20 Temmuz 2016 Çarşamba

AMERİKA'NIN SALDIRISI VE TÜRKİYE'NİN CEVABI


15 Temmuz gecesi Amerika’nın saldırısına uğradık. Uzun yıllardan beri bizi idare edenlerin gafleti sonucu devletin içine sızan ve mevki ve makam kazanan, ABD güdümlü FETO örgütü mensupları Türkiye Cumhuriyet’ini yok etmek için darbe yapmaya kalktılar. Devletimizin bağımsızlığına, milletimizin özgürlüğüne kastettiler.

ABD saldırdı çünkü Türkiye’ye kendi arzu ve planlarını dayatıyorlardı. Bu arzu ve planları gerçekleştirmek için iktidarları değiştirmiş, muhalefeti yeniden şekillendirmişlerdi.

ABD’nin başlıca 4 konuda dayatması vardı:

1.       Güneydoğu’muzu da içine alacak şekilde kurulması planlanan kukla ”Kürt Devleti”ne (ikinci İsrail) izin vermemiz hatta yardımcı olmamamız. Bunun için öncelikle Güneydoğu’ya özerklik verilmesini kabul etmemiz.

2.       Kıbrıs’tan Türk askerini çekmemiz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne son vermemiz.

3.       Ermeni soykırımını yalanını tanımamız.


4.        Batı sistemine bağlı olarak neoliberal ekonomik politikalara devam etmemiz.

Türk devletinin Amerika’nın projelerine karşı direnmesi onun açısında kabul edilemezdi. Bunları kabul ettirmek için PKK’yi kullandılar. Türk ordusu ve polisi PKK’yı hendeklere gömünce ikinci kozlarını oynadılar ve darbe girişimini başlattılar.

Amerika’nın bu saldırısı FETO örgütü dışında kalmış, vatanına, milletine bağlı ve Cumhuriyet’in temel ilkelerini benimsemiş askerlerimiz, polislerimiz ve geniş halk kitleleri tarafından püskürtüldü.

Bu girişimi dinsizler yaptı, dindarlar ise darbeyi bastırdı şeklinde bir havanın yaratıldığına tanık oluyoruz. Bu havanın yaratılması son derece yanlış ve tehlikelidir. Milletimizi dindar, dinsiz diye bölmenin sadece darbeyi yapan ve yaptıranlara faydası vardır.

Bu darbeyi gerçekleştirmeye çalışan örgütün mensupları bir “Mehdi”ye bağlı olan ve kendilerini dindar olarak takdim eden kimselerdir. Çok büyük ihtimalle seçimlerde AKP’ye oy vermişlerdir. Gene çok büyük ihtimalle de büyük çoğunluğunun alnı günde 5 defa seccadeye değiyordu.

15 Temmuz gecesi işte bu sahte dinciler bağımsızlığımıza, özgürlüğümüze, milli egemenliğimize özetle devletimize ve milletimize saldırdı. Milletimiz de askeri ile sivili ile topyekûn mücadele eti ve ikinci bağımsızlık savaşını kazandı.

15 Temmuz’a bu şekilde yaklaşmakta ve olayları bu şekilde değerlendirmekte fayda vardır. Aksi değerlendirmeler darbe yapmaya ve yaptırmaya teşebbüs edenlere yarar.

ABD PLANINA TÜRKİYE’NİN YANITI

ABD’nin bu saldırısına karşı Türkiye’nin muhakkak bir cevabının olması gerek. Bu konuda Vatan Partisi’nin önerilerini dikkate almak gerekir:

“Türkiye’nin ABD’nin planına yanıtı şu başlıklar altında özetlenebilir:

1. Bölücü Teröre karşı devletin ve milletin bütün olanaklarını birleştirerek, topyekûn mücadeleyi kararlı olarak sürdürmek ve ABD’nin bu kararlılığı önleme şansının bulunmadığını göstermek.

2. Vatan mücadelesi ile Emek mücadelesini birleştirmek, ABD’nin kaos planına karşı halk gücünü örgütlemek.

3. Türk Ordusu ve Polis ile halk arasındaki dayanışmayı pekiştirmek.

4. Borçlanma Ekonomisinin iflası karşısında, üretim ekonomisini inşa etmek.

5. İran, Irak, Suriye ve Rusya ile güvenlik ve ekonomi alanında işbirliği sürecini kararlı olarak sonuca ulaştırmak. Çin ve Orta Asya cumhuriyetleri ile her alanda dayanışma yoluyla sağlam bir cephe gerisi kurmak.

6. Avrupa ülkeleriyle, özellikle Almanya ve Fransa ile ABD planına karşı işbirliği geliştirmek.

7. Türkiye’nin millî güçlerini bölen Yeni Anayasa iddiasını derhal toprağa gömmek.

8. Hiçbir ayrım gözetmeden bütün partileri, sendikaları, meslek odalarını ve kitle örgütlerini, özetle bütün milleti, Bölücü Teröre ve küresel fitne ve fesada karşı

Türkiye Cephesinde birleştirmek.

Umutluyuz ve iyimseriz. Türkiye, bu süreçten Atatürk Devrimi rotasına girerek çıkacaktır.”

Hiç yorum yok: