16 Şubat 2018 Cuma


KALENİN İÇİNDE DÜŞMAN SAKLI

Amerika’nın, İsrail’in, İngiltere’nin ve tüm batılı ülkelerin büyük sermaye sahipleri tüm dünyaya sermayenin egemen olmasını isterler. Kendi hükümetlerini, ordularını, medyayı hep kontrol altında tutarlar. Bunu da başarırlar çünkü para bunlarda, güç bunlarda.

Bunlara ucuz işçi, ucuz hammadde, uygun pazar gerekir. Onun için diğer ülkelerden ve halklardan faydalanırlar. Gözleri paraya doymadığı için insanların yoksulluktan, açlıktan, hastalıktan ölmesine, sürünmesine, sürülmesine aldırmazlar. Onlar için bir damla petrol binlerce insanın kanından daha kıymetlidir.

Ne yazık ki, sömürmek istedikleri ülkelerde kendilerine hizmet edecek yardakçıları ve işbirlikçileri kolaylıkla bulurlar. Bunlar siyaset adamı olur, iş adamı olur, yazar olur; onlar için ne lazımsa o olur. Ülkelerin başına istedikleri yöneticileri getirirler, ülkenin istedikleri gibi yönetilmesini sağlarlar.

MİLLİ DEVLETLER BİRER KALEDİR

Mazlum milletler için ‘milli devletler’ onları bu zalimlerden koruyan birer kale gibidir. Bu nedenle emperyalist Batı, milli devletlere saldırıyor. Ekonomik, siyasi ve kültürel dayatmalarda bulunuyor. Yetmezse, askerlerini kullanıp ölüm kusuyor.

Başta Amerika olmak üzere emperyalist güçler isteklerini gerçekleştirmek için, milli devletleri parçalayıp, yutulabilir kolay lokma haline getirmeye çalışıyor. Bunun için gerekirse askeri yöntemlere baş vuruyor.
Amerika, Türkiye’ye, Irak’a, Suriye’ye, İran’a, Libya’ya bu nedenle saldırdı.

KALEYİ İÇERDEN DÜŞÜRMEK

Geçmiş yüzyıllarda insanlar düşman tehlikesine karşı kaleler inşa etmişler. Mallarını, canlarını, namuslarını yüksek surlar içinde korumaya almışlar. Bu surları aşmak zor olduğu için kaleyi işgal etmek isteyenler çeşitli hilelere başvurmuşlardır. “Truva Atı” efsanesini herkes tarafından çok iyi bilinir. Bu atın içine saklanan askerler Truva kentinin içine girerler ve kenti işgal ederler.

Günümüzde milli devletler geçmişteki kalelere benzer. Surların yerini sınırlar ve gümrükler almıştır. Milli devletler emperyalizmin sömürüsüne karşı halkların en önemli güvencesidir. Bunu iyi bilen Batı son yıllarda milli devletlere saldırısını artırmıştır.

AMERİKA’NIN İÇİMİZDEKİ ATLARI

Emperyalizmin milli devletleri bölmek için kullandığı yöntem akla Truva atını getiriyor. Ülke içinde oluşturulan Truva atlarının içi emperyalizmin hizmetçileri ile dolduruluyor ve devlet iç cepheden yıkılmaya çalışılıyor.

Türkiye’de de durum budur. İç cephe saldırı altındadır. Amerika’nın atlarının içi gafil ve hainler dolu durumda. Truva atlarının içine gizlenmiş bu hainler sürekli olarak saldırıyorlar. Hedeflerinde Türk vatanı, Cumhuriyeti’nin temel değerleri ve kazanımları var.

DEMOKRASİ ATI

Amerika’nın içimize yerleştirdiği en büyük at, “Demokrasi atı”. Bu atın içinde HDP var. HDP, sıkıştıkça bu atın içine girip gizleniyor, kendisini korumaya çalışıyor.

Türkiye Cumhuriyeti Amerika ve onun güdümündeki PKK/YPG ile savaşıyor. Bu savaşta 1 Mehmetçik şehit olmuş. PKK, aynı gün Türkiye Cumhuriyeti’nin başşehri Ankara’da HDP adı altında toplanmış, Afrin direnişçilerine saygılar, Apo’ya selamlar yolluyor. Rezaletten de öte tam bir ihanet.

HDP kongresinde yaşananlar bu parti için başlı başına kapatma sebebidir. Türkiye’deki Siyasi Partiler Kanununa göre Anayasa göre hangi kanuna isterseniz bakın. Hiçbir parti terör örgütü propagandası yapamaz, terör örgütü liderini kendi lideri olarak benimseyemez.

Anayasa’nın 68. Maddesi gayet açık, okuyalım bakalım:

“Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.”

HDP’nin ne olduğu belli, yasalar belli ama HDP kapatılsın denince bu hainler hemen demokrasilerde parti kapatılamaz deyip Amerika’nın “Demokrasi” atı içine kaçıyorlar.

CEMAAT ATI

Amerika’nın FETÖ denilen uşakları ise yıllarca “Cemaat” atının içine saklandı. Bunlar, TSK’ni tasfiye etmeye kalktı, vatansever aydınları, siyasetçileri tutukladı ama vatansever Türk halkı onların nihai emellerine ulaşmasına izin vermedi.

15 Temmuz gecesi bu atın içindeki hainler attan çıkıp da Türkiye’yi işgal etmeye kalkınca, TSK, emniyet güçleri, vatansever hakimler, savcılar ve milletimiz tarafından gereği yapıldı. Hainler tutuklandı, Cemaat atı da parçalanıp bir kenara atıldı.

EŞİT YURTTAŞLIK ATI

Amerika’nın içimizdeki atlarından birisi de “Eşit Vatandaşlık” atı.

HDP kongresinde asılan panoda şu yazılı: “Eşit Yurttaşlık, Ortak Vatan”

CHP’nin son kurultay bildirisinde şu ifade vardı: “Kürt sorunu dâhil bütün toplumsal sorunlarımızı, eşit yurttaşlık temelinde, ulusal bütünlük ve toplumsal uzlaşı ile çözeceğiz.”

Amerika’nın bu atına binenlerden birisi de İyi Parti. Programında şöyle yazıyor: “Partimizin Doğu Güneydoğu sorununa ilişkin öncelikle tüm ülkede eşit vatandaşlık zeminine oturan sağlam bir demokrasi ve özgürlük ortamını geliştirecektir.”

Anayasamızda zaten eşit vatandaşlık ilkesi var. O halde Amerika’nın “Eşit Vatandaşlık” atı içinde gizlenenler ne istiyor acaba? Bunların arzusu Türk ve Kürt federasyonları arasındaki eşitlik olsa gerek.

Türk Milleti bu oyunu bozacak ve Amerikan atlarının içine gizlenen gafil ve hainlerin Türkiye Cumhuriyeti’ni içerden yıkmasına izin vermeyecektir.


Hiç yorum yok: