DEVRİM KAPIMIZDA
Zor günlerden geçiyoruz. Yıllardır içinde çırpındığımız
sistem artık iflas etti. Olağan üstü günler yaşıyoruz. Zorluklar büyük, tehdit
ve tehlikeler büyük; bu şartlarda kurtuluş için büyük kararlar gerekiyor.
Ülke bütünlüğü tehlikede ve ekonomik olarak borç batağına
batmış durumdayız. Bu bataktan çırpınarak çıkamayız. Şartlar bir devrimi
önümüze koyuyor; Kemalist Devrim’i tamamlamak zorundayız.
Devrimi kapımızın önüne koyan üç husus var: Vatan
bütünlüğüne yönelik tehdit ve düşmanlıklar; Borca batmış bir ekonomi ve artan
yolsuzluk ve yozlaşmalar.
VATAN BÜTÜNLÜĞÜ İÇİN DEVRİM
Vatan bütünlüğümüze saldırı var. Hem de kimden? Daha güvende
oluruz diye 1940’lı yıllarda sığındığımız Batı sisteminden ve NATO’dan. NATO
demek Amerika demek.
Amerika bize saldırıyor. FETÖ olup saldırıyor, PKK/YPG olup
saldırıyor. Güneydoğumuzu elimizden alıp, adı Kürdistan olan ikinci İsrail
devletini kurmak istiyor.
Savunmadayız ama hem Batı sistemi içinde kalıp hem NATO
üyesi olup kendimizi koruyamayız. Düşmanın şerrinden düşmana sığınılmaz; düşmanla
savaşarak vatan korunur.
Türkiye, milli ordusunu güçlendirerek, NATO’dan çıkarak ve bölge
ülkeleri ile işbirliği yaparak kendisini savunabilir. Bunu yaptığı takdirde aynı
zamanda bir devrim de yapmış olur. “Tam Bağımsız Türkiye’nin” gereği de budur.
EKONOMİK DEVRİM
Batı siteminin ekonomik dayatmaları ve saldırıları Turgut Özal
zamanında başladı. 5 cepheden saldırdılar. Yabancı sermaye giriş ve çıkışına
karışmayın, giriş çıkış serbest olsun dediler. Gümrüklerinizi indirin, yabancı
mallar kolaylıkla ülkenize gelsin dediler. Yüksek faiz ile bizi borçlanmamızı
teşvik ettiler. Özelleştirme liberalizmin gerçeğidir, devlete ait ne varsa
satın dediler. Yabancı sermayeden korkmayın, bırakın gelsin özelleşen
fabrikaları, işletmeleri alsın dediler. Yetmedi, topraklarımızı yabancılara
satmamızı istediler.
Sonuçta bugünlere geldik. Borcumuz arttı, yoksulluk arttı,
işsizlik arttı. Temel ihtiyaç maddelerini bile üretemez olduk. Sürekli cari
işlem açığı verdik. Ekonomi devamlı kan kaybeder hale geldi.
Bu Batı sisteminin dayattığı borçlanma ekonomisinin sonuna
geldik. Devlet borcu, özel sektör borçlu, halk borçlu. Bu durumdan kurtulmak
için gene bir devrim lazım. Atatürk’ün 1930’lu yıllarda uygulayarak büyük
başarı kazandığı planlı ve karma ekonomiye geçmemiz şart oldu.
YOLSUZLUKLAR DEVRİMİ DAVET EDER
Son yıllarda yolsuzluklar çok yaygınlaştı. Arsa rantları,
devlet eliyle yandaş zengin etmeler, partili olanlara verilen imtiyazlar,
çalının sınav soruları, atamalarda yandaşların korunması, ayakkabı kutulardaki
paralar, kollardaki mücevher kıymetinde saatler, evlerdeki para makineleri son
yıllarda toplumda büyük çalkantılara yol açtı.
Yolsuzluklar yozlaşma ile at başı beraber gidiyor. Mücadele
ikisine karşı verilmelidir.
Yolsuzlukların ayyuka çıktığı durumlar eninde sonunda
toplumsal tepkilere yol açar. Türkiye’de olacak olan da budur. Bu çalkantılar
sonunda namusun ve emeğin hükümeti kurulur; bu kaçınılmazdır.
DEVRİMLERİ VATAN PARTİSİ YAPAR
Sistem partileri devrim yapamaz ancak sitem içerisinde
çırpınır, durur.
Yeni bir dünya kuruluyor ve bu sistem batıyor. Çare Atatürk rotasına
girmekte ve Kemalist devrimi gerçekleştirmektedir.
Vatan Partisi’nin Milli Hükümet Programı Türkiye’deki ve
dünyanın farklı ülkelerindeki pratiklerin incelenmesi sonucu yazılan bir teoridir.
Bu teori Vatan Partisi’nin kuracağı sistemin anahtarıdır. Bu sitemin parolası
vatan, işareti namus ve emektir.
Çözüm devrimdedir ve devrimleri ancak Vatan Partisi yapar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder