16 Haziran 2016 Perşembe

MİLLİ DEVLETLER BİRER KALEDİR

Geçmiş yüzyıllarda insanlar düşman tehlikesine karşı kaleler inşa etmişler. Mallarını, canlarını, namuslarını yüksek surlar içinde korumaya almışlar. Bu surları aşmak zor olduğu için kaleyi işgal etmek isteyenler çeşitli hilelere başvurmuşlardır. “Truva Atı” efsanesini herkes tarafından çok iyi bilinir. Bu atın içine saklanan askerler Truva kentinin içine girerler ve kenti işgal ederler.

Günümüzde milli devletler geçmişteki kalelere benzer. Surların yerini sınırlar ve gümrükler almıştır. Milli devletler emperyalizmin sömürüsüne karşı halkların en önemli güvencesidir. Bunu iyi bilen Batı son yıllarda milli devletlere saldırısını artırmıştır.

Ekonomik, siyasi veya askeri baskılarla milli devletler parçalanmaya çalışılıyor. Etnik kimlikler, mezhep farklılıkları düşmanlık vesilesi haline getiriliyor. Milli devletler içinde terör örgütleri kurulup destekleniyor.  

Şimdiye kadar çok sayıda devlet iç savaşlara sürüklendi, parçalandı veya bölünme aşamasına geldi.

TRUVA ATLARI

Emperyalizmin milli devletleri bölmek için kullandığı yöntem akla Truva atını getiriyor. Ülke içinde oluşturulan Truva atlarının içi emperyalizmin hizmetçileri ile dolduruluyor ve devlet iç cepheden yıkılmaya çalışılıyor.

Türkiye’de de durum budur. İç cephe saldırı altındadır. Siyasi partiler, medya, dernekler, vakıflar, meslek odaları, sendikalar birer Truva atına dönüşmüş durumda içlerinde düşman askerleri gizli. Halkın gafletinden faydalanıp Türkiye’yi emperyalizmin kucağına atıyorlar, ülkeyi bölünmeye doğru götürüyorlar.

Truva atlarının içine gizlenmiş bu hainler sürekli olarak saldırıyorlar. Hedeflerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerleri ve kazanımları var.

Milli kimliğimize ve birliğimize saldırıyorlar. Etnik kimlik ve mezhep farklılıkları sürekli gündemde tutuyorlar. Farklılıkları düşmanlıklara dönüştürüyorlar. Türkiye halkının Türk milleti olduğu fikrini çürütmeye çalışıyorlar.

İÇ CEPHEMİZE SALDIRYORLAR

Bağımsızlığımıza saldırıyorlar. Bizi NATO’da, AB kapısında tutuyorlar. Siyasi kararlarımıza emperyalistlerin istediği biçimde yön veriyorlar.

IMF’nin Dünya Bankası’nın belirlediği ekonomik politikalara bizi mahkûm ediyorlar. Liberal ekonomi, küreselleşme adı altında ekonomik değerlerimizi Batı’nın emellerine teslim ediyorlar.

Eğitim sitemimize saldırıyorlar. Türkiye’de bilimsel düşüncenin gelişmesini, araştıran, sorgulayan, sorun çözen bir gençliğin yetişmesini istemiyorlar.  İnsanları hurafelerle, batıl inançlarla kandırıyorlar. Dindarlığı yayacağız diye zihinleri düğümlüyorlar.

Bunların en büyük düşmanı Atatürk ve Kemalistlerdir.

Ülke zenginleşemiyorsa, gelişemiyorsa, bölünme aşamasına yaklaşıyorsa Truva atları içine yerleşmiş bu hainlerin katkısı çok büyüktür.

KİMDİR BUNLAR?

Bunlar bazen karşımıza dinci olarak çıkıyorlar; bazen ileri demokrasi, insan hakları, yerel yönetimlere özerklik gibi söylemlerle karşımıza çıkıyorlar; bazen küreselleşme, liberalleşme tavsiyeleri ile kendilerini gösteriyorlar bazen de azınlık ırkçılığı yaparak hainliklerini gösteriyorlar.

Şu anda milli devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti için en büyük tehdit eli silahlı ve kanlı örgüt olan PKK’dan kaynaklanıyor. Türkiye çok büyük hata yapmış ve etnik yapıların silahlanmasına, örgütlerini büyütmesine izin vermiştir. Bunu yaparken Truva atı içindekiler bu tehlikeyi Türk milletinin gözünde kaçırdılar.  

Türkiye bu aşamaya bu göz boyacı hainler ve gözü kapalı gafiller yüzünden geldi.

Türkiye Cumhuriyeti bizim milli devletimizdir yani emperyalizme karşı inşa ettiğimiz kalemizdir. Bu kaleyi korumak için iç cephemizi sağlam tutmamız ve Truva atı içine saklanmış hainlere asla göz açtırmamamız gerekir. Bunun için de Truva atlarını ve bu atlar içine gizlenmiş hainleri iyi tanımamız lazım.  


Unutmayalım, iç cephe düşmeden dış cephe yıkılmaz.

Hiç yorum yok: