BOP VE MUSUL
Günlerdir beklenen Musul Harekatı başladı. Bu harekatı
başlatanların amacı kendi ifadelerine göre IŞİD’i Musul’dan uzaklaştırmak.
Söylenen amaç bu ama bu harekata katılanların gerçek niyeti ne acaba?
Bu harekatı planlayan ve gerçekleştirmeye çalışan esas güç
ABD ve onunla birlikte hareket eden bazı Avrupa ülkeleri, yani “Atlantik Sistemi”.
Bunların temel amacını sadece bu olaya
bakarak anlamak mümkün değil. Ortadoğu’nun tümüyle değerlendirilmesi gerek.
Irak’ı Suriye’den ve Türkiye’den, Musul’u Halep’ten ve
Diyarbakır’dan ayrı değerlendirmek olmaz. Bütün bunlar belirli bir projenin
temel taşlarıdır. O proje de belli: Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)
ABD’nin eski Dış İşleri Bakanı Condoleezza Rice’ın 2003’te,
”BOP ile Türkiye dahil 22 ülkenin sınırları değişecek“ şeklinde ABD’nin
Ortadoğu ile ilgili planlarını açıkladıktan sonra Erdoğan hemen BOP eş
başkanlığına soyunmuş ve bu başkanlığın gereği olarak uyguladığı Irak ve Suriye
politikaları ile ABD’nin amaçlarına kavuşmasını kolaylaştırmıştı.
BOP’UN AMACI KUKLA
DEVLET
Bu projenin en büyük hedefi Türkiye’yi, Irak’ı ve Suriye’yi
parçalamak ve adına Kürdistan denilen ikinci İsrail devletini kurmaktı. Türkiye’deki
FETO ve PKK eylemlerini, Suriye’de Esad yönetimine karşı yürütülen terör
eylemlerini, Irak’ın kuzeyindeki yerel oluşumu ve Musul’un IŞİD tarafından
işgalini bu açıdan görmek lazım.
PKK, PYD, YPG, IŞİD, FETO ve Suriye’deki diğer terör
örgütlerinin esas kurucusu ve destekçisi ABD ve İsrail’dir. Bu örgütlerin temel
amacı, merkezi hükumetlerin belirli alanlardaki egemenliği yok etmek ve 3 millî
devleti (Türkiye, Suriye ve Irak) bu yolla parçalamaktı.
Terör olayları ile korkutulan halk göçe zorlandı,
yüz binlerce insan evinden, yurdundan oldu. Boşalan topraklara ise Kürtler
yerleştirilmeye çalışıldı. Bölgedeki Arap ve Türk nüfus azaldı ve bu yörelerin
demografik yapısı değiştirildi.
Plana göre, merkezi hükumetlerin egemenliğini yitirdiği
yerlere de önceleri başka terör örgütleri hakim olsa da daha sonra PKK, PYD
veya Barzani güçleri ve kurulması düşünülen ikinci İsrail devletinin halkı
yerleştirilmeye başlandı.
ABD BAŞARAMAYACAK
24 Temmuz 2016 ve 25 Temmuz 2016 ve 26 Ağustos tarihleri
sadece Türkiye’nin değil, Ortadoğu’nun da tarihinde çok önemli dönüm
noktalarıdır.
24 Temmuz’dan bu yana ABD politikalarına karşı Türkiye’de
önemli bir karşı harekat başladı. O tarihten bu yana PKK ile çok ciddi ve
kararlı bir mücadele yürütülüyor. 26 Ağustos’ta Türk Silahlı Kuvvetleri sözüm
ona IŞİD’in gerçekte ise ABD’nin egemenliğinde olan Suriye’nin kuzeyine girdi.
BOP ile kurulması planlan kukla devlet için üç önemli nokta
var:
1.
Petrol ve enerji kaynaklarının kontrolü
açısından Musul;
2.
Kurulması düşünülen devleti deniz ulaşması
bakımından Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmaya çalışılan koridor
3.
Kukla devletin başkenti olması düşünülen
Diyarbakır.
Planlanan senaryoya göre Musul’dan IŞİD temizlenecek ve bu
bölge PKK/PYG ve Barzani’ye verilecek. Böylece Kürt koridorunun doğudaki
başlangıç noktası oluşmuş olacak. Anlaşılan o ki, ABD, Türkiye’nin Suriye topraklarına
girerek koridoru önleme çabalarına rağmen niyetinde vaz geçmemiş.
ABD ve İsrail’in bu gayretleri boşunadır. Ortadoğu’da artık
ABD’nin borusu çok da rahat ötemez.
Türkiye nihayet tehlikeyi fark etmiş ve yıllardır yürüttüğü
yanlış politikalardan vaz geçmiş ve ABD’nin piyonları olan terör örgütlerine
karşı çok ciddi bir mücadele başlatmıştır. Başta Rusya olmak üzere Avrasya ve
bölge ülkeleri ile ciddi işbirliği arayışlarına girmiştir.
Diyarbakır BOP’nin değil, Türkiye’nin bir incisi olmaya
devem edecektir.
İŞBRLİĞİ ŞART
Erdoğan ile İbadi’nin birbirlerine karşı sert ifadeler
kullanmalarına karşı Dış İşleri Müsteşarı başkanlığında bir heyet görüşmeler
yapmak üzer Bağdat’a gidecek. Bu çok iyi bir haber. Umarız her iki ülkenin de
temel amacı Irak’ın toprak bütünlüğünü sağlamak olur.
Üç ülkede şunu bilmelidir: Türkiye’nin toprak bütünlüğü Irak
ve Suriye’nin toprak bütünlüğü demektir. Bu üç ülkeden birisi bölünürse
diğerlerinin de bölünme süreci kolaylaşmış olur. ABD-İsrail projelerine karşı
bu 3 ülke yanlarına İran dahil diğer bölge ülkelerini ve Rusya’yı da alarak
emperyalizme karşı işbirliği içine girmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder