18 Nisan 2016 Pazartesi

DEVLETİN ŞEKLİNİ KURUCU İRADE BELİRLER

Davutoğlu Türkiye Cumhuriyeti’ni ne sanıyor? Geçenlerde şöyle konuşmuş:

"Bu ülke artık sadece 78 milyon vatandaşın ait olduğu bir ulus devletten ibaret değildir.
İstiklal harbine doğru, İstiklal orduları yürürken Muhammed İkbal Lahor’da dualar ediyordu!
Cezayir’de dualar ediliyor, Hatm-i Şerifler iniyordu ordunun zaferi için.
O dualarla İstiklal harbi kazanıldı…"

Hatalarla, yanlışlarla, dolu ve bir başbakana yakışmayacak sözler.

Bu sözler Yavuz Sultan Selim için anlatılan şu hikâyeyi aklıma getirdi:

Yavuz Selim zafer kazandıktan sonra bir hoca kendisine “Zaferiniz için çok dua ettik. Dualarımız size zaferi getirdi” deyince Yavuz Selin elini kılıcının kabzasına atmış ve bunun hakkını da unutma demiş.

Şimdilerde moda oldu, Çanakkale olsun, İstiklâl savaşı olsun kazandığımız önemli zaferleri yapılan dualara bağlıyorlar. O zaman sormak lazım: Osmanlı’nın son yıllarında yapılan nerdeyse bütün savaşlar kaybedilmiş. Bu mağlubiyetlere yol açan bedduaları acaba kim yaptı? Ve neden Allah bu yapılan bedduaları kabul etti?

Aslında tüm yenilgilerin sebebi, her şeyi Allah’a havale etmekle başlıyor. Yüz yıllarca, atalet ve tembelliğin adını “tevekkül” koyduk. Çalışmak yok, çabalamak yok; baş sıkışınca Allah’a dua et, işler hallolsun, bitsin. Düşman yenilsin gitsin…

ZAFER SÜNGÜNÜN UCUNDADIR

Davutoğlu şunu bilmeli ki, bu zafer “Ya İstiklâl, Ya Ölüm” parolası ile savaşan büyük Türk Milleti’nin eseridir.

Mustafa Kemal 30 Ağustos zaferi için şunları söylüyor:

“Her safhasiyle düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle neticelendirilmiş olan bu harekât, Türk ordusunun, Türk subay ve kumanda heyetinin, yüksek kudret ve kahramanlığını tarihte bir daha tespit eden muazzam bir eserdir.

Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve bağımsızlık fikrinin ölmez âbidesidir. Bu eseri meydana getiren bir milletin evlâdı, bir ordunun Başkumandanı olduğumdan daima mesut ve bahtiyarım.”

Türkiye Cumhuriyeti, “Türk ordusunun, Türk subay ve kumanda heyetinin, yüksek kudret ve kahramanlığını tarihte bir daha tespit eden muazzam bir eseri” olan bu zafer sonucunda kurulmuştur.

KURUCU İRADE KARAR VERDİ

Davutoğlu’nu devletin şeklini yapılan dualara bağlaması ise bir diğer komedi. Dualarla kurulduğuna göre Türkiye cumhuriyeti milli devlet değil, din devletidir demek istiyor.  Bu mantıkla düşünürsek, o dönemde Sovyetler çok miktarda silah ve para yardımında bulunmuştu. Zaferin kazanılmasında bu yardımların da etkisi olmuştu. O halde, Türkiye Cumhuriyeti sosyalist bir devlettir.

Bir kere mantık dokusu bozulunca varılacak sonuç da işte böyle hatalarla dolu olur.

Davutoğlu şunu bilmelidir. Bir devletin şeklini kurucu irade belirler. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran irade Türk Milleti’ne aittir. Türk Milleti, Mustafa Kemal önderliğine Türkiye Cumhuriyeti’ni bir milli devlet olarak kurmuştur. Anayasalarını ve yasalarını hep bu gerçeğe göre düzenlemiştir.

DEVLETİN ŞEKLİ ANAYASADA VAR

Anayasamızın başlangıç bölümünü Davutoğlu’na hatırlatmakta fayda var. Şu ifadeleri okusa yeter:

“Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O’nun inkılâp ve ilkeleri doğrultusunda;

Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedî varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;

Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı…..”

Anayasası bu şekilde başlayan devlet elbette milli devlettir ve o devlet Türk Milletinin milli devletidir.

Bu anayasayı değiştirmeden milli devlet vasfı ortadan kalkmaz.  Anayasayı değiştirmek ve Türkiye Cumhuriyeti’ni tasfiye etmek isteyenler mevcut anayasanın başlangıç bölümünün son paragrafını okusunlar; baksınlar bakalım Anayasa kimlere emanet edilmiş:

“FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,

TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur.”


Emanet güvenli ellerdedir. Davutoğlu bunu bilmeli ve boşuna kendisini yıpratmamalıdır. Hiç kimse anayasadan Türk Milleti’ni çıkaramaz ve devletin millilik özelliğini yok edemez.

Hiç yorum yok: