GELDİĞİ GİBİ GİTTİ
Davutoğlu geldiği gibi gitti. Başbakanlığa Erdoğan layık
görmüştü, başbakanlık görevine de o son verdi. Gelişini demokratik bulanlar
nedense gidişini darbe olarak nitelendirdi.
Hiç umulmadık çevreler Davutoğlu’na sahip çıkmaya başladı.
Peki, kimdir Davutoğlu ve ne gibi özellikleri vardır ki, bu şekilde kıymete
bindi?
Ahmet Davutoğlu’nun siyasal bir geçmişi yok. Siyasete ABD ve
İngiltere’ye yakınlığı ile bilinen Abdullah Gül’ün dış politika danışmanı
olarak girdi. Daha sonra TBMM dışından dış işleri bakanı oldu. 2011
seçimlerinde de milletvekili seçildi.
Onun yönetimindeki dış işleri politikası Türkiye’nin başına
türlü türlü bela açtı. “Stratejik Derinlik” diye bir deli saçması projeyi
uygulamaya çalıştı. Bu projenin esası BOP’ne Türkiye’nin katkı sağlaması idi.
Bu politikalar sonucunda Ortadoğu kan gölüne döndü. Milyonlarca insan ya öldü
ya evinden yurdundan göç etmek mecburiyetinde kaldı.
“Yeni Osmanlıcılık” hayali peşinde koştu. Hayali
gerçekleşseydi, Türkiye Cumhuriyeti yıkılacak
yerine federatif bir devlet kurulacaktı. ABD ve İsrail de zaten bunu istiyordu.
Kendi kendisine “Serok Ahmet” demeye başladı. Hiç kimse kendisine bu sıfatı
vermedi ama nedendir bilinmez bu sıfatı kullanmak hoşuna gitti.
Eşinin anlattığına göre, Türk ordusunun bölücü terör örgütüne yönelik
operasyonlarının başladığı gün açılım bitti, PKK'ya operasyonlar başladı diye
Ahmet Davutoğlu sabaha kadar ağlamış.
ÜZÜLENLER VAR
İşte bu Davutoğlu’nun gidişine çok üzülen oldu. Kılıçdaroğlu
bile “Sayın Davutoğlu’nun savunmakta bize düştü” demiş. Davutoğlu’nun
savunulacak nesi var acaba? Biz bilemiyoruz! Bununla da yetinmemiş, “Davutoğlu’na
bütün hakkımızı helal ediyoruz” demiş. Bunu diyen CHP genel başkanı, dediği
kişi ise Foreign Policy’e göre ABD’nin Ankara’daki adamı.
Davutoğlu’nun gidişine ABD yetkilileri de üzülmüş:
Dünyaca ünlü Amerikan merkezli dış politika dergisi Foreign
Policy: “Amerika Ankara’daki adamını kaybetti.” diyerek Davutoğlu’nun kimlerin
işine yaradığını açıkça söylemiş.
Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada ise: “Başbakan Davutoğlu,
ABD’nin iyi bir ortağıydı.” denmiş. Ankara ona emanet edilmiş. Şimdi Davutoğlu emanetçi
konumunu kaybetti. Washington yönetimi ah vah ediyor.
Türkiye ABD ile savaşıyor ve ABD her geçen gün mevzi kaybediyor.
ABD’nin adamları sırasıyla gidiyor. Fethullah Hoca gitti, Abdullah Gül gitti,
Davutoğlu gitti. Sıra da BOP eş başkanı var. Zamanı gelince o da gidecek. Kazanan
milli güçler olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder