18 Ağustos 2016 Perşembe

AKP'NİN BÜYÜTTÜĞÜ SORUNLAR

AKP iktidarı kendi büyüttüğü, içinden çıkılmaz hale getirdiği sorunlarla uğraşıyor. Bu sorunların üzerine gidince de kendisini kahraman ilan ediyor.
AKP'nin başımıza bela ettiği 3 büyük problem var:
1. PKK terörü, milli birliğin bozulması ve vatan bütünlüğünün kaybı.
2. Amerikancı FETO örgütünün devletin asker sivil demeden her makamına yerleşmesi ve Cumhuriyet'i ortadan kaldırmak üzere darbe teşebbüsünde bulunacak kadar büyümesi.
3. Uygulanan borçlanma ekonomisi sonucu iflas etmeye yakın Ekonomi.

PKK BELASI

24 Temmuz'dan bu yana PKK kendi açtığı hendekler gömülmeye başladı ama kabul etmek lazım, bu eli kanlı terör örgütü son 14 yılda AKP'nin uyguladığı adına açılım, çözüm, ileri demokrasi gibi isimler verilen yanlış politikalar sonucu çok büyüdü.

AKP iktidarı bu örgütün silahlanmasına, Güneydoğu’da alan hâkimiyeti sağlamasına, kentleri bomba deposu yapmasına göz yumdu. Şimdi bunun acısını çekiyoruz. Hemen her gün bir ilimizde bomba patlıyor. Sivil, asker, polis demden canlar alıyor.

Bu yanlış politikalar kentlerin harap olmasına, insanlarımızın evsiz kalmasına ve en önemlisi yüzlerce can kaybına yol açtı ve halen da açıyor. Çok sayıda asker, polis, korucu kahramanımızı kaybettik.

FETO gibi PKK'da Amerikan'ın piyonu olan bir terör örgütü. Onun Suriye'deki uzantısı olan PYD Türkiye'yi tehdit etmeye devam ediyor.  Gene AKP'nin uyguladığı Suriye politikası sonucu bu örgüt bu kadar rahat hareket edebiliyor.

FETO BELASI

FETO terör örgütü yıllardır çocuklarımızı, gençlerimizi ailesinden ve Türk milletinden koparıp aldı. Onların beynini yıkayıp birer CIA veya FBI ajanı gibi yetiştirdi. Kendi devletini yıkacak ve halkına kurşun sıkacak kadar hain yaptı.

Peki, bu kötülükleri ne zaman yaptı? Son 30 senedir yapıyor ama en çok da son 14 sene içerisinde yaptı.

Bizzat AKP iktidarı tarafından TSK, polis teşkilatı, bakanlıklar, üniversiteler, okullar içerisine yerleştirildi. Kendi ifadeleri ile "Ne isterse verildi".

AKP, örgütün zararı 17-25 Aralık'ta kendilerine dokunmaya başlayınca yavaş da olsa bir mücadele başlattı. Oysa daha önce bu örgüt subaylarımızı, aydınlarımızı, gazetecilerimiz ve siyasetçilerimizi kumpaslarla hapse atmıştı ve bu davaların savcısı da Erdoğan'dı.

Darbe teşebbüsü sonrası Erdoğan ve AKP bu örgüt ile mücadele ediyor ama özellikle TSK ile ilgili yaptığı tasarruflar ve danışman olarak atadığı isimler düşünülünce kafalarda şüpheler uyanıyor. Bazı insanlar “Erdoğan devleti mi koruyor, kendisini mi koruyor belli değil” demeye başladı.

Uyarmak gerek: 14 sene boyunca yapılan yanlışlıklar yeni hataların gerekçesi olamaz. Cumhuriyet'in temel değerleri sarsılarak devlet korunamaz.

EKONOMİK ÇÖKÜNTÜ

Özal ile başlayan, Kemal Derviş ile devam eden ve AKP iktidarının da 14 yıl boyunca uyguladığı, liberal ekonomi, küreselleşme, dünya ile entegre olma adı verilen ekonomik programlar Türkiye'yi borç batağına batırdı. 

Son 14 sene boyunca sürekli cari işlem açığı verdik. Açıkları borçlanarak kapattı. Borç yapılarak alının paralar üretim artırıcı, yeni iş sahası yaratıcı yatırımlara gitmedi.

Borç o kadar arttı ki, şimdi devleti satmaya kendilerini mecbur hissediyorlar. Meclis'in ilgili komisyonundan geçen karara göre satılığa çıkarılan kurumları okuyunca dehşete düşmemek mümkün değil.

100'den fazla kurum satılıyor. Bunları sıralayalım:

Atatürk Orman Çiftliği, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu, Türkiye Bilimler Akademisi, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı, ÇAY-KUR, Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu, T.C. Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü, TÜRKSAT A.Ş. Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Ceza ve İnfaz Kurumları Tutukevleri, İş Yurtları Kurumu, Kalkınma İdaresi Başkanlıkları, Devlet Su İşleri, …

İşte AKP'nin yaptığı bu: Önce var olan sorunları çözeceğine büyüt ve baş edilemez hale getir sonra da bu sorunları yok edeceğim diye uğraş dur. Olan millete oluyor. Patlayan bombalar, ölen canlar, yok olan aileler, artan yoksulluk ve işsizlik.


Şu anlaşılmıştır artık: AKP Türkiye'yi idare etmekten acizdir. En kısa zamanda milli hükumetin kurulması gerekir. Önümüzdeki seçimler bu bakımdan çok önemlidir.

Hiç yorum yok: