11 Mayıs 2016 Çarşamba

KÖLELİK YASASI

1 Mayıs İşçi bayramını kutladıktan çok değil 4 gün sonra, özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi veren ve sendikaların “kölelik yasası” olarak nitelendirdiği İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, Cuma günü sabaha karşı AKP oylarıyla Meclis Genel Kurulu’ndan geçirildi.

Özel istihdam büroları kölelik büroları gibi çalışacak.  İşverenler bu bürolardan işçi kiralayabilecek.

Bu yasa ile özel istihdam büroları tarafından istihdam edilen ve geçici iş ilişkisiyle çalışan işçinin ücretini bağlı bulunduğu özel istihdam bürolarından alması büyük sorunlara yol açacak. İstihdam bürosunun tek başına ücret ödemesinden sorumlu olması, istihdam bürolarında alacakları biriken işçilerin, çalıştığı işverenden hiçbir hak talep edememesine neden olacağı gibi, işçilerinin ücret güvencesini ortadan kaldırması açısından işçiler açısından riskler taşıyor.

Meclisten geçen bu yasa geçici iş ilişkisiyle çalışan işçiler normal mesai dışında yaptıkları fazla çalışmaları için uygulamada ilave ücret alamayacak, haftalık ve yıllık izin hakları oluşmayacak, ikramiye hakkı doğmayacak, sosyal yardım ödemelerinin hiç birinden yaralanamayacak ve bu işçiler işe iade davası açamayacaklardır.

Kısacası “güvenceli esneklik” olarak yutturulmaya çalışılan yeni yasa teklifi ile birlikte iş gücü piyasası “köle pazarına” dönüştürülecektir. İşçiler ve onların emekleri alınıp satılacak, kiralanıp kullanılacak.

İşçi haklarına darbe vuran bu yasaya sendikaların yeterli tepkiyi göstermemesi sermayenin bu sendikalar üzerinde ne kadar etkin olduğunu gösteriyor.

Günümüzde sermaye-emek çelişkisi büyüyerek sürüyor. 1960 devrimi ve sonrasındaki işçi mücadeleleri ile kazanılan haklar teker teker yok oluyor. Sendikalar ise seyirci kalıyor.

İşçiler kendi hakları için mücadele etmezse sonuç daha da kötü olur. İşçi hakları ancak emekçilerin sorunlarını kendileri çözme gayretine girmesi ile yeniden elde edilir. Bunun için bedel ödemeyi göze alamayan işçiler yakında bugünleri de arar hale gelebilir.

Bugün için sermeye çok güçlü ve Türkiye’deki birçok kuruma hâkim durumda. TBMM onların kontrolünde, medya onların kontrolünde, para politikaları onların kontrolünde, ekonomi onların kontrolünde. Artık işçi kiralama büroları da var.

Emekçiler ise etkin biçimde örgütlenemedikleri için, sermayenin kölesi olmaya doğru itiliyorlar. Emekçiler, bu gidişi durdurmak için güçlü meslek örgütleri içinde sermayenin insafsızlığına karşı mücadele etmelidirler. Kişisel çözümler aramak bir sonuç getirmez.


İşçi sınıfı birlik içinde ve kararlı şekilde, her türlü bedeli ödemeye hazır olarak sermayeye karşı direnmelidirler. Bu mücadelede sadece kendilerine güvenmeli ve mücadeleyi kendileri vermelidir. 

Hiç yorum yok: