İSMAİL KAHRAMAN SINIRINI AŞMIŞTIR
TBMM Başkanı İsmail Kahraman’nın “Laiklik bir kere yeni
anayasada olmamalıdır. Ladinilik olmamalı yeni anayasada ve dindar bir anayasa
olmalı" sözü açıkça bir darbe isteğidir.
Anayasamıza göre hiç kimse ve kurum anayasadan ve yasalardan
almadığı bir yetkiyi kullanamaz. Anayasanın 2 maddesi “…başlangıçta belirtilen
temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” der.
4. Madde ise anayasanın bu hükümlerinin değiştirilemeyeceğini ve hatta değiştirilmesinin
teklif dahi edilemeyeceğini hükme bağlar.
TBMM dâhil hiç
kimsenin ve hiçbir kurumun anayasanın bu maddelerini değiştirmeye yasal yetkisi
olmadığına göre İsmail Kahraman laikliği ancak bir darbe ile ortadan
kaldırabilir.
İsmail Kahraman’nın bu anayasanın temel hükümlerini
değiştirmeye yetkisi yoktur ama bakın bu anayasanın başlangıç kısmı anayasayı
kimlere emanet ve tevdi ediyor:
“TÜRK MİLLETİ
TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet
ve tevdi olunur.”
Demek ki İsmail Kahraman gibileri devletin “laik” olma
özelliğini kaldırmak isterlerse karşılarında kalbi vatan ve millet sevgisi ile
dolu Türk evlatlarını bulacaktır. Onların direnmesi ise tamamen yasal
olacaktır.
İsmail Kahraman şunu da bilmiyor: Laiklik din ve vicdan hürriyetinin
garantisidir. Ancak laik ülkelerde insanlar bu özgürlüğe sahiptir. Laiklik
yoksa din ve vicdan hürriyeti de olamaz. Ayrıca anayasa dindar olmaz, insanlar
dindar olur.
Diyelim ki anayasa dindar oldu; hangi din anlayışını
yasallaştıracaksınız. Fethullah Hoca’nın mı, Cübbeli Ahmet’in mi, Adıyamanlı’nın
mı sözü kanun olacak?
Yasaların belirlenmesinde hangi mezhep, hangi tarikat, hangi
cemaat yetkili olacak?
İsmail Kahraman’a başka sorularımız daha var:
Ceza yasasını da değiştirmeniz gerekecek. Bu durumda “kısas”
esasını getirecek misiniz? Eğer “kısas” esası gelirse ve Ensar Vakfı öğretmeni
erkek çocuklara tecavüz ederse, bu öğretmene ve vakıf yöneticilerine kısas
uygulanacak mı? Uygulanacaksa, kim uygulayacak?
Bakanlar, başbakan ve cumhurbaşkanın dokunulmazlığı dinde
dokunulmazlık olmadığına göre kalkması gerekecek. Bu şahıslar hırsızlık ve
yolsuzluk yaparsa nasıl bir ceza uygulanacak? Elleri kesilecek mi?
Miras Hukuku’nu da değiştirmeniz gerekecek. Bu durumda,
kadınlar mirastan daha az mı faydalanacak. Bunu adil buluyor musunuz?
Evlilik kurumu ne olacak. Erkekler 4 kadın ile evlenebilecek
mi? Zinayı yasak olmaktan çıkarmıştınız, tekrar yasaklayacak mısınız? Hasan
Karakaya ölmeden, iş üstünde yakalansaydı, nasıl bir ceza verilecekti?
Kadınların ve erkelerin kıyafetlerini düzenleyen kanunlar
çıkaracak mısınız? Çarşaf giyme, sakal bırakma mecburi olacak mı? Kadınlar
Suudi Arabistan’da sokağa yalnız çıkamıyor, araba kullanamıyor, bizde nasıl
olacak?
İsmail Kahraman saçmalamıştır. TBMM başkanına ve bir
milletvekiline yakışmayacak ifadeler kullanmıştır. Niyeti kötüdür. Yapması gereken TBMM başkanlığından ve milletvekilliğinden
istifa etmektir.
Bu ülkenin “kalbi vatan ve millet sevgisi ile dolu evlatları”
sadece İsmail Kahraman’a değil, devletin temel niteliklerini ortadan kaldırmaya
teşebbüse eden darbe heveslilerine gerekli dersi verecek güçtedir. Bu husus
asla unutulmamalıdır?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder