8 Haziran 2018 Cuma


BATI SERMAYESİNE TESLİM OLMAMALIYIZ!

24 Haziran seçimlerine katılan partileri değerlendirirken onların Batı sermayesine bakışlarının büyük önemi var. Şu gerçeği kabullenmeyen ve bu gerçeğe uygun ekonomik programlar geliştirmeyen partilerin Türk milletine faydası değil zararı olur.

Birkaç yüzyıllık bir gerçekten söz ediyoruz. Türk devriminin büyük düşünürlerinden Yusuf Akçura bu gerçeği çok önceden tespit etmiş:

“Avrupa’da büyük sanayi ve sermayenin oluşmasıyla, Osmanlı ülkesine girişi, ekonomimizi alt üst etti ve memleketimizin ekonomik krizinde hiç şüphesiz, en önemli etken oldu…

“Abdülmecit zamanında borçlanma kapısı geniş açıldı ve en çok bu kapıdandır ki Avrupa’nın büyü sermayesi, Osmanlı ülkesine girip istila etti. Sanayi ürünleri ile memleketten aldığı kazanca para kirası olarak aldığı faizler eklendi. Ecnebilerden alınan borç paraların mühim bir kısmı, egemen zümre ve padişahlar tarafından verimsiz masraflara tutuldu…”

“Avrupa sermayesinin istilasının sonuçları bu kadar mı? Hayır efendiler, hayır! Bu istiladan dolayı memalik-i Osmaniye’de küçük ve orta sanayi hemen hemen kalmadı.”

“Memleketin seneden seneye fakirleşmesinin en mühim sebebi, kanaatimce ecnebi sermayesinin memleketimize girip faiz ve temettü yolu ile, müstakil sanayi ve ticaretimizi imha suretiyle, milli servetimizi çekmesi ve ezmesi olmuştur.”

TARİH TEKERRÜR EDYOR

Bugün de ekonomimiz borç batağına saplanmış durumda. Özalların, Kemal Dervişlerin, Tayyip Erdoğanların Batı sermayesinin istekleri doğrultusunda uyguladıkları programlar bu durumu yarattı.

Adına liberal ekonomi dediler, dünya ile bütünleşme dediler, küreselleşme dediler kapıları, pencereleri açtılar ve sömürücü sermaye de bu açıklardan ülkemize girip tahribatını yapacağı kadar yaptı.

Dün Osmanlı’nın başına ne geldiyse, bizim başımıza aynısı geldi.

BATI SERMAYESİ NE YAPTI:

Yabancı sermaye borç olarak girdi, yüksek faizler topladı.

Özelleştirme adı altında girdi, işletmelerimize, fabrikalarımıza, bankalarımıza el koydu; elde ettikleri kârları transfer etti.

Tarımımızı, sanayileşmemizi baltaladı, bizden ucuza aldığı hammaddelerden ürettiği ürünlerini bize pahalı olarak sattı.

Gümrüklerimizi kaldırttı, sanayimizi rekabet edemez hale getirdi, Türkiye’yi açık Pazar haline dönüştürdü.

Para girişini devlet kontrolünden çıkardı, borsa ve diğer finans oyunları ile paramızı hortumladı.

Bizleri kendi ülkelerinde ucuz işçi olarak çalıştırıp emeğimizi sömürdü.  

Yabancıya gayri menkul satışları kolaylaştırıldı, topraklarımıza el koydu.

Kendi kömürümüzü, kendi madenimizi çıkaramaz duruma getirdi ve yurt dışından ithalat yapmak mecburiyetinde bıraktı.

Üreten değil, borç para ile mal ithal eden bir ülke haline geldik.

Bütün bunları kendi seçtiğimiz ve iktidarı teslim ettiğimiz siyasetçilerle birlikte yaptı.

PARTİLERİN EKONOMİK PROGRAMLARI

Seçime giren partiler içerisinde, yukarda sıraladığım gerçekleri görüp, bu gerçeklere göre bir ekonomik program geliştiren tek parti Vatan Partisi.

Vatan Partisi’nin Milli Hükümet Programı ve Seçim Bildirgesi bu konuda çok açık ve net görüşler taşıyor, çözüm önerileri sunuyor. Diğer partilerin programları incelendiğinde, 100 yıl önce Yusuf Akçura’nın tespit ettiği gerçekleri bugün dahi farkına varmadıkları ve anlamadıkları görülüyor.

Çare Vatan Partisi’nde, çare Perinçek’te…

Hiç yorum yok: