PEKÜNLÜ VE GALİLEO
Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Uzay Bilimi ve Astronomi
Bölümü öğretim üyesi Prof Dr. Rennan Pekünlü’nün kamu vicdanını yaralayacak
şeklide hapsedilmesi dogmatizmle bilimsel düşünce arasındaki savaşın halen
devem ettiğinin en güzel kanıtı oldu.
Bu savaşın geçmişi çok eskilere kadar gidiyor. Bu savaşı
anlamak için, özellikle 17. Yüzyıl’da
yetişen ve dini çevrelerin büyük baskılarına rağmen bilimin gelişmesine büyük
katkılarda bulunan bilim adamlarını anmak gerekir.
Galileo, Torricelli, Descartes, Pascal, Malpighi, Huygens,
Newton ve Lebniz, Bruno gibi bir dizi bilim adamı bu asrın gurur ile anılacak isimleridir. Bu isimlerden
özellikle Galileo’dan bahsetmek lazım.
Galileo da Pekünlü gibi önemli bilimsel çalışmalarını
Asrtonomi bilim dalında yapmıştır. O da Pekünlü gibi karanlık dünya
taraftarlarınca hapse mahkum edilmiş ve hapiste iken hayata veda etmiştir.
Modern bilimin doğuşunda Galileo’nun çok büyük katkısı
vardır. Galileo ve onu takip edenler, kainatı ve doğayı anlamak ve onlarla ilgili
gerçeklere ulaşmak için modern bilimin matametiksel bir alet gibi
kullanılmasını savunmuşlardır. Galieo’nun temel görüşü, bilimsel gerçekler Kitab-ı
Mukaddes ile çelişse bile geçerliliğini
yitirmez şeklinde idi. Ona göre, bilim, Kitab-ı Mukaddes yorumlarına değil,
Kitab-ı Mukaddes yorumları bilimin ortaya koyduğu sonuçlara, araştırmaların,
deneylerin sonucuna uymak zorundaydı.
Galileo’nun, özellikle “İki Dünya Sistemi Üzerine Diyalog”
isimli eserini yayınlaması Engizisyon mahkemesinde yargılanmasına yol açtı. Bu
mahkeme sonucunda hapsedildi ve hapiste iken vefat etti. Hapiste iken de bilimsel
gerçekleri haykırmaktan asla vazgeçmedi.
Galileo bir Copernicus (Kopernik) taraftarı ve takipçisi idi. Kopernik’in
bir diğer takipçisi de Bruno’dur. Bruno da Engizisyon mahkemesinde yargılanmış
ve ölüme mahkum edilmiş. 1600 yılında yakılarak öldürülmüş. Onun şu sözleri
unutulmamış, özellikle dogmatizme karşı savaşan bilim adamlarına da yok göstermiştir.
“ Ne gördüğüm hakikati
gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım. Karanlık ve
aydınlık arasındaki, bilim ve cehalet arasındaki savaşa her yerde katıldım;
bundan dolayı her yerde nefretle karşılaştım ve cehaletin babaları olan resmi
akademisyenlerin yanı sıra kalın kafalı ve aptal çoğunluğun öfkesine hedef
olarak yaşadım.”
Biz bu bilimsel düzeye gelmemizi Galileo ve Bruno gibi ilim
için hayatlarını ve geleceklerini hiçe sayan insanlara borçluyuz. Pekünlü
hocamız da cehalet ve bilim arasındaki savaşta yara alan bir değerli bilim
adamımızdır. Verdiği mücadeleden dolayı kutluyorum ve kendisine geçmiş olsun
dileklerimi sunuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder