11 Mart 2020 Çarşamba


GÜNÜMÜZÜN BİLGESİ PERİNÇEK

Türk tarihini incelediğimizde, büyük hükümdarların devrinde, onun etrafında çok değerli bilim, fen, sanat ve siyaset adamlarının olduğunu görüyoruz. Hükümdarlar, bu büyük insanları etrafında toplayıp onlara danışarak aldıkları kararlarla büyümüşler.

Eskiler hükümdarların yanındaki görmüş, geçirmiş, ilim irfan sahibi kimselere müşavir derlerdi, şimdilerde danışman deniyor. Bu danışmanlar sadece hanlara danışmanlık yapmaz, içinde bulundukları toplumu da aydınlatırlardı. Bu danışmanlar bazen de hükümdarın veziri olurdu.

Kaşgarlı Mahmud’un bildirdiğine göre, Büyük İskender’e mağlubiyet acısı yaşatan Türk hükümdarı ‘Şu’, bu başarısını bir ‘üge’’ye, yani yaşlı, başlı, bilgili, akıllı bir ordu komutanına ve onu tavsiye eden bir vezire borçludur.

Oğuz Kağan destanında da şu ifadeleri görmek mümkün: “Oğuz Kağan’ın yanında kır saçlı, ak sakallı, tecrübeli bir ihtiyar vardı. Bu anlayışlı adam, Oğuz Kağan’ın veziriydi. Adı Uluğ Türk’tü.” Oğuz Han bu Uluğ Türk’e danışarak elde ettiği başarılar ise ortada…

Dede Korku hikayeleri de bu gerçekleri anlatır. Kitaba adını veren Dede Korkut, kitaptaki ifade ile, “Oğuz’un tamam bilicisi”dir. Hükümdara öğüt verir, sözü hep doğrudur ve dinlenir.

İlteriş Kutluk Han’dan başlayarak Göktürklere kağanlık yapmış, 4 büyük Türk hükümdarı (Kapağan Han, Bilge Kağan, Kül Tigin)  vezir olarak kendilerine ‘Bilge Tonyukuk’u seçmişlerdi. Adı üstünde ‘Bilge’ Tonyukuk.

Osmanlı’nın yükselme dönemindeki bilge vezir ve hocaları anmadan olmaz: Şeyh Edebali, Hacı Bektaş Veli, Molla Gürani, Akşemsettin gibi çok sayıda ak saçlı, bilgili, akıllı vezirler padişahların yol göstericisi ve hocası olmuştur.   

Şinasi, Namık Kemal, Yusuf Akçura, Ziya Gökalp gibi fikir ve eylem adamlarının Cumhuriyet Devrimi’ndeki rolleri de inkâr edilemez.

Atatürk ise hem bilge kişiydi hem de devrimci bir kahramandı.

Türk milleti, bugünlere böyle bilge kişilerin yol göstericiliği ile başı dik, özgür bir millet olarak geldi.

Şüphesiz günümüzün bilge kişisi Vatan Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek’tir. Yıllardır, halkı ve yöneticileri bilgilendirmek ve uyarmak için kitaplar yayınlıyor; dergilerde, gazetelerde makaleler yazıyor; Kentten kente koşup konuşuyor, anlatıyor; televizyon kanallarına çıkıp günün önemli konularıyla ilgili olarak doğruları anlatıyor.

15 Temmuz gecesi, diğer liderler saklanacak yer ararken Perinçek, parti genel merkezine gelerek televizyona çıktı ve yaptığı uyarı ile darbe girişimini başarılı olmasını engelledi.

Silivri duvarlarını yıktı ve Türk ordusunu ve vatanseverleri tutsaklıkta kurtardı.

Binlerce genç yetiştirdi ve Türkiye’nin en az 40 yılını garanti altına aldı.  

Emperyalizmin Ermeni Soykırım yalanını AİHM kararı ile çöpe attı; Suriye’ye, İran’a, Rusya’ya ye kendisi gitti, ya heyetler gönderdi ve bu ülkeleri de uyararak hem bu ülkelerin hem Türkiye’nin emperyalist tuzaklar düşmesini önledi.

Yıllardır Türkiye’yi bölmeğe çalışan ve ekonomimizi borç batağına sokan sistemi Atlantik sisteminden bağlarımızdan kurtulmamızı ve Avrasya’daki onurlu yerimizi almamıza hizmet etti.

Sayın Perinçek, günümüzün Uluğ Türk’üdür, Bilge Tonyukuk’udur, Dede Korkut’udur, Nizâmülmülk’üdür.

Zamanımızın Alamut kalesi ise Amerika’dır; Hasan Sabbah’ı ise, Fethullah’tır, Öcalan’dır.  PKK ve FETÖ de günümüzün Haşhaşileridir. Amerika, İsrail güdümlü Haşhaşiler sadece bunlar da değil; kendisini Atatürkçü, liberal, solcu, dindar maskesi ile saklamaya çalışanlar da var.

Bu Haşhaşiler’in işi gücü Sayın Perinçek’e saldırmak. Televizyonlarda saldırıyorlar, gazetelerde saldırıyorlar, sosyal medyada saldırıyorlar. Boşuna çabalıyorlar. Perinçek asla yılmaz ve sadece Türk milletine değil, tüm mazlum milletlere hizmetten asla vaz geçmez.

Meşhur sözdür, “Yel kayadan bir şey koparamaz”. Bugüne kadar koparamadı, bundan sonra da koparamaz.


Hiç yorum yok: