“Göz yumma güneşten, ne kadar nûru kararsa
Sönmez ebedî, her gecenin gündüzü vardır.”
Sönmez ebedî, her gecenin gündüzü vardır.”
Orhan Veli “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı” demiş;
ben de gözlerim kapalı Türkiye’yi düşünüyorum. Aklıma içinde bulunduğumuz üç
büyük tehlike geliyor, kahroluyorum:
Adım adım gelişen
Tayyip diktatörlüğü,
Milli birliğin bozulması
ve vatan topraklarının bölünmesi;
Çağdaş yaşamdan
uzaklaşma ve irtica.
Bütün bunlara tuz biber olmak üzere:
Artan iç ve dış borç, eksilmeyen dış ticaret açığı ve bu
borç ve açığı azaltma özelliği kalmayan bir ekonomi;
Tüm komşu ülkelerle düşman olmamız ve çıkarlarımızı
koruyamayan bir dış işleri politikası;
Artan yoksulluk ve sefalet,
İşsiz dolaşan milyonlarca genç;
Peşkeş çekilen kentler, dereler, ormanlar, madenler;
Yabancıların eline geçen sanayi ve hizmet sektörü;
Can çekişen hayvancılık;
Bozulan ve bilimsellikten ve ulusallıktan uzaklaşan ve
Tayyip’e seçmen yetiştiren eğitim sistemi;
Bilim üretemeyen ve halkının sözcüsü olamayan üniversiteler;
Bozulan iş ahlakı, giderek dürüstlüğünü kaybeden kitleler;
Halkın gözü kulağı ve sesi olması gerekirken iktidarın,
Türkiye üzerinde emelleri olan ülkelerin ve onların istihbarat birimlerinin
borazanı olmuş medya;
Alt üst olmuş ve hukuk dışına taşmış yargı sistemi;
Hapislerde tutsak edilen vatanseverler;
Tasfiye edilmeye çalışılan Türk Silahlı Kuvvetleri.
Bu kötü tabloyu uzatmak mümkün ama daha fazla düşünmek
istemiyorum. Aklıma 12 yıldır bu ülkenin üzerine kabus gibi çöken ve bu kara
tabloyu inşa eden iktidara karşı koyması gereken muhalefet partileri geliyor. “Hırsızdan
başbakan olmaz, yalancıdan cumhurbaşkanı olmaz” söylemi dışında bir etkinliğini
görmediğimiz Kılıçdaroğlu ve Tayyip’in
yaptıklarını Salı günleri gurup toplantısında anlatmaktan başka muhalefet
yapmayan bir Bahçeli.
Bu iktidar ve muhalefet ile gidersek sonunda varacağımız
nokta bölünmüş bir ülke, dikta ile yönetilen ve sömürülen bir ulus, bağımsızlığını
yitirmiş bir devlet ve özgürlüğünü kaybetmiş bir halk.
Bütün bunları düşününce Osmanlının son dönemleri, mütareke
yılları, Mustafa Kemal ve kurtuluş mücadelesi aklıma geliyor. Kendi
kendime Tevfik Fikret’in şu şiirini okumaya başlıyorum:
MİLLET ŞARKISI
Çiğnendi, yeter, varlığımız cehl ile
kahre;
Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz.
Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare.
Can kardeşi, kan kardeşi, şan kardeşiyiz biz.
Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz.
Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare.
Can kardeşi, kan kardeşi, şan kardeşiyiz biz.
Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol;
Ey hak, yaşa, ey sevgili millet, yaşa.. Var ol!
Ey hak, yaşa, ey sevgili millet, yaşa.. Var ol!
Gel kardeşim, annen sana muhtâc, ona koşmak..
Koşmak ona, kurtarmak o bî-bahtı vazîfen.
Karşında göğüs bağr açık ölgün, yatıyor bak;
Onsuz yaşamaktansa beraber ölüş ehven!
Koşmak ona, kurtarmak o bî-bahtı vazîfen.
Karşında göğüs bağr açık ölgün, yatıyor bak;
Onsuz yaşamaktansa beraber ölüş ehven!
Her an o güzel sineyi hançerliyor eller;
İmdâdına koşmazsak eğer mahvı mukarrer.
İmdâdına koşmazsak eğer mahvı mukarrer.
Zulmün topu var, güllesi var, kal’ası
varsa,
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;
Göz yumma güneşten, ne kadar nûru kararsa
Sönmez ebedî, her gecenin gündüzü vardır.
Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır;
Göz yumma güneşten, ne kadar nûru kararsa
Sönmez ebedî, her gecenin gündüzü vardır.
Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz
yol!
Ey hak, yaşa, ey sevgili millet, yaşa.. Var ol!
Ey hak, yaşa, ey sevgili millet, yaşa.. Var ol!
Vaktiyle baban kimseye minnet mi
ederdi?
Yok, kalmadı, hâşâ sana zillet pederinden
Dünyâda şereftir yaşatan milleti, ferdi;
Silkin, şu mezellet tozu uçsun üzerinden.
İnsanlığı pâ-mâl eden alçaklığı yık, ez;
Billâh yaşamak yerde sürüklenmeye değmez.
Yok, kalmadı, hâşâ sana zillet pederinden
Dünyâda şereftir yaşatan milleti, ferdi;
Silkin, şu mezellet tozu uçsun üzerinden.
İnsanlığı pâ-mâl eden alçaklığı yık, ez;
Billâh yaşamak yerde sürüklenmeye değmez.
Haksızlığın envâını gördük.. Bu mu
kaanun?
En gamlı sefâletlere düştük.. Bu mu devlet?
Devletse de, kanunsa da, artık yeter olsun;
Artık yeter olsun bu denî zulm-ü cehâlet..
En gamlı sefâletlere düştük.. Bu mu devlet?
Devletse de, kanunsa da, artık yeter olsun;
Artık yeter olsun bu denî zulm-ü cehâlet..
Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz
yol,
Ey hak, yaşa, ey sevgili millet, yaşa.. Var ol!
Ey hak, yaşa, ey sevgili millet, yaşa.. Var ol!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder