28 Ocak 2015 Çarşamba

İNSANI ÖNEMSEYEN BİR SİSTEME DOĞRU

Son yıllarda, birçok ülke ve ortamda değişik biçimlerde isyan hareketleri görüyoruz. Nerede ise tüm dünyaya hâkim olan kapitalizm, ülkeler ve halklar arsındaki gelir, servet ve fırsat eşitsizliğini artırdı. Bir yandan ekonomiler büyürken bir yandan da eşitsizlik arttı. Sermayenin hâkimiyeti her yanı sardı. Bu ortamda kazanan sermaye ve finans çevreleri oldu.

Böyle bir dünyada haksızlığa ve servet paylaşımındaki bu bozukluğa tepkilerin oluşmaması mümkün değildi. Nitekim birçok ülkede halk ve özellikle de genç kitle adeta isyan halinde tepkilerini dile getirdi. Tunus ve Mısır’daki diktatörlere karşı gençlerin ayaklanmaları, Türkiye’deki Haziran direnişini, İspanya’daki olayları, ABD’deki “Wall Street’i işgal et”  hareketini, G-8’lerin toplantılarındaki protestoları bu açıdan değerlendirmek gerekir. Hatta ABD başkanı Obama bile “İnanabileceğimiz bir değişim” vaadi ile iktidar oldu.

Milyonlarca insan yoksullaşırken, hem onları ve hem de bu insanlara ait doğal kaynakları sömüren bir avuç insana ve onların temsilcisi siyasetçilere karşı büyük bir tepkinin oluşması kaçınılmazdı.

Türkiye’deki Haziran direnişi iktidarı değiştirecek bir sonuca ulaşmadı. Bunda CHP ve MHP’nin yanlış tutumu büyük rol oynadı. Bu partiler Haziran ruhunun rüzgârını arkalarına alacaklarına, onu frenleyecek uygulamalar yaptılar. Özellikle CHP’nin mahalli seçimlerinde gösterdiği adaylar ve daha sonra her iki partinin gösterdiği cumhurbaşkanı adayı Haziran Direnişi’nin ateşini söndürdü. Kendilerinin de iktidara ulaşmasını engelledi. Bu bakımdan sermayenin hizmetinde olan AKP’nin ekmeğine yağ sürdüler.

Yunanistan’daki seçim sonuçlarını da bu açıdan değerlendirmek lazım. Yunan halkı tepkisini sandıkta gösterdi ve onlara umut veren genç bir politikacıyı iktidara taşıdı. Bu sonuç sermayenin sömürdüğü, eşitsizliğin bunalttığı tüm halklar için bir umut kaynağı oldu. Kapitalist sistemin öldüğü tartışmaları yapılan bir ortamda SYRİZA’nın seçimi kazanması yeni sistem arayışlarının güçleneceğini gösteriyor.  

Ekonomik sistemleri politik sistemlerden ayrı düşünmek mümkün değil. İnsanlar artık paranın değil insanın önem kazandığı ekonomik ve siyasi bir sistem istiyor. Bunu gerçekleştireceğine dair halkına umut veren her siyasi parti iktidara gelebilir. Tıpkı Yunanistan’da olduğu gibi…


Temennimiz, Türkiye’de de buna benzer bir hareketin canlılık kazanması ve servetin değil, insanın hizmetinde olan bir iktidarın oluşmasıdır. Muhalefetteki CHP, MHP ve HDP’nin böyle bir söylemi de, bu söylemi gerçekleştirecek potansiyeli de yok gözüküyor. Umudumuz tükenmedi; halkımız bu zorluğun da şu veya bu şekilde üstesinden gelecektir. Bu durum kaçınılmazdır.

Hiç yorum yok: