ERDOĞAN YÖNETEMİYOR
Uyguladığı ekonomik programla ülkeyi borç batağına sokup
devleti iflas noktasına taşıyan Erdoğan ve AKP iktidarı dış politikada da
yanlışlıklar ve yetersizlikler içinde çırpınıp duruyor. Uyguladığı dış politikalar
Türk milletinin haklarını korumaktan çok uzak. Ayrıca ülkenin ve bölgenin istikrara
kavuşması için atılması gerekli adımları atamıyor veya atmıyor.
İki önemli konu var: Birincisi, Kıbrıs’ı ve Doğu Akdeniz’i bizden
koparmak için yoğun çabalar devam ediyor. İkincisi, İsrail ve Amerika’nın
başını çektiği pis ve katliamcı güçler Batı Asya’yı kana bulamaya devam ediyor.
KIBRIS VATANDIR
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Mustafa
Akıncı Türkiye'nin adadaki garantörlüğünü sona erdiren Guterres Belgesini kabul
ettiğini açıkladı, bizim hükümetten ses seda yok. Eskiler “sükût ikrardan gelir”
derler. Anlaşılan Akıncı ile Erdoğan Kıbrıs’taki Türk egemenliğini sonlandırma
konusunda Akıncı ile aynı fikirde.
İktidar Kıbrıs’taki hak ve çıkarlarımızı savunmaya
mecburdur. KKTC’nin diğer ülkelerce tanınması için her türlü diplomatik
faaliyete hızla başlanmalıdır. Unutmayalım ki, Kıbrıs, Kıbrıslı Türkler kadar
hatta daha fazla Türkiye’nin geleceğini belirleyecektir.
Türk milletini hak ve çıkarları Mehmet Ali Talat, Mustafa
Akıncı, Özdil Nami gibi kime ve neye hizmet ettiği bilinmeyen insanların eline
bırakılmaz.
DOĞU AKDENİZ DE VATANDIR
Vatan sadece toprak değildir. Denizler de vatandır, mavi
vatandır. Nasıl vatan toprağından bir taş verilemezse, mavi vatandan da bir avuç
su verilemez.
Mavi vatanımız da tehdit altında ve iktidar bu konuda da
yeterli adımları atmaktan çok uzak.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Yunanistan
Başbakanı Aleksis Çipras ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun yakın bir geçmişte
3’lü liderler zirvesi çerçevesinde Güney Kıbrıs’ta bir araya geldi. Doğu Akdeniz’in
petrol ve doğal gaz rezervlerini nasıl paylaşacaklarını konuştular.
Vatan bizim ama petrol ve doğal gaz onların olacak. Bu asla
kabul edilecek bir durum değil. İktidar en kısa zamanda Doğu Akdeniz’deki
Münhasır Ekonomik Bölgemizi (MEB) ilan etmeli ve onu gerekirse askeri
tedbirlerle korumalıdır. Bundan sonraki aşama ise Türkiye ve KKTC’nin ortak bir
MEB ilan etmesi olmalıdır.
FİLİSTİN’DE KATLİAM VAR
İsrail Amerika’nın da desteği ile vatanlarını savunmaya
çalışan Filistin halkını çocuk, yaşlı, erkek, kadın demeden katlediyor. Son iki
günde 50’nin üzerinde ölüm ve binlerce yaralı var. Bu alçaklığa dur diyecek güç,
başta Türkiye olmak üzere bölge devletleri ve halklarıdır.
Bu konuda Sayın İlker Yücel’in Aydınlık gazetesindeki baş
yazısını hatırlamak lazım:
“1980Temmuz’u. Yaser Arafat kendisini sıkıştırmaya çalışan
Spiegel muhabirine “Bu görüşme bittikten sonra nereye gideceksiniz?” diye
sorar. Muhabir “evime” der. Arafat’ın cevabı vicdanı olan herkesi sarsacak
etkidedir: “Benim evim yok. Vatanımı çaldılar. İşte Filistin faciası budur!”
Filistinliler evlerinden kovulduğunda Suriye devleti kucak
açar. Milyonlarca Filistinli Suriye’nin ekmeğini yer, suyunu içer. Yaşam
kampları kurulur. Yoksul Suriye halkı imkanlarını Filistinlilerle paylaşır.
Sağlık hizmeti verilir. Şam, Lazkiye ve Halep üniversitelerini ziyaret
ettiğimizde Filistinli gençlerin “Suriye olmasaydı yaşama tutunamazdık”
cümlesini duymuştuk. Filistinli aydınlar, sanatçılar, yazarlar Suriye’nin
olanaklarıyla dünyaya seslenir.
İsrail bir orduyla değil bir halkla savaşıyor. Filistin
halkıyla. Ve o mazlum halkın sığınağı Suriye devleti, 1948’den bu yana
İsrail’in saldırısına uğruyor.
Kudüs’te İsrail’in Filistinlileri katlettiği ve yerinden
ettiği saatlerde Tayyip Erdoğan da Beşar Esad’ı “yerinde kalmasını istemiyorum”
diyerek hedef aldı. AKP hükümeti ABD ve İsrail’in Suriye’yi bölme planının
parçası oldu ve Filistin davasını zayıflattı. Ya Esad’ı hedef alma çizgisiyle
İsrail’in yanında durmaya devam edecek ya da tarihi bir adım atarak Suriye
merkezi hükümetiyle siyasi ilişkileri başlatacak. Kudüs hamlesine verilecek en
etkili cevap budur.”
ÇARE VATAN PARTİSİ VE LİDERİNDE
Görülüyor ki, bu iktidar ülkeyi iyi yönetemiyor ve mutlaka
gitmesi gerek. Maalesef Cumhur İttifakı adı altında birleşen partilerin
başkanları ise, sürekli Demirtaş’ın sazını çalıyor. Uğraştıkları en önemli konu
Demirtaş’ı hapisten çıkarmak. Bu kafadaki bir ittifak Erdoğan’ı yerinden
edemez. Demirtaş sazı çalanları bu millet iktidara taşımaz.
Erdoğan’ı yerinden edecek ve ülkeyi düzlüğe çıkaracak Lider
Sayın Doğu Perinçek, parti ise Vatan partisi ve program da Vatan Partisi’nin
Milli Hükümet Programıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder