20 Temmuz 2015 Pazartesi

MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİ GÖREV BAŞINA 

Bugün iki mel'un terör saldırısı ile kalplerimiz sızladı. Önce Suruç'da patlayan bomba sonucu 30 insanımızın öldüğünü, 100 insanımızın ise yaralandığını öğrendik. Sonra, ikinci kötü haber Adıyaman'dan geldi: HDP'liler (PKK) bir çavuşumuzu şehit etmişler, iki askerimizi ise yaralamışlar. Ölenlere Tanrı'dan rahmet,yaralılara acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.

Irak'da ve Suriye'deki ateş ülkemizi de iyice sarmaya başladı. Bu ateşi yakanın kimler olduğunu iyi biliyoruz.  ABD ve İsrail'in Orta Doğu planlarını   Condoleezza Rice 2003 yılında açıklamıştı. 22 ülkenin sınırları ve yönetimi değişecek denildi. ABD ve İsrail bu projeyi gerçekleştirmek için, hedef ülkelerin milli devletlerine, milli birliklerine ve milli ekonomilerine saldırıyorlar. Milli birliği bozmak için etnik kimliklere, dini inançlara, mezhep farklılıklarına göre insanları bölüyorlar, onları birbirlerine düşman haline getiriyorlar, silahlandırıyorlar ve birbirlerine ve kendi  milllî devletlerine saldırtıyorlar.

Orta Doğu'da ne kadar terör örgütü varsa ki, bunlara PKK da dahildir, ABD'nin kuklasıdır ve hizmetkarıdır. Sadece terör örgütleri değil, yöneticiler de, medya mensupları da, sivil toplum örgütleri de ABD'ye bilerek veya bilmeyerek hizmet ediyorlar. Türkiye'deki siyasi partileri, medya mensuplarını ve sivil toplum örgütlerini bu açıdan değerlendirmek gerekir.

Milli devletleri yıkmak için ve ülkeleri bölmek için etnik kimlik üzerinden veya mezhep farklılığı üzerinden politika yapan herkes BOP projesinin yani ABD ve İsrail'in hizmetine girmiş sayılır. PKK'yı da (HDP) bu gözle görmek gerekir. PKK (HDP) yıllardır uyguladığı terör faaliyetleri ile binlerce insanımızın ölümüne ve yaralanmasına sebep olmuştur. IŞID'dan  tek farkı var;  IŞİD adam öldürmek için dini inancı kullanıyor, PKK ise etnik kimlik farklılığını.

Suruç'ta meydana gelen bu elim olayı kınayanların ellerinde  bebek katili ve teröristlerin başı Apo'nun posterlerinin bulunması ise tam bir komedidir. IŞİD ne kadar zalim ise PKK da o kadar zalimdir.  İkisi de kukladır ve bu kuklaları da oynatan bellidir.

IŞID'in  görevi  Suriye'yi bölmek; PKK'nın (HDP) görevi ise Türkiye'yi bölmek. İkisini de görevlendiren aynı merkez; ABD ve İsrail ortaklığı. Irak, Suriye ve Türkiye bölünecek, ikinci İsrail devleti, Kürdistan adı altında kurulacak.

Bugünkü patlamadan sonra yapılan TV yayınlarında bunu anlamak mümkün. Barış cephesi adı altında HDP'ye yani PKK'ya yani eli bebek, ihtiyar, genç, öğretmen, mühendis, köylü, işçi, polis, asker ve komutan kanı  bulaşmış bir örgüte destek isteniyor. Çünkü bunlar özgürlük savaşcılarıymış. Ülkeyi bölmenin adı demokratikleşme oldu.

Bu patlama sonucunda bölücü cephe saflarını sıklaştırmaya başladı. Bu cepheye karşı muhakkak Türkiye Cephesi kurulmalıdır. Gerçek Türk aydınları, gençleri, yaşlıları bu cephede görev almalıdır. Ülkenin geldiği nokta son derece kritiktir. Kanla, irfanla kurduğumuz Cumhuriyetimiz gaflet ve ihanet ile yıkılmak üzeredir. AKP, CHP, HDP koalisyonu kapalı kapılar ardında oluşmuştur. Bu oluşumun yapacağı ilk şey, Anayasanın ve bazı kanunların değiştirilmesi, Türk Milletinin anayasadan çıkarılması ve bölünme sürecine hız kazandırılmasıdır. Türkiye cephesi buna izin vermemelidir.

Atatürk'ün şu sözlerinde bize yüklediği görevin zamanı gelmiştir ve geçmek üzeredir:  "Ey Türk gençliği, birinci vazifen Türk İstiklalini ve Türk Cumhuriyetini korumaktır".

Hiç yorum yok: