DEMOKRASİ NÖBETİ
15 Temmuz 2016 tarihi Türk tarihinin en şerefli günlerinden
birisi oldu. ABD’nin FETO terör örgütünü kullanarak yapmak istediği darbe
ordu-millet işbirliği ile önlendi. Türk Milleti büyüklüğünü, onuruna,
haysiyetine, bağımsızlığına ve özgürlüğüne ne kadar çük önem verdiğini tüm
dünyaya gösterdi.
O günden bugün meydanlarda “Demokrasi Nöbeti” tutan halkıma
sesleniyorum. Sizleri kutluyorum. Çok büyük bir görev yapıyorsunuz. Meydanlarda
ellerinizde Türk bayrakları ile Türkiye Cumhuriyetini ilelebet yaşatacağınızı,
egemenliğin Türk milletinde olduğunu ve bundan asla vaz geçmeyeceğinizi tüm
dünyaya gösteriyorsunuz. Bağımsızlığımızın, özgürlüğümüzün teminatı oldunuz.
Sizlerin arasında büyük bir gururla dolaştım ve sizleri
dinledim. Heyecanınızı ve kararlılığınızı gördüm. Aranızdaki bazı konuşmaları
dinleyince bazı şeyleri hatırlatmak ve anlatmak istedim.
BUNLARI BİLMEK GEREK
Bu darbe girişimi Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından
yapılmadı. Ordu darbe yapmak istedi, sivil halk engel oldu söylemi son derece
yanlıştır. Bu darbeyi TSK’nin içine sızan Amerika-İsrail güdümlü bir cemaatin
adamları yapmak istedi. Türk Milleti de askeri ile polisi ile yaşlısı ile genci
ile bu haysiyetimize indirilmek istenen darbeyi önledi.
Bu darbe girişimini dinsizler, ataistler değil kendisine
dindar süsü veren ve alnı 5 vakit secdeye değen yalancı Müslümanlar yaptı. 15
Temmuz günü başlatılan mücadele dindarlarla dinsizler arasında değil, bağımsızlığımıza,
egemenliğimiz kasteden ABD uşakları ile Türkiye Cumhuriyeti’ni korumaya
kararlı, bağımsızlıktan ve özgürlükten yana olan halkımız arasında. Bu darbeyi
Aleviler destekledi, Sünniler önledi şeklinde yapılan bozguncu ve bölücü
propagandaya asla kanmayın. Bu darbeyi etnik kimliği ve dini inancı ne olursa
olsun, Türk Milleti’nin evlatları önledi.
Aziz Milletim, tuttuğun bu “Demokrasi Nöbeti” ile meydanları
koruyorsun. Meydanları koruyarak Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyorsun. Türkiye
Cumhuriyeti’ni ve vatanını koruyarak bağımsızlığını, özgürlüğünü ve egemenliğini
koruyorsun. O halde bu değerleri ne zaman ve nasıl kazandık hatırlamak gerek.
TÜRK DEVRİMİ
Bu değerler 1800’lü yıllardan bu yana devam eden ve zaman
zaman da sekteye uğrayan Türk devriminin bize hediyesidir. 1876 I. Meşrutiyet,
1908 II. Meşrutiyet, 1914’de başlayan ve 1920’de son bulan savaş ve bu savaş
sonrası kurulan Türkiye Cumhuriyeti bu devrimin temel merhaleleridir.
Bu devrimi gerçekleştiren Namık Kemalleri, Mithat Paşaları, Ziya
Gökalpleri, Talat Paşaları ve en önemlisi Mustafa Kemal ve silah ve dava
arkadaşlarını unutma. Onlar sayesinde bu vatanda şanlı bayrağımız dalgalanıyor
ve onlar sayesinde ezan sesi kulaklarımızdan eksik olmuyor.
Bu devrimin son aşaması olan Türkiye Cumhuriyeti sayesinde
egemenlik padişahtan, halkımıza geçti. Bu devrim sayesinde sen bugün meydanlardasın.
Aslında meydanlarda “Demokrasi Nöbeti” tutarak bu Türk devrimini, Türkiye
Cumhuriyeti’ni ve bu cumhuriyetin tescil edildiği Lozan Antlaşmasını koruyorsun.
Koruduğun milli egemenlik ve tam bağımsızlık Türkiye
Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal’in temel ilkeleri idi. Sen aslında
meydanlarda Mustafa Kemal’in ilkelerini koruyorsun. Mustafa Kemaller olmasaydı senin koruyacak
egemenliğin de, bağımsızlık da dolayısıyla onurun da, haysiyetin de
olmayacaktı. Meydanlarda nöbet tutarken bu gerçeği de göz önünde tut ve
koruduğun değerleri sana emanet bırakan ecdadını hayırlarla an.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder