YAZIKLAR OLSUN ALKIŞLAYANLARA!
Bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığı açıklanınca
yüzlerce kişi 5 dakika süre ile ayakta alkışlamış. Yazıklar olsun bu adamı
beğenip de ona alkış tutanlara.
Yazıklar olsun çünkü;
Bu adam, 12 senedir iktidarda diktatör olmanın hevesi içinde ülkeyi yönetti.
Devletin üç erkini de elinde tutmaya çalıştı, kuvvetler ayırımı ilkesini
hiçe saydı.
Yargıyı ayak bağı görüp kontrol altına almaya çalıştı. Yargı kararlarını
uygulamadı.
Rüşvet, hırsızlık ve haksız kazanç
sağladığına dair iddiaları araştırmak isteyen hâkim ve savcıların yerini
değiştirip yargının kendisi aleyhinde soruşturma yapmasını engelledi.
Sayıştay’ın raporlarının TBMM’ne
gelmesini engelledi.
Basın-yayın kuruluşlarına baskı
uyguladı, haber alma ve düşünce özgürlüğünü kısıtladı. Medya kuruluşlarını yandaşlarına
havuz parası oluşturarak satın aldırdı. Kendisine muhalif yazı yazan
gazetecileri işten attırdı.
Hazine arazilerini, kamu mallarını yok
pahasına sattı, yandaşlara adeta bağışladı.
Sendikaları kendisine bağladı, işçileri
susturdu.
Yüksek yargı organlarının başkanlarını,
sivil toplum örgütlerinin yöneticilerini azarlayıp, hakaret etti.
İnsanların özel hayatlarına karışıp yöne
vermeye çalıştı.
BOP ve Kuzey Afrika projesi eş başkanı
oldu. Bu projenin uygulanması için, Irak’ta,
Suriye’de, Libya’da yüz binlerce Müslüman öldü, Yüz binlerce insan evinden,
yurdundan oldu. Binlerce kadının ırzına geçildi. Ülkeler parçalanma noktasına
getirildi.
Bütün bunları yapan Tayyip’in döneminde,
2002 yılında sıfırlanma noktasına gelmiş olan terör uygulanan politikalar
sonucu azdı. Azan teröristler kahraman Mehmetçiklerimize kahpece saldırıp şehit
edince, “analar ağlamasın” sloganı ile teröre taviz vermeye başlandı. Taviz o
noktaya geldi ki, terörist başı, katil Apo ile birlikte milletimize anayasa yapmaya
kalkıldı. Güneydoğu Anadolu’yu devletsiz kaldı. Bölünmenin temellerini atıldı.
Ulusal birliğimiz yok edilmeye
çalışıldı. İnsanlar mezheplerine ve etnik kökenlerine göre ayrıştırılmaya
çalışıldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin vatansever
insanları, asker, sivil, yaşlı genç demeden türlü kumpaslar kurularak tutsak
edildi. TSK tasfiye edilmeye çalışıldı.
Uygulana dış politikalar sonucu dost
diyeceğimiz komşu ülke kalmadı. Ulusumuzun çıkarları korunamadı.
Yoksulluk, işsizlik, sefalet arttı.
Gelir dağılımı bozuldu. Kamu ve özel sektörün borçları 600 milyar doları aştı.
Sanayileşme yavaşladı, tarım ve hayvancılık geriledi.
Derelerimiz, ormanlarımız, dağlarımız,
madenlerimiz, yer altı zenginliklerimiz yok pahasına elimizden uçtu gitti.
Ulusumuzun 90 yıllık birikimleri, fabrikaları,
işletmeleri, bankaları, hastaneleri yabancıların eline geçti.
Cumhuriyet’in temelleri sarsıldı. Cumhuriyetin
kurucuları ayyaş olarak nitelendirildi. Türk milliyeti ayaklar altına alındı. “T.C.”
ibaresi devlet dairelerinin tabelalarından söküldü.
Gencecik insanlar polis kurşunlarına,
gazlara kurban edildi.
Bakanlar, genel müdürler hakkında rüşvet
ve yolsuzluk suçlamaları nedeni ile fezlekeler hazırlandı.
Başbakanın rüşvet
aldığına, hırsızlık yaptığına dair kanıtlar ortaya saçıldı.
Bütün bunlar Recep Tayyip Erdoğan
zamanında oldu ve şimdi bu kişi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’na aday
oldu. Amacı cumhurbaşkanı olmak değil, diktatör olmak. Bunu da bugünkü
konuşmasında gizli kapaklı söyledi. İnsanlar da alkışladı, hem de beş dakika.
Tekrar yazıyorum: Yazıklar olsun bu
kişiyi alkışlayanlara, yazıklar olsun bu kişiye oy verenlere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder