KALENİN İÇİNDE DÜŞMAN SAKLI
Amerika’nın, İsrail’in, İngiltere’nin ve tüm batılı
ülkelerin büyük sermaye sahipleri tüm dünyaya sermayenin egemen olmasını
isterler. Kendi hükümetlerini, ordularını, medyayı hep kontrol altında
tutarlar. Bunu da başarırlar çünkü para bunlarda, güç bunlarda.
Bunlara ucuz işçi, ucuz hammadde, uygun pazar gerekir. Onun
için diğer ülkelerden ve halklardan faydalanırlar. Gözleri paraya doymadığı
için insanların yoksulluktan, açlıktan, hastalıktan ölmesine, sürünmesine,
sürülmesine aldırmazlar. Onlar için bir damla petrol binlerce insanın kanından
daha kıymetlidir.
Ne yazık ki, sömürmek istedikleri ülkelerde kendilerine
hizmet edecek yardakçıları ve işbirlikçileri kolaylıkla bulurlar. Bunlar
siyaset adamı olur, iş adamı olur, yazar olur; onlar için ne lazımsa o olur.
Ülkelerin başına istedikleri yöneticileri getirirler, ülkenin istedikleri gibi
yönetilmesini sağlarlar.
MİLLİ DEVLETLER BİRER KALEDİR
Mazlum milletler için ‘milli devletler’ onları bu zalimlerden
koruyan birer kale gibidir. Bu nedenle emperyalist Batı, milli devletlere
saldırıyor. Ekonomik, siyasi ve kültürel dayatmalarda bulunuyor. Yetmezse,
askerlerini kullanıp ölüm kusuyor.
Başta Amerika olmak üzere emperyalist güçler isteklerini
gerçekleştirmek için, milli devletleri parçalayıp, yutulabilir kolay lokma
haline getirmeye çalışıyor. Bunun için gerekirse askeri yöntemlere baş vuruyor.
Amerika, Türkiye’ye, Irak’a, Suriye’ye, İran’a, Libya’ya bu
nedenle saldırdı.
KALEYİ İÇERDEN DÜŞÜRMEK
Geçmiş yüzyıllarda insanlar düşman tehlikesine karşı kaleler
inşa etmişler. Mallarını, canlarını, namuslarını yüksek surlar içinde korumaya
almışlar. Bu surları aşmak zor olduğu için kaleyi işgal etmek isteyenler
çeşitli hilelere başvurmuşlardır. “Truva Atı” efsanesini herkes tarafından çok
iyi bilinir. Bu atın içine saklanan askerler Truva kentinin içine girerler ve
kenti işgal ederler.
Günümüzde milli devletler geçmişteki kalelere benzer.
Surların yerini sınırlar ve gümrükler almıştır. Milli devletler emperyalizmin
sömürüsüne karşı halkların en önemli güvencesidir. Bunu iyi bilen Batı son
yıllarda milli devletlere saldırısını artırmıştır.
AMERİKA’NIN İÇİMİZDEKİ ATLARI
Emperyalizmin milli devletleri bölmek için kullandığı yöntem
akla Truva atını getiriyor. Ülke
içinde oluşturulan Truva atlarının içi emperyalizmin hizmetçileri ile
dolduruluyor ve devlet iç cepheden yıkılmaya çalışılıyor.
Türkiye’de de durum budur. İç cephe saldırı altındadır. Amerika’nın atlarının içi gafil ve hainler
dolu durumda. Truva atlarının içine gizlenmiş bu hainler sürekli olarak
saldırıyorlar. Hedeflerinde Türk vatanı, Cumhuriyeti’nin temel değerleri ve
kazanımları var.
DEMOKRASİ ATI
Amerika’nın içimize yerleştirdiği en büyük at, “Demokrasi atı”. Bu atın içinde HDP
var. HDP, sıkıştıkça bu atın içine girip gizleniyor, kendisini korumaya
çalışıyor.
Türkiye Cumhuriyeti Amerika ve onun güdümündeki PKK/YPG ile
savaşıyor. Bu savaşta 1 Mehmetçik şehit olmuş. PKK, aynı gün Türkiye
Cumhuriyeti’nin başşehri Ankara’da HDP adı altında toplanmış, Afrin
direnişçilerine saygılar, Apo’ya selamlar yolluyor. Rezaletten de öte tam bir
ihanet.
HDP kongresinde yaşananlar bu parti için başlı başına
kapatma sebebidir. Türkiye’deki Siyasi Partiler Kanununa göre Anayasa göre
hangi kanuna isterseniz bakın. Hiçbir parti terör örgütü propagandası yapamaz,
terör örgütü liderini kendi lideri olarak benimseyemez.
Anayasa’nın 68. Maddesi gayet açık, okuyalım bakalım:
“Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin
bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına,
eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik
Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya
herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç
işlenmesini teşvik edemez.”
HDP’nin ne olduğu belli, yasalar belli ama HDP kapatılsın
denince bu hainler hemen demokrasilerde parti kapatılamaz deyip Amerika’nın “Demokrasi” atı içine kaçıyorlar.
CEMAAT ATI
Amerika’nın FETÖ denilen uşakları ise yıllarca “Cemaat” atının içine saklandı. Bunlar,
TSK’ni tasfiye etmeye kalktı, vatansever aydınları, siyasetçileri tutukladı ama
vatansever Türk halkı onların nihai emellerine ulaşmasına izin vermedi.
15 Temmuz gecesi bu atın içindeki hainler attan çıkıp da
Türkiye’yi işgal etmeye kalkınca, TSK, emniyet güçleri, vatansever hakimler,
savcılar ve milletimiz tarafından gereği yapıldı. Hainler tutuklandı, Cemaat atı da parçalanıp bir kenara
atıldı.
EŞİT YURTTAŞLIK ATI
Amerika’nın içimizdeki atlarından birisi de “Eşit Vatandaşlık” atı.
HDP kongresinde asılan panoda şu yazılı: “Eşit Yurttaşlık, Ortak Vatan”
CHP’nin son kurultay bildirisinde şu ifade vardı: “Kürt
sorunu dâhil bütün toplumsal sorunlarımızı, eşit yurttaşlık temelinde, ulusal bütünlük ve toplumsal uzlaşı ile
çözeceğiz.”
Amerika’nın bu atına binenlerden birisi de İyi Parti.
Programında şöyle yazıyor: “Partimizin Doğu Güneydoğu sorununa ilişkin
öncelikle tüm ülkede eşit vatandaşlık
zeminine oturan sağlam bir demokrasi ve özgürlük ortamını geliştirecektir.”
Anayasamızda zaten eşit vatandaşlık ilkesi var. O halde
Amerika’nın “Eşit Vatandaşlık” atı içinde gizlenenler ne istiyor acaba?
Bunların arzusu Türk ve Kürt federasyonları arasındaki eşitlik olsa gerek.
Türk Milleti bu oyunu bozacak ve Amerikan atlarının içine
gizlenen gafil ve hainlerin Türkiye Cumhuriyeti’ni içerden yıkmasına izin
vermeyecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder