PAYLAŞILAN SORUMLULUK
Saldırı büyük, ABD üç koldan, üç terör örgütünü kullanarak
saldırıyor: FETO, PKK/PYD, IŞİD.
Amaç belli, Türkiye'yi zayıf düşürmek, bölmek, ikinci İsrail
devletini kurmak. FETO da bunun için, PKK da, İŞİD de. ABD ve İsrail, Ortadoğu
politikalarını gerçekleştirmek için bu örgütleri kurdu, başımıza bela etti.
Sadece bizimde değil, tüm bölge ülkelerinin belası oldular.
Başımızdaki bu belaların büyümesinde elbette esas sorumlular
“Gaflet, dalâlet ve hatta hıyanet” içinde olan siyasilerdir. Doğru da peki,
medyanın, sözüm ona aydınların, yazar çizer takımının hiç mi suçu yok.
Bu insanlar yıllardır mezhep dediler, etnik kimlik dediler,
alevi dediler, Sünni dediler, Kürt dediler, Çerkez dediler, Laz dediler ama
insan demediler, millet demediler.
Bu insanları sadece Kürt olarak gördüler, insan olarak
değerlendirmediler. Onların da sevinci, hüznü, beklentileri, açlıkları,
toklukları olur diye hiç düşünmediler, yazmadılar, söylemediler.
Böldüler, ayrıştırdılar birleştirmediler. Dostluğu değil,
düşmanlığı pompaladılar. Bir olalım, birlik olalım, dertlerimizi de
sevinçlerimizi de paylaşalım demediler.
Güneydoğu'da yaşayanların tümüne Kürt dediler, o insanları Türk
milletinden koparmaya çalıştılar. Birçoğunu kendi ülkelerine, kendi halklarına,
kendi devletlerine düşman hale getirdiler.
PKK’yı Güneydoğu halkının temsilcisi gibi gösterdiler. PKK
eşittir Kürtler propagandası yaptılar. Batıyı, doğuya; doğuyu batıya düşmen
etmeye çalıştılar. Bereket halkımız bu oyuna gelmedi. Lazı ile, Kürdü ile,
Çerkezi ile Türk Milleti olarak kardeşçe
yaşamayı bildiler.
Kürt dedikleri insanların gerçek problemlerine eğilmediler.
Bu insanların işi, aşı var mı, yazmadılar.
Bu insanlar ne yer, ne içer araştırmadılar.
Bu insanların çocukları, gençleri iyi eğitim alabiliyor mu
diye bir tasaları olmadı.
Bu insanların sağlıkları ile uğraşmadılar. İyi beslenemediği
için veya olumsuz çevre şartları yüzünden kaç çocuk ölüyor diye hesap
tutmadılar.
Hayvancılık neden öldü demediler, Tarım neden gelişmiyor
demediler. Bu bölgede neden sanayi yok diye yazmadılar.
Kürt sorunu dediler ama bu bölgede yaşayanların insan
olduğunu, her insan gibi bunların da ihtiyaçları olabileceğini; üzüntülerinin,
mutluluklarının, olabileceğini hesaba katmadılar.
Sen Kürt’sün hakkını ara dediler. Dağa çıkmalarını, silah
kullanmalarını mazur gösterdiler. Kandil'i barış güvercinlerinin yuvasıymış
gibi anlattılar.
Bu bölgenin halkının temsilcisi olarak PKK'yı gösterdiler,
onu muhatap aldılar. Meclis'e PKK (HDP) girsin diye yapmadıkları şarlatanlık
kalmadı.
Medya böyle olunca, siyasiler de “çözüm süreci” dedi,
“açılım” dedi ve tam da ABD'nin istediği noktaya geldik.
24 Temmuz 2015'den bu yana PKK'ya karşı yürütülen mücadelede
çok şehit vermemizin de kentlerimizin yıkılıp yakılmasının da sorumluları bu
siyasiler ile birlikte bu yazar, çizer, konuşur takımdır.
Artık herkes aklını başına toplasın. Emperyalizmin
oyunlarına gelmesin. Mezhep, etnik kimlik, dini inanç söylemleri ile
insanlarımızı bölmesin.
Zor günlerden geçiyoruz, çare birlik olmaktır, beraber olmaktır.
Biz bu devleti emperyalizme karşı Türk Milleti olarak birleşerek kurduk, Türk
Milleti olarak da, bölünmeden, bir olarak, beraber olarak yaşatmalıyız ve
yaşatacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder