20 Aralık 2014 Cumartesi

İKİ BÜYÜ SORUN: CEHALET VE AHLAKSIZLIK

Yılardır iki büyük sorun ile uğraşıp duruyoruz: Cehalet ve ahlaksızlık. Hangisi daha önemli diye sormayınız çünkü bunlar birbirleri ile bağlantılı. İkisinin de temelinde eğitim eksikliği veya yanlışlığı var.

Ahlaksızlığı iki kategoriye indirgedik: Kadın-erkek ilişkileri açısından ahlaksızlık ve çalma- çırpma. Çalmayı da eksik değerlendiriyoruz. Toplumdan, hazineden devlet malından çalınca, o hırsızlık dolayısıyla ahlaksızlık olmuyor. Oysa, kişisel çıkar için topluma verilen her zarar ahlaksızlıktır.

Yönetici kendisine emanet eden devlet malını çalarsa, bu malın değeri bir kuruş da olsa ahlaksızlıktır. Devletin yani milletin parasını çalarsa veya kişisel keyfi için harcarsa, ahlaksızlıktır. Rant için kentin yeşil alanlarına imara açıp gökdelen, AVM yapımına izin vermek ahlaksızlıktır. Milletin yıllarca emek ve sermeye verip kurduğu kurumları yok pahasına satmak ahlaksızlıktır. Ormanlarımızı, madenlerimizi, derelerimizi çıkar amaçlı olarak eşine dostuna tahsis etmek ahlaksızlıktır.

Bu örnekleri uzatmak mümkün. Ne yazık ki bu ahlaksızlıklar artık toplum tarafında hoş görülür olmuş. Çalanlar makbul insan olmuş, yeter ki halkımızın karşısında iki rekât namaz kılsınlar, artık her şey onlar için onlar için mübah oluyor. Son zamanlarda yaşadıklarımız ahlaki aşınmanın ne boyuta ulaştığının örnekleri ile dolu.

21. yüzyıla cahil bir toplum olarak girdik.  Toplum bilim ve teknolojide çağın ulaştığı düzeye ulaşamamışsa o toplum cahildir. Bilimsel bilgiyi yol gösterici olarak kabul etmeyen toplumlar cahildir. Kurumlarını çağın bilgilerine göre sürekli yenileyemeyen toplumlar cahildir. Bilimsel bilgiyi üretemeyen ve onu teknolojiye dönüştüremeyen toplumlar cahildir. Lüks tüketim, gökdelenler, AVM’ler, “duble yollar”, televizyon dizileri toplumun cahil olmadığını göstermez.

Okullaşma oranımızın düşük olduğu yetmiyormuş gibi eğitim programlarımızın içeriği de yetersiz. Aklı kullanmayı değil, ezberlemeyi öğreten bir sistemimiz var. Okul sayısı artıyor ama eğitilmiş insan sayısı artmıyor. Şimdi de tutturmuşlar Osmanlıca öğreteceklermiş. Toplumun tamamı Osmanlıca bilse, bu toplum cahil olmaktan kurtulmaz. Osmanlıca bilen cahil topluluk olur, o kadar…

Halk en temel bilimsel bilgilere uzak kaldığı için seçimlerini de akılcı biçimde yapamıyor. Akılcı biçimde kurumsallaşamıyor. Ekonomisi sıcak paraya, ucuz işçiliğe ve faize dayanıyor. Kültür ve sanat hayatı ise  televizyon dizilerinden, basit pop şarkılarından, ucuz romanlardan, basit şiirlerden ibaret. 

Bazılarını hariç tutarsak, çoğu üniversitemiz bilim üretilen yerler olmaktan uzak duruyor. Millet olarak AR-GE faaliyetlerine ayırdığımız bütçe çok kısıtlı. Sürekli başkalarını takip ve taklit ediyoruz.

Ahlaksızlık ve cehaletin çaresini eğitimde aramak gerek. Çare, aklını kullanmasını bilen, bilgi edinme yollarını öğrenen, araştıran, merak eden, evrensel değer yargılarını benimsemiş fertler yetiştirmekten geçiyor. Türk Milleti olarak her türlü olanağımızı eğitime ayırmalıyız.
Atatürk’ün şu sözlerini hiç unutmayalım:

Muallimler, Cumhuriyet fikren ilmen fennen bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.”


Hiç yorum yok: