STRATEJİK HATA
Kılıçdaroğlu ve
Bahçeli ne derse dersin bu seçim muhalefetin yenilgisi ile sonuçlanmıştır.
Yapılan stratejik hatanın sonucu olarak maalesef hiç istemediğimiz halde Recep
Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Bunun sorumluluğu tamamen iki
lidere aittir.
En büyük hata, özellikle CHP seçmeninin kabullenemeyeceği birisinin
çatı adayı olarak belirlenmesidir. Parti tabanlarının, yetkili kurullarının,
milletvekillerinin haberi olmadan ve seçmen eğilimleri göz önüne alınmadan
yapılan bu tercih istenmeyen sonucu hazırlamıştır. Belirlenen stratejiye ve yapılan
hesaba göre, dindar, sağcı bir aday gösterilerek CHP ve MHP’nin yerel
seçimlerde aldığı yaklaşık %44-45 oranına % 10 civarında AKP’li seçmenin de oyu
katılacak ve çatı aday seçimi kazanacaktı.
Bu strateji tutmamıştır. Çünkü bu strateji iki büyük yanılgı
taşıyordu. Birincisi, CHP ve MHP seçmeni liderlerin emrine(!) uymamış ve büyük
bir kitle ya sandığa gitmemiş ya da geçersiz oy kullanmıştır. Anlaşılmıştır ki, seçmenlerin oyu parti
liderlerinin cebinde değildir. Tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz sözü bu
bakımdan havada kalmıştır. İnsanlar ilkelerine, hayat görüşlerine uygun olmayan
bir adaya sırf genel başkan istiyor diye oy vermek mecburiyetinde değildir. Bu
bakımdan hiç kimse İhsanoğlu’na oy vermedi diye suçlanamaz. Demokratik yollarla belirlenmeyen adayın
başarısız olması o adayı diktacı tutum anlayışı ile belirleyenlerin suçudur.
İkinci yanılgı, AKP’den
beklenen % 10 civarındaki oy gelmemiştir. Neden gelsin ki? Aslı dururken
insanlar neden başkasına oy versin? Bu düşünce de boş bir hayalden ibaretti.
Bu durumun sorumluları olan Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin
başarısızlığı kabul etmemeleri, hele de Kılıçdaroğlu’nun “İhsanoğlu ve Demirtaş
başarılı oldu, Erdoğan olamadı” demesi genel seçimlerde de CHP ve MHP’nin
yenilgi alacağının işaretidir. Hatasını
görmeyen kendisini düzeltemez. Eleştirileri ihanet kabul edenin de meyli
demokrasiye değil, diktayadır.
Cumhuriyet sevdalılarının, ulus devlet yanlılarının, laik
devlet savunucularının, ulusal bütünlükten yana olanların, mezhep ve etnik
ayrışma istemeyenlerin, özgürlük ve bağımsızlık aşıklarının, özetle Atatürk
ilkelerine bağlı olanların, bu iki liderden ve eğer bu iki liderin yönetim
anlayışı ile yönetilmeye devam ederlerse, CHP ve MHP’den bir şeyler beklemesi
boşunadır. Ya yönetim anlayışı değişecek ya da yeni bir oluşuma gidilecek.
Oyalayıcı ve iktidarın icraatlarını
kolaylaştırıcı değil, gerçek anlamda muhalefet yapan ve kitlelere verdiği umut
ile iktidarı hedefleyen bir oluşuma şiddetle ve acilen ihtiyacı var…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder