15 Mayıs 2018 Salı


ERDOĞAN YÖNETEMİYOR

Uyguladığı ekonomik programla ülkeyi borç batağına sokup devleti iflas noktasına taşıyan Erdoğan ve AKP iktidarı dış politikada da yanlışlıklar ve yetersizlikler içinde çırpınıp duruyor. Uyguladığı dış politikalar Türk milletinin haklarını korumaktan çok uzak. Ayrıca ülkenin ve bölgenin istikrara kavuşması için atılması gerekli adımları atamıyor veya atmıyor.  

İki önemli konu var: Birincisi, Kıbrıs’ı ve Doğu Akdeniz’i bizden koparmak için yoğun çabalar devam ediyor. İkincisi, İsrail ve Amerika’nın başını çektiği pis ve katliamcı güçler Batı Asya’yı kana bulamaya devam ediyor.

KIBRIS VATANDIR

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Türkiye'nin adadaki garantörlüğünü sona erdiren Guterres Belgesini kabul ettiğini açıkladı, bizim hükümetten ses seda yok. Eskiler “sükût ikrardan gelir” derler. Anlaşılan Akıncı ile Erdoğan Kıbrıs’taki Türk egemenliğini sonlandırma konusunda Akıncı ile aynı fikirde.

İktidar Kıbrıs’taki hak ve çıkarlarımızı savunmaya mecburdur. KKTC’nin diğer ülkelerce tanınması için her türlü diplomatik faaliyete hızla başlanmalıdır. Unutmayalım ki, Kıbrıs, Kıbrıslı Türkler kadar hatta daha fazla Türkiye’nin geleceğini belirleyecektir.

Türk milletini hak ve çıkarları Mehmet Ali Talat, Mustafa Akıncı, Özdil Nami gibi kime ve neye hizmet ettiği bilinmeyen insanların eline bırakılmaz.

DOĞU AKDENİZ DE VATANDIR

Vatan sadece toprak değildir. Denizler de vatandır, mavi vatandır. Nasıl vatan toprağından bir taş verilemezse, mavi vatandan da bir avuç su verilemez.

Mavi vatanımız da tehdit altında ve iktidar bu konuda da yeterli adımları atmaktan çok uzak.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun yakın bir geçmişte 3’lü liderler zirvesi çerçevesinde Güney Kıbrıs’ta bir araya geldi. Doğu Akdeniz’in petrol ve doğal gaz rezervlerini nasıl paylaşacaklarını konuştular.

Vatan bizim ama petrol ve doğal gaz onların olacak. Bu asla kabul edilecek bir durum değil. İktidar en kısa zamanda Doğu Akdeniz’deki Münhasır Ekonomik Bölgemizi (MEB) ilan etmeli ve onu gerekirse askeri tedbirlerle korumalıdır. Bundan sonraki aşama ise Türkiye ve KKTC’nin ortak bir MEB ilan etmesi olmalıdır.

FİLİSTİN’DE KATLİAM VAR

İsrail Amerika’nın da desteği ile vatanlarını savunmaya çalışan Filistin halkını çocuk, yaşlı, erkek, kadın demeden katlediyor. Son iki günde 50’nin üzerinde ölüm ve binlerce yaralı var. Bu alçaklığa dur diyecek güç, başta Türkiye olmak üzere bölge devletleri ve halklarıdır.

Bu konuda Sayın İlker Yücel’in Aydınlık gazetesindeki baş yazısını hatırlamak lazım:

“1980Temmuz’u. Yaser Arafat kendisini sıkıştırmaya çalışan Spiegel muhabirine “Bu görüşme bittikten sonra nereye gideceksiniz?” diye sorar. Muhabir “evime” der. Arafat’ın cevabı vicdanı olan herkesi sarsacak etkidedir: “Benim evim yok. Vatanımı çaldılar. İşte Filistin faciası budur!”

Filistinliler evlerinden kovulduğunda Suriye devleti kucak açar. Milyonlarca Filistinli Suriye’nin ekmeğini yer, suyunu içer. Yaşam kampları kurulur. Yoksul Suriye halkı imkanlarını Filistinlilerle paylaşır. Sağlık hizmeti verilir. Şam, Lazkiye ve Halep üniversitelerini ziyaret ettiğimizde Filistinli gençlerin “Suriye olmasaydı yaşama tutunamazdık” cümlesini duymuştuk. Filistinli aydınlar, sanatçılar, yazarlar Suriye’nin olanaklarıyla dünyaya seslenir.

İsrail bir orduyla değil bir halkla savaşıyor. Filistin halkıyla. Ve o mazlum halkın sığınağı Suriye devleti, 1948’den bu yana İsrail’in saldırısına uğruyor.

Kudüs’te İsrail’in Filistinlileri katlettiği ve yerinden ettiği saatlerde Tayyip Erdoğan da Beşar Esad’ı “yerinde kalmasını istemiyorum” diyerek hedef aldı. AKP hükümeti ABD ve İsrail’in Suriye’yi bölme planının parçası oldu ve Filistin davasını zayıflattı. Ya Esad’ı hedef alma çizgisiyle İsrail’in yanında durmaya devam edecek ya da tarihi bir adım atarak Suriye merkezi hükümetiyle siyasi ilişkileri başlatacak. Kudüs hamlesine verilecek en etkili cevap budur.”

ÇARE VATAN PARTİSİ VE LİDERİNDE

Görülüyor ki, bu iktidar ülkeyi iyi yönetemiyor ve mutlaka gitmesi gerek. Maalesef Cumhur İttifakı adı altında birleşen partilerin başkanları ise, sürekli Demirtaş’ın sazını çalıyor. Uğraştıkları en önemli konu Demirtaş’ı hapisten çıkarmak. Bu kafadaki bir ittifak Erdoğan’ı yerinden edemez. Demirtaş sazı çalanları bu millet iktidara taşımaz.

Erdoğan’ı yerinden edecek ve ülkeyi düzlüğe çıkaracak Lider Sayın Doğu Perinçek, parti ise Vatan partisi ve program da Vatan Partisi’nin Milli Hükümet Programıdır.

Hiç yorum yok: