28 Temmuz 2016 Perşembe

SUÇLU CEMAATTİR, TSK DEĞİL

15 Temmuz akşamı yapılmak istenen darbenin tüm sorumluluğunu TSK’ne mal etmek son derece hatalı bir görüştür. Bu görüşü esas alarak yapılmak istenen uygulamalar da Türk Milleti için pek hayırlı sonuçlar vereceğe benzemiyor.

Bir kere şu tespiti iyi yapalım. Bu darbe girişimini TSK yapmamıştır. Darbeyi yapan temel örgüt asker değil sivildir. Örgütün başı olan Fethullah, örgüt üyeleri tarafından “Mehdi” olarak bilinen bir sivildir.  Örgüt de adı üstünde bu bir cemaattir.  Cemaatin ipleri de Amerika’nın ellerindedir.

Hal böyle iken neden cemaatler tartışılmıyor da TSK tartışmanın odağına oturtuluyor; bunu iyi anlamak gerek.

Sayın Erdoğan TBMM Başkanlık Divanı üyelerini kabul etmiş ve bu görüşmede "Genelkurmay Başkanlığı ve MİT cumhurbaşkanlığına, kuvvet komutanlıkları ise Savunma Bakanlığı'na bağlansın istiyoruz" demiş.

Hiç kimse darbe karşıtlığını asker düşmanlığına dönüştürmemelidir.

SİVİLLERİN SUÇU YOK MU

Bu ABD malı cemaatin büyümesinin, güçlenmesinin, devlet kademelerine sızmasının baş sorumlusu başta başbakan ve bakanlar olmak üzere sivil yöneticilerdir.

Yirmi binden fazla öğretmen terör üyesi olmak suçlaması ile açığa alındı. Çok sayıda özel okul kapatıldı. Rektörler, dekanlar, öğretim üyeleri görevlerinden uzaklaştırıldı. Şimdi sormak gerek: Milli Eğitim nereye bağlıydı? Bu öğretmeneler bakanlığa bağlı değil miydi?

YÖK başkanlarını, rektörleri kim atıyordu?

Öğretmenler dışında farklı bakanlıklardan da çok sayıda memurun görevlerine son verildi. Bu memurlar bakanlığa bağlı değil miydi?

Hiç kimse darbe karşıtlığını asker düşmanlığına dönüştürmesin. Türk Ordusu bizim göz bebeğimizdir.

Askerlerin arasına karışmış cemaatçilerin yapmak istediği darbeyi çok sayıda şehit vererek önleyen TSK’ni suçlu göstermek Türkiye’nin yararına değildir.

ÇÖZÜM EĞİTİMDEDİR

Sayın Erdoğan bize göre yanlış düşünüyor. Çözüm bu değildir. Çözüm faille yönelmelidir, fail ise cemaattir. Darbe istenmiyorsa, ayırım göstermeden tüm cemaatlerin faaliyetleri durdurulmalıdır.

Çare, Atatürk’ün şu sözünde saklıdır.

"Efendiler ve ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat (yol) uygarlık tarikatıdır. Uygarlığın buyurduğu ve istediğini yapmak insan olmak için yeterlidir.”

Cemaatlerin çocuklarımızın, gençlerimizin beyinlerini hurafelerle, batıl inançlarla doldurmasına ve onları şeyhlerinin emrinde birer kul olmasına izin verirseniz daha çok darbeler görürsünüz.

Çare eğitimdedir. Çocuklarımızı çağın bilimleri ile donatmalıyız. Biat etmeyi değil, sorgulamayı, araştırmayı öğretmeliyiz. Ona buna kul, köle olarak değil, insan haklarına sahip olmanın bilincinde olan, özgür insanlar olarak yetiştirmeliyiz. Milli iradeye, milletin egemenliğine saygılı olmalarını sağlamalıyız. Tam bağımsızlığın Cumhuriyet’in temel ilkesi olduğunu öğretmeliyiz.

Özetlersek, çocuklarımızın Atatürk ilkelerine inanmış ve onlara sahip çıkma azminde olan birer Türk vatandaşı olmalarını sağlamalıyız.


Çare budur, oyalanmayı bırakın;  askerlerle değil, cemaatlerle, şeyhlerle uğraşın; bozduğunuz eğitim sistemini onarın. 

Hiç yorum yok: