25 Nisan 2016 Pazartesi

İSMAİL KAHRAMAN SINIRINI AŞMIŞTIR

TBMM Başkanı İsmail Kahraman’nın “Laiklik bir kere yeni anayasada olmamalıdır. Ladinilik olmamalı yeni anayasada ve dindar bir anayasa olmalı" sözü açıkça bir darbe isteğidir.

Anayasamıza göre hiç kimse ve kurum anayasadan ve yasalardan almadığı bir yetkiyi kullanamaz. Anayasanın 2 maddesi “…başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” der. 4. Madde ise anayasanın bu hükümlerinin değiştirilemeyeceğini ve hatta değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini hükme bağlar.

TBMM dâhil hiç kimsenin ve hiçbir kurumun anayasanın bu maddelerini değiştirmeye yasal yetkisi olmadığına göre İsmail Kahraman laikliği ancak bir darbe ile ortadan kaldırabilir.

İsmail Kahraman’nın bu anayasanın temel hükümlerini değiştirmeye yetkisi yoktur ama bakın bu anayasanın başlangıç kısmı anayasayı kimlere emanet ve tevdi ediyor:

“TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.”

Demek ki İsmail Kahraman gibileri devletin “laik” olma özelliğini kaldırmak isterlerse karşılarında kalbi vatan ve millet sevgisi ile dolu Türk evlatlarını bulacaktır. Onların direnmesi ise tamamen yasal olacaktır.

İsmail Kahraman şunu da bilmiyor: Laiklik din ve vicdan hürriyetinin garantisidir. Ancak laik ülkelerde insanlar bu özgürlüğe sahiptir. Laiklik yoksa din ve vicdan hürriyeti de olamaz. Ayrıca anayasa dindar olmaz, insanlar dindar olur.

Diyelim ki anayasa dindar oldu; hangi din anlayışını yasallaştıracaksınız. Fethullah Hoca’nın mı, Cübbeli Ahmet’in mi, Adıyamanlı’nın mı sözü kanun olacak?

Yasaların belirlenmesinde hangi mezhep, hangi tarikat, hangi cemaat yetkili olacak?   

İsmail Kahraman’a başka sorularımız daha var:

Ceza yasasını da değiştirmeniz gerekecek. Bu durumda “kısas” esasını getirecek misiniz? Eğer “kısas” esası gelirse ve Ensar Vakfı öğretmeni erkek çocuklara tecavüz ederse, bu öğretmene ve vakıf yöneticilerine kısas uygulanacak mı? Uygulanacaksa, kim uygulayacak?

Bakanlar, başbakan ve cumhurbaşkanın dokunulmazlığı dinde dokunulmazlık olmadığına göre kalkması gerekecek. Bu şahıslar hırsızlık ve yolsuzluk yaparsa nasıl bir ceza uygulanacak? Elleri kesilecek mi?

Miras Hukuku’nu da değiştirmeniz gerekecek. Bu durumda, kadınlar mirastan daha az mı faydalanacak. Bunu adil buluyor musunuz?

Evlilik kurumu ne olacak. Erkekler 4 kadın ile evlenebilecek mi? Zinayı yasak olmaktan çıkarmıştınız, tekrar yasaklayacak mısınız? Hasan Karakaya ölmeden, iş üstünde yakalansaydı, nasıl bir ceza verilecekti?

Kadınların ve erkelerin kıyafetlerini düzenleyen kanunlar çıkaracak mısınız? Çarşaf giyme, sakal bırakma mecburi olacak mı? Kadınlar Suudi Arabistan’da sokağa yalnız çıkamıyor, araba kullanamıyor, bizde nasıl olacak?

İsmail Kahraman saçmalamıştır. TBMM başkanına ve bir milletvekiline yakışmayacak ifadeler kullanmıştır. Niyeti kötüdür. Yapması gereken TBMM başkanlığından ve milletvekilliğinden istifa etmektir.


Bu ülkenin “kalbi vatan ve millet sevgisi ile dolu evlatları” sadece İsmail Kahraman’a değil, devletin temel niteliklerini ortadan kaldırmaya teşebbüse eden darbe heveslilerine gerekli dersi verecek güçtedir. Bu husus asla unutulmamalıdır?

Hiç yorum yok: