14 Ekim 2016 Cuma

PAYLAŞILAN SORUMLULUK

Saldırı büyük, ABD üç koldan, üç terör örgütünü kullanarak saldırıyor: FETO, PKK/PYD, IŞİD.

Amaç belli, Türkiye'yi zayıf düşürmek, bölmek, ikinci İsrail devletini kurmak. FETO da bunun için, PKK da, İŞİD de. ABD ve İsrail, Ortadoğu politikalarını gerçekleştirmek için bu örgütleri kurdu, başımıza bela etti. Sadece bizimde değil, tüm bölge ülkelerinin belası oldular.

Başımızdaki bu belaların büyümesinde elbette esas sorumlular “Gaflet, dalâlet ve hatta hıyanet” içinde olan siyasilerdir. Doğru da peki, medyanın, sözüm ona aydınların, yazar çizer takımının hiç mi suçu yok.

Bu insanlar yıllardır mezhep dediler, etnik kimlik dediler, alevi dediler, Sünni dediler, Kürt dediler, Çerkez dediler, Laz dediler ama insan demediler, millet demediler.

Bu insanları sadece Kürt olarak gördüler, insan olarak değerlendirmediler. Onların da sevinci, hüznü, beklentileri, açlıkları, toklukları olur diye hiç düşünmediler, yazmadılar, söylemediler.

Böldüler, ayrıştırdılar birleştirmediler. Dostluğu değil, düşmanlığı pompaladılar. Bir olalım, birlik olalım, dertlerimizi de sevinçlerimizi de paylaşalım demediler.

Güneydoğu'da yaşayanların tümüne Kürt dediler, o insanları Türk milletinden koparmaya çalıştılar. Birçoğunu kendi ülkelerine, kendi halklarına, kendi devletlerine düşman hale getirdiler.

PKK’yı Güneydoğu halkının temsilcisi gibi gösterdiler. PKK eşittir Kürtler propagandası yaptılar. Batıyı, doğuya; doğuyu batıya düşmen etmeye çalıştılar. Bereket halkımız bu oyuna gelmedi. Lazı ile, Kürdü ile, Çerkezi ile  Türk Milleti olarak kardeşçe yaşamayı bildiler.

Kürt dedikleri insanların gerçek problemlerine eğilmediler.

Bu insanların işi, aşı var mı, yazmadılar.

Bu insanlar ne yer, ne içer araştırmadılar.

Bu insanların çocukları, gençleri iyi eğitim alabiliyor mu diye bir tasaları olmadı.

Bu insanların sağlıkları ile uğraşmadılar. İyi beslenemediği için veya olumsuz çevre şartları yüzünden kaç çocuk ölüyor diye hesap tutmadılar.

Hayvancılık neden öldü demediler, Tarım neden gelişmiyor demediler. Bu bölgede neden sanayi yok diye yazmadılar.

Kürt sorunu dediler ama bu bölgede yaşayanların insan olduğunu, her insan gibi bunların da ihtiyaçları olabileceğini; üzüntülerinin, mutluluklarının, olabileceğini hesaba katmadılar.

Sen Kürt’sün hakkını ara dediler. Dağa çıkmalarını, silah kullanmalarını mazur gösterdiler. Kandil'i barış güvercinlerinin yuvasıymış gibi anlattılar.

Bu bölgenin halkının temsilcisi olarak PKK'yı gösterdiler, onu muhatap aldılar. Meclis'e PKK (HDP) girsin diye yapmadıkları şarlatanlık kalmadı.

Medya böyle olunca, siyasiler de “çözüm süreci” dedi, “açılım” dedi ve tam da ABD'nin istediği noktaya geldik.

24 Temmuz 2015'den bu yana PKK'ya karşı yürütülen mücadelede çok şehit vermemizin de kentlerimizin yıkılıp yakılmasının da sorumluları bu siyasiler ile birlikte bu yazar, çizer, konuşur takımdır.

Artık herkes aklını başına toplasın. Emperyalizmin oyunlarına gelmesin. Mezhep, etnik kimlik, dini inanç söylemleri ile insanlarımızı bölmesin.


Zor günlerden geçiyoruz, çare birlik olmaktır, beraber olmaktır. Biz bu devleti emperyalizme karşı Türk Milleti olarak birleşerek kurduk, Türk Milleti olarak da, bölünmeden, bir olarak, beraber olarak yaşatmalıyız ve yaşatacağız.

Hiç yorum yok: