ULUS DEVLET VE ULUSALCILIK
Son zamanlarda yeni bir aşağılama yöntemi geliştirildi. Bazı
yazar ve politikacılar sanki çok kötü bir şeymiş gibi ulusalcı olmakla
suçlanıyor. Ulusalcılık ta kasıtlı biçimde yanlış tanımlanıp kötüleniyor. Oysa
ulusalcılık Türkiye Cumhuriyetini kuran iradenin adıdır. Bu irade kendisini en
iyi “Ya istiklal ya ölüm” şeklinde ifade etmiştir.
Türkiye Cumhuriyetini kuranlar başta Atatürk olmak üzere
ulusalcıydı. Onun için yeni devlet tam
bağımsızlık, özgürlük, ulusal birlik, ulus egemenliği ve eşit vatandaşlık temelleri
üzerinde kuruldu. Türkiye Cumhuriyetini yıkmak isteyen güçler bu temelleri sarsmak
ve yıkmak için bu temelleri savunan kimselere ulusalcı deyip saldırıyorlar.
Unutulmamalıdır ki, ulusalcılar olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti de olmazdı,
bağımsızlık da olmazdı, özgürlük de olmazdı, refah da olmazdı. Bugün bunlar
adına neyimiz varsa bunu ulusalcılara ve onların kurduğu adı Türkiye Cumhuriyeti
olan ulus devletimize borçluyuz.
Recep Tayyip
Erdoğan’ın Türk milliyetini ayağımın altına alıyorum ifadesi ile Ahmet Hakan’ın
köşesinde yazdığı “Ulusalcılar
insanlığa düşman. Ulusalcılar Kürtlere düşman. Ulusalcılar dünyaya düşman.
Ulusalcılar Alevilere düşman…Ulusalcılar dine düşman…” şeklindeki sözler aynı parelel
kafanın ürünüdür. Bu tarz söylemlere
ikinci cumhuriyetçilerin, liboş ve yandaş yazar takımının yazılarında da sıkça
karşılaşıyoruz. Bunların esas amacı Türkiye Cumhuriyetini tasfiye etmektir.
Cumhuriyeti tasfiye etme hayali kuranlar bir yandan
vatansever, anti emperyalist aydınları, askerleri tutsak ederken bir yandan da
cumhuriyet savunucularını ulusalcı diye aşağılamaya ve halkın gözünden düşürmeye
çalışıyorlar.
Aziz halkımız şunu bilmelidir ki, ulus devlet
olmadan bağımsızlık da olmaz, özgürlük de olmaz, refah da olmaz, kardeşlik de
olmaz, insanca yaşamak da olmaz. Yıllardır bu liboş, gerici, ikinci
cumhuriyetçi yazarlar ulus devleti yıkmak için demokrasi dediler, özgürlük
dediler ama onların esas istediği bölücülere, irtica yanlılarına ve
işbirlikçilere serbest çalışma ortamı sağlamaktı. Halkımızın bunların
demogojilerine kanması sonucu geldiğimiz noktada irtica tehdidi her geçen gün
artıyor, ülkenin bir kısmı da bizden kopup gidiyor.
Atatürk’ün “Cumhuriyeti kuran halka Türk” denir
ifadesi unutturuldu, etnik kimlikler ön plana çıkarılarak Türkiye Cumhuriyet
içinde çok sayıda millet varmış gibi bir algı yaratıldı. Oysa Türkiye
Cumhuriyetinde tek bir millet vardır o da Türk Ulusudur.
Uluslar tek bir etnik guruptan oluşmaz. ABD, Fransa,
Almanya, İtalya gibi ülkelerde çok sayıda etnik gurup vardır ama burada yaşayanların
hepsi tek bir ulus halinde birleşmişlerdir. Türk Ulusu da böyledir. Zulümden kaçan
milyonlarca insan Anadolu’ya sığınmıştır. Kafkaslardan, Balkanlardan, Ortadoğu’dan
Girit’ten, Kıbrıs’tan çok farklı etnik kökeni ve dini inancı olan insanlar ulus
devletimizin birleştirici özelliği sayesinde Anadolu’nun yerli halkı ile
kaynaşıp beraberce yaşamışlardır. Çünkü bütün bu insanlar kanun önünde
eşittirler. Hiçbir guruba farklı haklar verilmemiştir. Anadolu halkının Ahmet
Yesevi’den, Hacı Bektaşi Veli’den, Yunus Emre’den bu yana özünde oluşmuş olan
insan sevgisi de bu kardeşçe yaşamayı mümkün kılmıştır.
Son yıllarda, ulus devleti parçalamak ve kardeşliğe
son vermek isteyen kimseler ve çevreler etnik kimlik ve mezhep farklılıkları
üzerinden siyaset yaptılar ve ülkeyi parçalama noktasına getirdiler. Bu etnik
kimlikçilerin, mezhepçilerin özlediği ortamın Suriye’de, Irak’ta nelere, ne
gibi canavarlıklara sebep olduğu gözler önündedir. Ulusalcılara ve Ulus devlete
saldıranlar da zamanında bu etnik ve dini inançları esas alıp insanlara sözüm
ona özgürlük getirileceğine inanlar veya inanmış görünenlerdir. Geline nokta
işte ortada…
Özgürlükler ve haklar bütün insanlar içindir. Bazı
guruplara daha farklı haklar verilirse bu imtiyaz olur ve kanun önünde eşitlik
bozulmuş olur. Halk elbette kendi kültürünü yaşatacak, kendi adetleri ile hareket
edecek ama imtiyaz istemeyecek. İmtiyaz birliğin ve kardeşliğin düşmanıdır.
Bu ülkede etnik kimliği ne olursa olsun herkes şunu
bilmelidir ki, güvenliğimizin, geleceğimizin, refahımızın ve insanca
yaşamamızın teminatı ulus devletin yaşamasıdır. Onu yaşatma ve
yükseltme iradesine de ulusalcılık; bu irade içinde hareket edenlere de
ulusalcı denir. Ulusalcılar olmazsa,
Ulus devlet yani Türkiye Cumhuriyeti yıkılır ve onun altında etnik kimliği ne
olursa olsun, dini inancı ne olursa olsun tüm Türkiye halkı kalır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder