağdaşlıktan uzaklaştırıp sömürüye hazır hale getirmeyi planlamışlar ve bu planlarını da adım adım uyguluyorlar. Bu planın gerçekleşmesine Mustafa Kemal’in askerleri asla izin vermeyecektir. Zamanı gelince Vahdettin kılıklıların da Ali Kemal kılıklıların da nasıl kaçtıklarını göreceğiz.  

Hiç yorum yok: