4 Şubat 2018 Pazar

BARIŞ MEHMETÇİĞİN SÜNGÜSÜNÜN UCUNDADIR

Onlar Ortadoğu diyor ama biz Batı Asya diyelim ve buna Kuzey Afrika’yı da katalım ve manzaraya bakalım:

1991 yılında Amerika’nın ilk Körfez müdahalesi ile başlayan insanlık dramı.

Ölen milyonlarca insan. Bombalarla, füzelerle, kurşunlarla ölenlere kaçarken denizde boğulanlar ekleniyor. Sayı her an kabarıyor.

Kentler yıkılıyor, tarih yok oluyor.

Açlık, ayrılık, kimsesizlik, anne, baba, çocuk hasreti, yoksulluk ve sefalet.

Namusunu ırzını koruyamayan gençler, çocuklar; pazara sürülmüş kadınlar.

Topraklar teröristlerin elinde, teröristler Amerika ve İsrail’in kucağında.

Bütün bu ölümler, zulüm ya Amerikalılarca yapılıyor ya da Amerikan silahlarının gölgesinde.

DEMOKRASİNİN BEDELİ!

Bütün bunların nedeni ise, adına BOP denilen, Amerika’nın bu bölgedeki 22 ülkenin sınırlarını ve yöneticilerini değiştirme planı. Bu proje ile güya bölge ülkelerine demokrasi, insan hakları ve barış gelecekmiş.

Amerika’nın getirmek istediği demokrasinin (!) bedelini insanlar canları ile, malları ile hayatları ile ödüyor. Bu bedelin karşılığı 3 milyon ölüm. Bu rakamdan daha fazla evinden, yurdundan ayrılmak zorunda kalmış insanlar.

Amerika’nın bu projesinin bedelini çocuklar da ödüyor. Küçücük vücutları bombalarla parçalanıyor. Yıkılan evlerinin altında kalıyor. Aileleri yok oluyor. Eğitimden mahrum, sağlıklı yaşam koşullarından mahrum, anne ve babadan mahrum yaşıyorlar.

Barut kokuları içinde doğuyorlar, barut kokuları ve kan içinde ölüyorlar.

AMERİKAN SİLAHLARININ GÖLGESİNDE BARIŞ OLMAZ

Tekrar yazıyorum: Bütün bu felaketler Amerikan silahlarının gölgesinde oluyor. Silahlar bazen Amerikalı askerlerin elinde bazen de Amerika ve İsrail’in desteklediği ve eğittiği teröristlerin elinde.

Bütün bunların kararını Amerika halkı vermiyor. Karar, Amerika’nın zenginlerinin de zenginlerinin kararı. Derin devlet dedikleri de zaten büyük sermayenin devlet içindeki gücü.

Bu bölgede İsrail de var ama oradaki çocuklar mutlu. Ölmüyorlar, zulme uğramıyorlar. Sabah annelerine, babalarına sarılıp vedalaşarak okullarına rahatlıkla gidiyorlar. Onlar güvende ve onlar daha da güvende olması için diğer ülkelerin çocuklar ölüyor veya annesiz, babasız kalıyor.

Amerika’nın müdahalesinin esas sebeplerinden birisi de İsrail’in güvenliğini sağlamak. İsrail güvende olsun, İsrailli çocuklar mutlu olsun, diğer çocuklar önemli değil.

SAVAŞMAYALIM DA ZULME TESLİM Mİ OLALIM?

Birileri de çıkmış savaşa insani değildir, savaşmayın diyor. Hem de kime diyor? Amerika’ya değil, Amerika’nın piyonlarına, teröristlere değil; Türk milletini ve bölgenin mazlum halklarını bu beladan ve zulümden kurtarmak için savaşan Türk askerine diyor.

Savaşmayın demek, bu zulme razı olun demek.

Savaşmayın demek, bırakın Amerika sizi öldürsün, sizi sömürsün demek.

Savaşmayın demek terör örgütleri bu bölgeye hâkim olsun, halkı canından, malından etsin demek.

Savaşmayın demek, egemenliğinizden vaz geçin demek.

Savaşmayın demek, vatanınıza sahip çıkmayın demek.

Savaşmayın demek, emperyalizme teslim olun demek.

Türk milleti kararlıdır vatanına ve egemenliğine sahip çıkacaktır. Zulüm, göz yaşı, kan, sömürü ülkede ve bu bölgede son bulacaktır.Savaş bize dostluk, kardeşlik, huzur ve güven getirecektir.


Barış mı istiyorsunuz? O halde Mehmetçiğin savaşını destekleyin. Barış Mehmetçiğin süngüsünün ucundadır.

Hiç yorum yok: