14 Nisan 2018 Cumartesi


“KUTLU YÜRÜYÜŞE DEVAM”

AKP’liler hangi ilde kongre yapsalar o ili “Kutlu Yürüyüşe Devem” pankartları ile dolduruyorlar. İktidarlarına kutlu yürüyüş gözü ile bakıyorlar. Kutlu, yani mukaddes!…

Bu sözde bile din ile kandırmak var. Allah’a, dine hizmet ediyoruz anlamı var, yalanı var.

Arkalarına kendisini dindar kabul edenleri takmış ‘kutlu kutlu’ yürüyorlar. Hem yürüyorlar hem yürütüyorlar.

YÜRÜYE YÜRÜYE GELDİKLERİ YER

Peki bu Allah’a, dine hizmet edenlerin yürüyerek ve yürüterek geldikleri noktada ne var? Ona bakalım:

Geldikleri noktada Miraç gecesinin sabahında Amerika’nın başını çektiği Haçlıların Müslümanlar üzerine bomba yağdırmasına alkışlamak var. İsrail’i güvenliğini sağlamlaştırmak için Müslümanların ölmesine sevinmek var.

Bunlara göre Müslüman Esad katil ama binlerce kilometre öteden gelip, Suriye’de yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olan Amerika masum hatta can kurtaran. Yürüyüşlerde nasıl bir kutsallık olduğu bu tavırlarından anlaşılıyor.

YÜRÜYÜŞÜ AMERİKA BAŞLATTI

Zaten iktidara gelip yürüyüşe başlamaları da Amerika’nın desteği ile olmuştu. İktidara geldiler ve hemen Amerikan projelerinin eş başkanı oldular.

Amerika’nın Irak yaptığı ilk müdahaleden bu yana 2 milyon insan öldü. Yüzbinlerce çocuk yetim, öksüz kaldı. O zaman da Bush, “Niyetimiz Irak’taki kimyasal silahları imha etmek, Irak’a barış, demokrasi, adalet götürmektir” diyordu. Bu kutlu yürüyüşün lideri de “Kahraman genç, kadın, erkek Amerikan askerlerinin olabilecek en az kayıpla evlerine dönmeleri için dua ediyorum” diyordu.

SEVDİKLERİNE KAVUŞTULAR

Arkalarına Ali Kemalleri, İngiliz Muhipleri derneği üyelerini alarak, yürüye yürüye Mustafa Sabri’nin, İskilipli Atıf’ın yanına geldiler. Bu tipler de dini istismarlığı yapıp Türk milletinin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinde Müslümanların değil, İngilizlerin, Fransızların yanında yer almışlardı. Tıpkı şimdi AKP’nin Amerika’yı alkışladığı gibi…

MÜSLÜMANIN MALI GÂVURA HELAL MI?

Nerdeyse 16 senedir yürüyorlar. Hem yürüyorlar hem satıyorlar. Bu öyle ‘mukaddes’ bir yürüyüş ki, Müslümanlara ait ne kadar fabrika, işletme, maden, tarla, orman, dere varsa ‘gavurlara’ sattılar.

Bir yandan yürüdüler diğer yandan ‘milletin a…a koyma” meraklılarını zengin ettiler ama milleti yoksullaştırdılar.

Bu yürüyüş o kadar ballı bir yürüyüş ki, kim bu yürüyüş katılsa ballandı, tatlandı…

Müslümanın malı gâvura gitti. Gâvur sömürdü, semirdi, Müslüman eridi, zayıfladı.

ELE VERİP YÜRÜDÜLER

Yürürken yanlarına aldıkları FETÖ’ye ne istediyse verdiler. Makam verdiler, fabrika verdiler, gazete verdiler, yargıyı verdiler, polis teşkilatını verdiler. Onlar istedi diye aydınları, kahraman Türk subaylarını hapse attılar. Sıra iktidarı vermeğe gelince kavga çıktı. Gizli sırlar aşikâr oldu. Ayakkabı kutuları ortalığa savruldu.

Bu ‘kutlu yürüyüş” yoluna sokan Amerika istedi diye Oslo’da PKK ile beraber yürümenin toplantıları yaptılar. Döndüler, İmralı’ya hadi beraber yürüyelim diye el uzattılar. İmralı ile birlikte yürüyüp Türk milletine içinde Türk kelimesi geçmeyen Anayasa yapmaya kalktılar. Anadolu’yu bölüşmenin planlarını yaptılar. Bereket 7 Haziran’da halkımız hele durun, böyle el ele tutmuş nereye gidiyorsunuz dedi de eller ayrıldı, yollar ayrıldı.

Bu ‘kutlu yürüyüşten’ bu millete bir fayda gelmedi, geleceği de yok. Müslümanlar üzüldü, olmayanlar sevindi.

MUSTAFA KEMAL’İN YOLU

AKP’nin tuttuğu yolda Müslümanlara refah, huzur, mutluluk yok. Bomba, açlık, zulüm ve ölüm var.

2019 yaklaşıyor; Türk milleti AKP ile artık bu yolda yürümeyecektir. Kurtuluş bu sahte kutsiyette değil, Mustafa Kemal’in çizdiği yoldadır. Türk milletinin de Müslümanlar dahil tüm mazlum milletlerin de kurtuluşu ve refahı bu yoldadır.

Bu yolu bize gösteren 6 ok bellidir: Cumhuriyetçilik, devletçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik ve devrimcilik. Doğru yol da kutlu yol da budur.

Hiç yorum yok: