18 Ağustos 2014 Pazartesi



ULUS DEVLET VE ULUSALCILIK

Son zamanlarda yeni bir aşağılama yöntemi geliştirildi. Bazı yazar ve politikacılar sanki çok kötü bir şeymiş gibi ulusalcı olmakla suçlanıyor. Ulusalcılık ta kasıtlı biçimde yanlış tanımlanıp kötüleniyor. Oysa ulusalcılık Türkiye Cumhuriyetini kuran iradenin adıdır. Bu irade kendisini en iyi “Ya istiklal ya ölüm” şeklinde ifade etmiştir.

Türkiye Cumhuriyetini kuranlar başta Atatürk olmak üzere ulusalcıydı. Onun için yeni devlet  tam bağımsızlık, özgürlük, ulusal birlik, ulus egemenliği ve eşit vatandaşlık temelleri üzerinde kuruldu. Türkiye Cumhuriyetini yıkmak isteyen güçler bu temelleri sarsmak ve yıkmak için bu temelleri savunan kimselere ulusalcı deyip saldırıyorlar. Unutulmamalıdır ki, ulusalcılar olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti de olmazdı, bağımsızlık da olmazdı, özgürlük de olmazdı, refah da olmazdı. Bugün bunlar adına neyimiz varsa bunu ulusalcılara ve onların kurduğu adı Türkiye Cumhuriyeti olan ulus devletimize borçluyuz.

Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk milliyetini ayağımın altına alıyorum ifadesi ile Ahmet Hakan’ın köşesinde  yazdığı “Ulusalcılar insanlığa düşman. Ulusalcılar Kürtlere düşman. Ulusalcılar dünyaya düşman. Ulusalcılar Alevilere düşman…Ulusalcılar dine düşman…” şeklindeki sözler aynı parelel kafanın ürünüdür.  Bu tarz söylemlere ikinci cumhuriyetçilerin, liboş ve yandaş yazar takımının yazılarında da sıkça karşılaşıyoruz. Bunların esas amacı Türkiye Cumhuriyetini tasfiye etmektir.

Cumhuriyeti tasfiye etme hayali kuranlar bir yandan vatansever, anti emperyalist aydınları, askerleri tutsak ederken bir yandan da cumhuriyet savunucularını ulusalcı diye aşağılamaya ve halkın gözünden düşürmeye çalışıyorlar.

Aziz halkımız şunu bilmelidir ki, ulus devlet olmadan bağımsızlık da olmaz, özgürlük de olmaz, refah da olmaz, kardeşlik de olmaz, insanca yaşamak da olmaz. Yıllardır bu liboş, gerici, ikinci cumhuriyetçi yazarlar ulus devleti yıkmak için demokrasi dediler, özgürlük dediler ama onların esas istediği bölücülere, irtica yanlılarına ve işbirlikçilere serbest çalışma ortamı sağlamaktı. Halkımızın bunların demogojilerine kanması sonucu geldiğimiz noktada irtica tehdidi her geçen gün artıyor, ülkenin bir kısmı da bizden kopup gidiyor.

Atatürk’ün “Cumhuriyeti kuran halka Türk” denir ifadesi unutturuldu, etnik kimlikler ön plana çıkarılarak Türkiye Cumhuriyet içinde çok sayıda millet varmış gibi bir algı yaratıldı. Oysa Türkiye Cumhuriyetinde tek bir millet vardır o da Türk Ulusudur.

Uluslar tek bir etnik guruptan oluşmaz. ABD, Fransa, Almanya, İtalya gibi ülkelerde çok sayıda etnik gurup vardır ama burada yaşayanların hepsi tek bir ulus halinde birleşmişlerdir.  Türk Ulusu da böyledir. Zulümden kaçan milyonlarca insan Anadolu’ya sığınmıştır. Kafkaslardan, Balkanlardan, Ortadoğu’dan Girit’ten, Kıbrıs’tan çok farklı etnik kökeni ve dini inancı olan insanlar ulus devletimizin birleştirici özelliği sayesinde Anadolu’nun yerli halkı ile kaynaşıp beraberce yaşamışlardır. Çünkü bütün bu insanlar kanun önünde eşittirler. Hiçbir guruba farklı haklar verilmemiştir. Anadolu halkının Ahmet Yesevi’den, Hacı Bektaşi Veli’den, Yunus Emre’den bu yana özünde oluşmuş olan insan sevgisi de bu kardeşçe yaşamayı mümkün kılmıştır.

Son yıllarda, ulus devleti parçalamak ve kardeşliğe son vermek isteyen kimseler ve çevreler etnik kimlik ve mezhep farklılıkları üzerinden siyaset yaptılar ve ülkeyi parçalama noktasına getirdiler. Bu etnik kimlikçilerin, mezhepçilerin özlediği ortamın Suriye’de, Irak’ta nelere, ne gibi canavarlıklara sebep olduğu gözler önündedir. Ulusalcılara ve Ulus devlete saldıranlar da zamanında bu etnik ve dini inançları esas alıp insanlara sözüm ona özgürlük getirileceğine inanlar veya inanmış görünenlerdir. Geline nokta işte ortada…

Özgürlükler ve haklar bütün insanlar içindir. Bazı guruplara daha farklı haklar verilirse bu imtiyaz olur ve kanun önünde eşitlik bozulmuş olur. Halk elbette kendi kültürünü yaşatacak, kendi adetleri ile hareket edecek ama imtiyaz istemeyecek. İmtiyaz birliğin ve kardeşliğin düşmanıdır.



Bu ülkede etnik kimliği ne olursa olsun herkes şunu bilmelidir ki, güvenliğimizin, geleceğimizin, refahımızın ve insanca yaşamamızın teminatı ulus devletin yaşamasıdır. Onu yaşatma ve yükseltme iradesine de ulusalcılık; bu irade içinde hareket edenlere de ulusalcı denir.  Ulusalcılar olmazsa, Ulus devlet yani Türkiye Cumhuriyeti yıkılır ve onun altında etnik kimliği ne olursa olsun, dini inancı ne olursa olsun tüm Türkiye halkı kalır.

Hiç yorum yok: