21 Nisan 2018 Cumartesi


23 NİSAN ÖNCESİ EGEMENLİĞİMİZE VE GELECEĞİMİZE KARŞI SAYGISIZLIK

23 Nisan 1920 Türk Tarihinin en şerefli günlerinden birisidir.

Bu tarihte Türk Milleti tebaa olmaktan çıkmış, egemenliği padişahtan almış ve kendi kaderini kendisi belirlemeye başlamıştır.

Kendi evlatlarının kanları ile vatan kıldığı bu topraklarda kulluğu bırakmış, efendi olmuştur.

Yüzyıllarca padişahın olan egemenlik bu tarihte Türk milletine geçmiştir.

Türk Milleti, “medeni kabiliyetinin, hayat ve istiklal hakkının ve bütün istiklalinin müdafaasına TBMM’de tecelli eden hür iradesi” ile devam etmeye başlamıştır.

Bu nedenle ilk defa 1921’de çıkarılan bir kanunla “Hâkimiyet-i Milliye Bayramı” ilan edilmiştir. Daha sonra İstiklal Harbi şehitlerinin geride bıraktığı evlatları düşünülerek Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır.

Önceleri “Çocuk Günü” kutlanan 23 Nisan daha sonra “Çocuk Haftası”na dönüştürülmüştür. Okullar da bir hafta boyunca tatil edilmiştir.

GELECEĞİMİZE SAYGI

Benoit Mechin, “Kurt ve Pars” adlı eserinde Atatürk’ün, “Ben çocuk haftasını, çocuklara hürmet edilmesini temin ve onların zaafından yararlanarak çok defa yapıldığı gibi onlara eziyet ve hayvan gibi muamele edilmesini önlemek için meydana getirdim. Bu tedbirim, milletin geleceğine karşı gösterilen bir saygı olarak görülmelidir.”

Geleceğimize saygı göstermek için “Milli Egemenlik” ilkesine de saygılı olmalıyız. Geleceğimize saygı duymayan Erdoğan ve Bahçeli, 23 Nisan’ın arifesinde baskın seçim kararı aldılar. TBMM de bu kararı CHP’nin de desteği ile yasallaştırdı.

GELECEĞİMİZE VE İRADEMİZE SAYGI YOK

Seçim kararı yasalaştı ama hukuk yol edildi. Bu kararda milletin geleceğine de egemenliğine de saygı yok.

“Anayasanın öngördüğü Uyum Yasaları çıkartılmadı.

Seçimin hukukî düzeni yok, fakat seçime gidiliyor. Hukuku yapılmadan seçim kararı alınamaz.

Uyum Yasaları düzenlenmediği için, siyasal partilerin ve vatandaşların temel siyasal haklarını kullanma olanakları bulunmuyor.

“Önce Seçim Kararı alırız, sonra hukukunu getiririz” anlayışı hukuk dışıdır. Önce hukukî düzen konur, hakkın kullanılması koşulları fiilen oluşturulur. Ondan sonra seçim kararı alınır.

Hukuk varsa, seçim vardır.

Hukuk yoksa, yapılan iş hukukun dışındadır.

Paldır küldür seçim olmaz, darbe olur!”

Anayasa Mahkemesi’ne büyük görev düşüyor. Bakalım onlar anayasa hukukuna saygılı olacaklar mı?



Hiç yorum yok: