BATI SERMAYESİNE TESLİM OLMAMALIYIZ!
24 Haziran seçimlerine katılan partileri değerlendirirken
onların Batı sermayesine bakışlarının büyük önemi var. Şu gerçeği kabullenmeyen
ve bu gerçeğe uygun ekonomik programlar geliştirmeyen partilerin Türk milletine
faydası değil zararı olur.
Birkaç yüzyıllık bir gerçekten söz ediyoruz. Türk devriminin
büyük düşünürlerinden Yusuf Akçura bu gerçeği çok önceden tespit etmiş:
“Avrupa’da büyük sanayi ve sermayenin oluşmasıyla, Osmanlı
ülkesine girişi, ekonomimizi alt üst etti ve memleketimizin ekonomik krizinde
hiç şüphesiz, en önemli etken oldu…
“Abdülmecit zamanında borçlanma kapısı geniş açıldı ve en
çok bu kapıdandır ki Avrupa’nın büyü sermayesi, Osmanlı ülkesine girip istila
etti. Sanayi ürünleri ile memleketten aldığı kazanca para kirası olarak aldığı
faizler eklendi. Ecnebilerden alınan borç paraların mühim bir kısmı, egemen
zümre ve padişahlar tarafından verimsiz masraflara tutuldu…”
“Avrupa sermayesinin istilasının sonuçları bu kadar mı?
Hayır efendiler, hayır! Bu istiladan dolayı memalik-i Osmaniye’de küçük ve orta
sanayi hemen hemen kalmadı.”
“Memleketin seneden seneye fakirleşmesinin en mühim sebebi,
kanaatimce ecnebi sermayesinin memleketimize girip faiz ve temettü yolu ile,
müstakil sanayi ve ticaretimizi imha suretiyle, milli servetimizi çekmesi ve
ezmesi olmuştur.”
TARİH TEKERRÜR EDYOR
Bugün de ekonomimiz borç batağına saplanmış durumda. Özalların,
Kemal Dervişlerin, Tayyip Erdoğanların Batı sermayesinin istekleri
doğrultusunda uyguladıkları programlar bu durumu yarattı.
Adına liberal ekonomi dediler, dünya ile bütünleşme dediler,
küreselleşme dediler kapıları, pencereleri açtılar ve sömürücü sermaye de bu
açıklardan ülkemize girip tahribatını yapacağı kadar yaptı.
Dün Osmanlı’nın başına ne geldiyse, bizim başımıza aynısı geldi.
BATI SERMAYESİ NE YAPTI:
Yabancı sermaye borç olarak girdi, yüksek faizler topladı.
Özelleştirme adı altında girdi, işletmelerimize,
fabrikalarımıza, bankalarımıza el koydu; elde ettikleri kârları transfer etti.
Tarımımızı, sanayileşmemizi baltaladı, bizden ucuza aldığı hammaddelerden
ürettiği ürünlerini bize pahalı olarak sattı.
Gümrüklerimizi kaldırttı, sanayimizi rekabet edemez hale
getirdi, Türkiye’yi açık Pazar haline dönüştürdü.
Para girişini devlet kontrolünden çıkardı, borsa ve diğer
finans oyunları ile paramızı hortumladı.
Bizleri kendi ülkelerinde ucuz işçi olarak çalıştırıp
emeğimizi sömürdü.
Yabancıya gayri menkul satışları kolaylaştırıldı, topraklarımıza
el koydu.
Kendi kömürümüzü, kendi madenimizi çıkaramaz duruma getirdi
ve yurt dışından ithalat yapmak mecburiyetinde bıraktı.
Üreten değil, borç para ile mal ithal eden bir ülke haline
geldik.
Bütün bunları kendi seçtiğimiz ve iktidarı teslim ettiğimiz
siyasetçilerle birlikte yaptı.
PARTİLERİN EKONOMİK PROGRAMLARI
Seçime giren partiler içerisinde, yukarda sıraladığım gerçekleri
görüp, bu gerçeklere göre bir ekonomik program geliştiren tek parti Vatan
Partisi.
Vatan Partisi’nin Milli Hükümet Programı ve Seçim Bildirgesi
bu konuda çok açık ve net görüşler taşıyor, çözüm önerileri sunuyor. Diğer
partilerin programları incelendiğinde, 100 yıl önce Yusuf Akçura’nın tespit
ettiği gerçekleri bugün dahi farkına varmadıkları ve anlamadıkları görülüyor.
Çare Vatan Partisi’nde, çare Perinçek’te…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder