MİLLİ DEVLETLER BİRER KALEDİR
Geçmiş yüzyıllarda insanlar düşman tehlikesine karşı kaleler
inşa etmişler. Mallarını, canlarını, namuslarını yüksek surlar içinde korumaya
almışlar. Bu surları aşmak zor olduğu için kaleyi işgal etmek isteyenler çeşitli
hilelere başvurmuşlardır. “Truva Atı” efsanesini herkes tarafından çok iyi
bilinir. Bu atın içine saklanan askerler Truva kentinin içine girerler ve kenti
işgal ederler.
Günümüzde milli devletler geçmişteki kalelere benzer.
Surların yerini sınırlar ve gümrükler almıştır. Milli devletler emperyalizmin
sömürüsüne karşı halkların en önemli güvencesidir. Bunu iyi bilen Batı son
yıllarda milli devletlere saldırısını artırmıştır.
Ekonomik, siyasi veya askeri baskılarla milli devletler
parçalanmaya çalışılıyor. Etnik kimlikler, mezhep farklılıkları düşmanlık
vesilesi haline getiriliyor. Milli devletler içinde terör örgütleri kurulup
destekleniyor.
Şimdiye kadar çok sayıda devlet iç savaşlara sürüklendi,
parçalandı veya bölünme aşamasına geldi.
TRUVA ATLARI
Emperyalizmin milli devletleri bölmek için kullandığı yöntem
akla Truva atını getiriyor. Ülke içinde oluşturulan Truva atlarının içi emperyalizmin
hizmetçileri ile dolduruluyor ve devlet iç cepheden yıkılmaya çalışılıyor.
Türkiye’de de durum budur. İç cephe saldırı altındadır.
Siyasi partiler, medya, dernekler, vakıflar, meslek odaları, sendikalar birer Truva
atına dönüşmüş durumda içlerinde düşman askerleri gizli. Halkın gafletinden
faydalanıp Türkiye’yi emperyalizmin kucağına atıyorlar, ülkeyi bölünmeye doğru
götürüyorlar.
Truva atlarının içine gizlenmiş bu hainler sürekli olarak
saldırıyorlar. Hedeflerinde Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerleri ve
kazanımları var.
Milli kimliğimize ve birliğimize saldırıyorlar. Etnik kimlik
ve mezhep farklılıkları sürekli gündemde tutuyorlar. Farklılıkları
düşmanlıklara dönüştürüyorlar. Türkiye halkının Türk milleti olduğu fikrini
çürütmeye çalışıyorlar.
İÇ CEPHEMİZE
SALDIRYORLAR
Bağımsızlığımıza saldırıyorlar. Bizi NATO’da, AB kapısında
tutuyorlar. Siyasi kararlarımıza emperyalistlerin istediği biçimde yön
veriyorlar.
IMF’nin Dünya Bankası’nın belirlediği ekonomik politikalara
bizi mahkûm ediyorlar. Liberal ekonomi, küreselleşme adı altında ekonomik
değerlerimizi Batı’nın emellerine teslim ediyorlar.
Eğitim sitemimize saldırıyorlar. Türkiye’de bilimsel
düşüncenin gelişmesini, araştıran, sorgulayan, sorun çözen bir gençliğin
yetişmesini istemiyorlar. İnsanları
hurafelerle, batıl inançlarla kandırıyorlar. Dindarlığı yayacağız diye
zihinleri düğümlüyorlar.
Bunların en büyük düşmanı Atatürk ve Kemalistlerdir.
Ülke zenginleşemiyorsa, gelişemiyorsa, bölünme aşamasına
yaklaşıyorsa Truva atları içine yerleşmiş bu hainlerin katkısı çok büyüktür.
KİMDİR BUNLAR?
Bunlar bazen karşımıza dinci olarak çıkıyorlar; bazen ileri
demokrasi, insan hakları, yerel yönetimlere özerklik gibi söylemlerle karşımıza
çıkıyorlar; bazen küreselleşme, liberalleşme tavsiyeleri ile kendilerini
gösteriyorlar bazen de azınlık ırkçılığı yaparak hainliklerini gösteriyorlar.
Şu anda milli devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti için en
büyük tehdit eli silahlı ve kanlı örgüt olan PKK’dan kaynaklanıyor. Türkiye çok
büyük hata yapmış ve etnik yapıların silahlanmasına, örgütlerini büyütmesine
izin vermiştir. Bunu yaparken Truva atı içindekiler bu tehlikeyi Türk milletinin
gözünde kaçırdılar.
Türkiye bu aşamaya bu göz boyacı hainler ve gözü kapalı
gafiller yüzünden geldi.
Türkiye Cumhuriyeti bizim milli devletimizdir yani emperyalizme
karşı inşa ettiğimiz kalemizdir. Bu kaleyi korumak için iç cephemizi sağlam
tutmamız ve Truva atı içine saklanmış hainlere asla göz açtırmamamız gerekir.
Bunun için de Truva atlarını ve bu atlar içine gizlenmiş hainleri iyi tanımamız
lazım.
Unutmayalım, iç cephe düşmeden dış cephe yıkılmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder