13 Temmuz 2014 Pazar

ÇÖZÜM (BÖLÜNME) SÜRECİ HIZLANIYOR

Daha önce de yazdım gene yazıyorum: Türkiye dahil, Ortadoğu’daki tüm gelişmeleri anlamak için ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesinin (BOP) iyi anlaşılması gerekir. BOP, ilk defa Condoleezza Rice’ın 7.8.2003 Washington Post gazetesinde yayınlanan yazısında görülmektedir. “Transforming The Middle East – Ortadoğu’yu Dönüştürmek.” Başlıklı  yazısında Fas’tan Basra körfezine kadar Ortadoğu’da bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye’nin de bunların içinde olduğunu vurgulamıştır.

Bu proje kapsamında Türkiye’nin de sınırlarının değiştirilmek istendiği apaçık ortadadır. Bu görevi de BOP Eş Başkanı olduğunu iddia eden Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül, AKP ve PKK  üstlenmiştir. 2003 Yılında Condoleeza Rice’ın BOP’ni açıklamasından sonra Türkiye’de sıfırlanma noktasına gelen terör, uygulanan bilinçli politikalar sonucu artırıldı. Terör örgütü, aldığı değişik desteklerle sivil asker demeden insanlarımız öldürmeye başladı. Bu aşamada “analar ağlamasın” sloganı ile “çözüm süreci” adı altında bölünmeye giden yoldaki taşlar temizlenmeye başlandı.

AKP, Cemaat ve Apo işbirliği ile TSK, Balyoz, Casusluk, Ergenekon, Fuhuş davaları ile tasfiye edilmeye çalışıldı. İnsanlarımıza adım adım  bölünmenin bir çözüm olduğu düşüncesi benimsetildi. Son çıkarılan Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” aslında bölünmeyi hedef alan çözüm sürecinin daha sağlıklı yürümesi için, Apo tarafından Erdoğan’dan istenen bir yasadır.

CHP bu yasaya destek vermiş ve çözüm yani bölünme sürecini bir bakıma desteklediği belli olmuştur. 3 Cumhurbaşkanı adayının üçünün de bu bölünme sürecini desteklediği bilinmektedir. Kılıçdaroğlu’nun gerçek kimliği bu yasaya verdiği destekle ortaya çıkmıştır. Bahçeli’nin de bölünme sürecini destekleyen bir kimseyi cumhurbaşkanı adayı yapmak istemesi onu da sürece dahil etmiştir.

Condoleeza Rice’ın gözü aydın. 3 büyük partinin lideri ve 3 cumhurbaşkanı adayı  BOP projesinin Türkiye ile ilgili uygulamasında ABD’ye yardım etme görevini üstlenmiş durumdalar.  Anlaşılan ABD bu projeyi gerçekleştirmek için sadece TSK’ya ve yurtsever aydınlara değil, siyasi partilere de kumpas kurmuş. Cumhurbaşkanı aday belirleme sürecini de kumpasa dâhil etmiş.
Bu onların hesabı ama bu milletin de, vatanın ve milletin birliğinden yana Atatürk ilkelerine inanmış ve Mustafa Kemal Atatürk’ü kendisine rehber edinmiş yurtseverlerin de bir hesabı vardır. Önümüzdeki günler büyük mücadelelere gebedir.


Bütün bunlar göstermektedir ki, 3 partinin lideri, 3 cumhurbaşkanı adayı ve şimdiki cumhurbaşkanı ve onların kayıtsız şartsız destekçileri siyaset sahnesinden çekilmedikçe,  ABD’in Türkiye üzerinde oynadığı oyunlar bozulmayacaktır. Her türlü seçimde ve verilecek her kararda bu gerçek göz önünde tutulmalıdır.

Hiç yorum yok: