KÖLELİK YASASI
1 Mayıs İşçi bayramını kutladıktan çok değil 4 gün sonra, özel
istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi veren ve sendikaların “kölelik
yasası” olarak nitelendirdiği İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunu’nda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı, Cuma günü sabaha karşı AKP
oylarıyla Meclis Genel Kurulu’ndan geçirildi.
Özel istihdam büroları kölelik büroları gibi çalışacak. İşverenler bu bürolardan işçi
kiralayabilecek.
Bu yasa ile özel istihdam büroları tarafından istihdam
edilen ve geçici iş ilişkisiyle çalışan işçinin ücretini bağlı bulunduğu özel
istihdam bürolarından alması büyük sorunlara yol açacak. İstihdam bürosunun tek
başına ücret ödemesinden sorumlu olması, istihdam bürolarında alacakları
biriken işçilerin, çalıştığı işverenden hiçbir hak talep edememesine neden
olacağı gibi, işçilerinin ücret güvencesini ortadan kaldırması açısından
işçiler açısından riskler taşıyor.
Meclisten geçen bu yasa geçici iş ilişkisiyle çalışan
işçiler normal mesai dışında yaptıkları fazla çalışmaları için uygulamada ilave
ücret alamayacak, haftalık ve yıllık izin hakları oluşmayacak, ikramiye hakkı
doğmayacak, sosyal yardım ödemelerinin hiç birinden yaralanamayacak ve bu
işçiler işe iade davası açamayacaklardır.
Kısacası “güvenceli esneklik” olarak yutturulmaya çalışılan
yeni yasa teklifi ile birlikte iş gücü piyasası “köle pazarına”
dönüştürülecektir. İşçiler ve onların emekleri alınıp satılacak, kiralanıp
kullanılacak.
İşçi haklarına darbe vuran bu yasaya sendikaların yeterli
tepkiyi göstermemesi sermayenin bu sendikalar üzerinde ne kadar etkin olduğunu
gösteriyor.
Günümüzde sermaye-emek çelişkisi büyüyerek sürüyor. 1960
devrimi ve sonrasındaki işçi mücadeleleri ile kazanılan haklar teker teker yok
oluyor. Sendikalar ise seyirci kalıyor.
İşçiler kendi hakları için mücadele etmezse sonuç daha da
kötü olur. İşçi hakları ancak emekçilerin sorunlarını kendileri çözme gayretine
girmesi ile yeniden elde edilir. Bunun için bedel ödemeyi göze alamayan işçiler
yakında bugünleri de arar hale gelebilir.
Bugün için sermeye çok güçlü ve Türkiye’deki birçok kuruma
hâkim durumda. TBMM onların kontrolünde, medya onların kontrolünde, para
politikaları onların kontrolünde, ekonomi onların kontrolünde. Artık işçi
kiralama büroları da var.
Emekçiler ise etkin biçimde örgütlenemedikleri için,
sermayenin kölesi olmaya doğru itiliyorlar. Emekçiler, bu gidişi durdurmak için
güçlü meslek örgütleri içinde sermayenin insafsızlığına karşı mücadele etmelidirler.
Kişisel çözümler aramak bir sonuç getirmez.
İşçi sınıfı birlik içinde ve kararlı şekilde, her türlü
bedeli ödemeye hazır olarak sermayeye karşı direnmelidirler. Bu mücadelede
sadece kendilerine güvenmeli ve mücadeleyi kendileri vermelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder