18 Haziran 2018 Pazartesi


ÜLKEYİ BÖLMEYE KALKMAK NE ZAMANDAN BERİ ATATÜRKÇÜLÜK OLDU

Bazıları CHP’ye laf söylettirmiyor; neymiş, CHP Atatürk’ün partisiymiş, Atatürkçülüğü savunan partiymiş.

Bunlara sormak lazım; ne zamandan beri ülkeyi bölmeye kalkmak veya bölücülere destek olmak Atatürkçülük oluyor?

Seçim bildirgesinde açıkça yazılıyor: Avrupa Yerel Yönetimler Şartı’ndaki çekinceler kaldırılacakmış. Geçmiş hükümetler şartın bazı maddelerine ülkeyi bölünmeye götürür diye çekince koymuşlar, bunlar gelip kaldıracak. Böylece yerel yönetimler özerk bir yapıya kavuşacak ve sonrası gelecek.

Yerinden yönetimler bir süreç olarak dört basmaktan oluşur, çekince kaldırınca bu süreç de başlar: İlk basamakta yerinden yönetim, yalnızca "yerel yönetimlerin güçlendirilmesi" anlamına gelmektedir. Yerinden yönetimin ikinci basamağı "bölgeselleştirme" ve "bölgecilik", üçüncü basamağı "federalizm" ve dördüncü basamağı da "ayrılıkçılık"tır.

ATATÜRK BÖYLE ŞEYLER SORAR MIYDI?

Sayın İnce kırmızı çizgileri kaldırdık dedikten sonra, 24 Mayıs 2018’de CNN Türk Televizyonu’ndaki Seçime Doğru Özel Programı’nda “81 milyona soracağız 1- Beraber mi yaşayacağız? 2- Yan yana mı yaşayacağız? 3- Ayrı ayrı mı yaşayacağız?” açıklamasında bulunmuştur. Sayın İnce Cumhurbaşkanı seçilecek olursa Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısının tartışılacağını ifade etmiştir. Dahası “ayrı ayrı mı yaşayacağız” sorusuyla Kürtlerin ayrı devlet kurmasının tartışılmasını savunmuştur.

Yerel yönetimler konusunda sakaldan kıl koparma taktiği söz konusu. Sakaldan her gün bir kıl koparıp tepki almadan sakal yolunmak isteniyor. Bağımsız kukla devletine adım adım gitmenin hesapları yapılıyor. Adımlar şöyle:

Yerel yönetimleri güçlendirme, eğitimi mahallileştirme, mali özerklik verme, eyaletlere bölme, fedarasyon oluşturma, ayrı devlet kurma.

Sonuç: Bölünmüş vatan.

Lütfen cevap verin, böyle Atatürkçülük olur mu?

Atatürk, vatanın her karış toprağının Türk Milleti’nin egemenliğinde olması için mücadele eden ve bunu da başaran bir insandır. Güneydoğu’muzu koparıp bir kukla devlete vermenin yollarını açmaya çalışırsanız buna Atatürkçülük denmez, BOP Eşbaşkanlığı denir.

DEMİRTAŞ DENEN ADAM, HDP VE ATATÜRKÇÜLÜK

Ne olduğu belli, başkanı kim belli, niyeti nedir belli, kimin emrinde olduğu belli olan zat şunları söylemiş:

“Türk Ordusu işgalcidir. Afrin’de sivilleri öldürüyor.”

“Buna alışsanız iyi olur. Biz daha başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz heykelini.”

“Başkan Apo’nun posterini Kürdistan’a asmayacağız da nereye asacağız?”

“YPG Fırat’ın batısına geçecek Hepiniz de maal maal bakacaksınız.”

Bu adam, Diyarbakır’a Kürt bölgesinin başkentidir diyor, Şeyh Sait ve Seyit Rızaya, Apo’ya, Türkiye Cumhuriyeti’ne isyan eden herkese methiyeler düzüyor.

Bu adama özgürlük isteyip cumhurbaşkanı yardımcısı yapıp hükümete ortak etmek istemenin, eş başkanı olduğu partiyi meclise sokmaya çalışmanın neresinde Atatürkçülük var?

Atatürk, vatan bütünlüğünü, milli birliği, millet egemenliğini tartışmaya açar mıydı?

Atatürk, devlete karşı isyan edenleri meclise mi sokardı, kodese mi sokardı?

Hiç kimse Atatürk ile bizleri kandırıp, Türkiye’nin bölünmesine hizmet etmesin. Gerçek Atatürkçüler onların yakasına yapışmasını iyi bilir.

Hiç yorum yok: